Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2143 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Teknoloji ve kültür
Hasan Tülüceoğlu

  Sayı: 80 - Nisan / Haziran 2014

Batı bilim ve teknolojisini edinme yarışına eşzamanlı diyebileceğimiz şekilde bizimle birlikte başlayıp bu gün teknoloji üretiminde Batı’yla at başı giden Japonya, kendine has, kendi kültürünü yansıtan teknoloji ortaya koyamamakla eleştirilir. Japonya, Kore ve sonrasında Çin’in yaptıkları Batı teknolojisini iyi bir taklitle üretmektir.

Yüzyıllarca dünyanın en güçlüsü iken Batı’nın ürettikleriyle birden bire karşılaşmamız bugün bile bizi hâlâ kendimize getiremedi. Batı yıllarca sürdürdüğü bilimsel çalışmalar sonrasında kendine yeni bir dünya, Doğu’ya göre âdetâ cennet kurmuştu.

Öyle bir şaşkınlık ve bir taraftan da kabullenememek yaşadık ki uzun süre ne yapacağımızı bilemedik. Çok sonraları tanımak için elçiler gönderdik Batı’ya. Kolay olan Batı’nın üstünlüğünü kabullenmek, onlardaki yenilikleri ithal ederek Batılılaşmaktı. Bu doğal yaklaşım Karlofça barışıyla birlikte ‘Lale devrini’ sonuç verdi.

Ancak din veri tabanlı bir toplumduk. İslâmiyet, Hıristiyanlık değildi. İnsana ve dünyaya hitap eden her şeyi İslâm, Hıristiyanlık gibi kabullenemezdi. Batı’nın bariz dünya üstünlüğünü gören Osmanlı okuryazarlarının hemen tamamı toplumlarının veri tabanından dolayı eksikliği âdetâ ‘Din’de gördüler. İşi mevcut veri tabanıyla birlikte yürütmek isteyen az sayıdaki Osmanlı aydını, Hıristiyanlık ve İslâmiyet’in birbirleriyle uyuşmayan din veri tabanlarını doğru teşhis ettiler. Ama sorunu ve yapılması gerekeni net olarak ifadede zorlandılar. Halkın genel çoğunluğu din veri tabanından dolayı ‘gâvurdan’ gelen her şeye karşıt tepki verdiler. Zira Batıdan gelen her şey onlara ‘kâfirlik’ ifade ediyordu. Bunun halk dilindeki ifadesi “gâvur icadıydı”.

Batı, Doğu’ya göre yeni bir dünya ortaya koymuştu. Bunu yaparken Hıristiyanlık veri tabanından kesinlikle ayrılmadı. Bu veride mevcut kültürünü bir anlamda geliştirip dönüştürerek ürettiği tüm teknolojiye yansıttı. Güçlü ve üstün aletlerle birlikte bunlara yansıttıkları çok güçlü bir Hıristiyan veri tabanlı kültürleri vardı artık. Tüm dünyaya hükmetmeye hazır bu kültür, amazon ormanlarının en derinliklerine kadar yayılmaya hazırdı ve yayılacaktı da.

Halkın ‘gâvur icadı’ diyerek anlatmak istediği Batının teknoloji ürünlerine yansıttığı bu kültürdü. Bu bağlamda bisiklete başlangıçta ‘cin atı’ denmesi manidardır.

Dindar Osmanlı aydınları da aslında bu gerçeği yerli yerinde bir zemine oturtup doğru ve eksiksiz bir değerlendirme yapamadılar. Batıdaki gelişmelere çaresizdiler; mecburen alınmalıydı. Ama devamında Batının kültürünü de tevarüs ediyorduk. Teşhis eksik yapıldığından en son dindarlar slogana sarıldılar: “Batının bilim ve teknolojisini alalım ama ahlâksızlığını almayalım”. Onların ahlâksızlık dedikleri Batı kültürüydü ki zaten bilim ve teknolojiyle istemesek de onları da alıyorduk. Bu, din veri tabanlı toplumda, etkisi hâlâ süren müthiş ve korkunç bir sarsılmaydı.

Hoş ya takliden bile olsa, bir Çin kadar, Batı teknolojisini üretmekte montaj aşamasının çok fazla ilerisinde değiliz. Veri tabanımıza zıt kültürüyle bile Batı bilim ve teknolojisini tam olarak edinemedik. İthal ettik ama aynısını veya benzerini taklitte olsa imal edemedik. Bu, maalesef en acınası durumumuz.

Abdülhamit dönemi Avrupa’ya at başı ithal ettiğimiz Batı teknolojisini 30’lu yıllarda tek kalemde bile olsa imal etmeye başlamamıza rağmen, nedense bir teknoloji ürününü bile bugün yüzde yetmiş seksenler düzeyinde de olsa üretiyor değiliz.

Japonya ve Çin gibi Batı teknolojisini tamamen üretme aşamasına gelmemiz hedefimiz ama bu hedefte henüz fazla bir yol kaydetmiş değiliz.

Bir Japonya olmayı başarsak bile sonuçta elin gâvurunun teknolojisini üretmiş olacağımızdan Batıya göre hep bir adım geride kalacağızdır. Bu da Batının, ‘tereciye tere satmak’ deyimi esinli olarak bize dudak bükerek bakmasına neden olacaktır.

Dünyaya bir şeyler vermek, dünyayı etkileyip yönlendirmek istiyorsak, öncelikle, şu Batıya karşı durumumuzu, din veri tabanımızı tamamen kaybetmeden yerli yerine oturtmak ve kendimize özgün bilim ve teknoloji ortaya koymak zorundayız. Bulunduğumuz konum düşünüldüğünde bu, gerçekleştirilmesi çok zor bir ideal.  İdeali olmayan bir toplum ise dağılmaya mahkûmdur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
İslâmcıların kültürelsizl... - Sayı 89
Batılılaşmada mündemiç di... - Sayı 88
Babel'de doğuya bakış... - Sayı 87
Âmâk-ı hayal ve Osmanlı s... - Sayı 86
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


“Yeni Dünya Düzeni” diye bir şey attılar ortaya… Ondan sonra ne ses çıktı, ne soluk… “Yeni Dünya Düzeni” dedikleri, boşluğun sessizliğini dinlemek gibi bir şey mi acaba?..
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13169788
 Bugün : 3796
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 605266
 Bugün : 308
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 398
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim