Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     6845 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Lekesiz Aklyn Yer?ekimine Uymayan Sarmalynda
Sinan Ayhan

  Sayı: 44 - Nisan / Haziran 2005

A) “ Tehlikeli Aklın” Havuz Problemleri:
-Kafka:
Ona dair bildiğim, o en başta yazardır; hem ifadeleri karanlık bir yazar, hem çizdiği karanlık atmosfer planları içinde yaşamış biridir, hem de dünyayı gözleri kapalı görebilen biri… Avusturyalıdır, aynı zamanda bütün dünyalıdır. Anadili almancadır, bazen çekçe ve böcekçe konuştuğu da bilinir. “Değişim” “Dava”, “Şato” gibi insanın bilincini kelimenin gerçek anlamıyla altüst eden eserlerin sahibidir…
-C. Kaufmann:
Senaryo yazarı, amerikalı, Hollywood’da bir çok kişi sıra dışı senaryoları sebebiyle ona deha gözüyle bakıyor… Senaryo dalında Oscar kazanmışlığı var… “John Malkovich Olmak”, Adaptasyon ve “Tehlikeli Aklın İtirafları” göze çarpan senaryolarından birkaç örnek sadece…
-Aleksandre Pope:
Eski yüzyıllardan kalma bir şair, o kadar…
-David Lynch:
Amerikalı yönetmen… Amerikalı eleştirmenlere nazaran Avrupalı eleştirmenler daha çok sever onu nedense. Bana göre en iyi filmi “Fil Adam”…
John Nash:
Şizofren matematikçi… “Oyun Teorisi”ni geliştiren adam… Ki o teori bir çok ilmi disiplini etkisi altına aldı; özellikle 20 yy.’da iktisadi disiplinleri… Onun hayat hikâyesini anlatan bir film çevrildi hatta birkaç sene evvel, “Akıl Oyunları” diye…
Soru: Acaba birbirleriyle uzaktan yakından alakası olmayan bu kişilerin içerdikleri anlam itibariyle nasıl bir fikir örüsü içinde buluşmakta olduklarını kim ve neden iddia etmekte ve acaba onları böyle bir kavram havuzuna, böyle bir alakasızlıklar alakasına kim ve neden koymakta?
B) Akıldan Akıla Kapalı Çözüm:
Önce farklardan bahsetmeli, farklardan ve denklemlerden… X sayısı bir bilinmeyendir. Onun bilinmemezliği her bilinmezin yerine ekseriyetle onun konulmasıyla bilinir hale gelir. X’in diğer bilinmezlerden farkı Aristo Mantığı, Öklid Matematiği, Newton Fiziği gibi akıl için yasalaşmış olmasında… Tabi her bilimsel yasa gibi ötelenmeye ve yıkılmaya mahkûm, o başka mesele…
Farklılaşma, denklemleşme ve sonrasında anlamanın ötesine geçme kavramları; sonuçta aklın doğası tarafından isim-örüler, fiil-örüler, sayı ve mantık örüler halinde kullanılır.
X, X+1 veya 2X olduğunda farklılaşır ve aynı zamanda denklemleşir; ama farklılaşma X’e bağlı bu denklemde önceliklidir. Denklemi X+Y biçimine getirirsek farklılaşma ve denklemleşme içerisinde ön plana çıkan denklemleşme olur. X artık ne X+1 ile, ne X+Y ile aynıdır; X, farklılaştıkça ve denklemleştikçe kavram doğasından uzaklaşmıştır.
X’in doğasını kaybettiği eşik, ancak insanın ruh derinliklerinde bir yerlerde bulunur. Kafka’nın “Dava”sındaki Jozef K.’sı bu eşiğin örneklendiği yerdir; tabi bu eşik için öncelikle Jozef K.’yı Jozef X. diye biçimlendirmek gerekir. Formatta “X” temel parçacığı anlamının ötesine geçmiş, artık herkesin yabancıladığı bir şekilde eşyalaşmıştır…
C) “Görelilik” değil, aslında “Anlamının Ötesine Geçme” Teoremi:
C.1
Kapitalizmin belki “ana-kökü” Adam Smith’ e göre;
Birey davranışı, grup için en faydalı olanı yapmayı gerektirir…
John Nash’e göre;
Hem grup için, hem gruptaki her birey için…
O halde bu savların daha geliştirilmiş halini düşünürsek;
Grup için, artı her gerçekleşmiş olay ve gerçekleşeceklerle birlikte her birey için ayrı ayrı, artı gruptan ayrı olarak söz konusu özne için…
En iyi olanı bulmuş oluruz.
C.2
İktisatta bir kabul vardır; “ceteris paribus”, yani kısa dönemde bir malın fiyatı ve miktarı dışındaki diğer değişkenler sabit kabul edilir. Uzun dönemde ise malın arzını ve talebini etkileyen bütün parametreler denklemin içine dahil edilmeye çalışılır…
Aslında bütün değişkenler vuku bulana, yani olaya bağlıdır… Olaylar birbirine benzeyebilir; ama her olay kendine özgüdür… Dolayısıyla olaylar belli kısıtlar altında bir yasa dizgesine oturtulamaz, ancak sıçradıkları anlam dizgesinde anlaşılabilir olurlar…
D)Bana ait olan aklın buldukları; Şizofrenlik veya Alakasız Oranlama:
Bana göre; David Lynch’in üzerindeki yönetmenlik elbisesi veya aklındaki bir şeyi anlatma tarzı Kafka’nın karanlık ifadelerinden renkler ve dokular taşıyor… Bana göre, Lynch’in “Kayıp Otoban” filmi, Kafka’nın “Dava”sının bir türevidir… Biri romanı, biri film sanatını, yani tek tek farklı anlatım biçimlerini seçmiş olsalar bile aralarında bir bağ mevcut ve ikisi de benzer bir aklın temsilcileri… Tarifi hep spekülatif olacak bir akıl ekolünden gelme bunlar…
Keza, Kaufmann’da da bu akla uyan izler var… Ortaya koymaya çalıştığım mevcut açılardan bakıldığında, Kaufmann’ın “Lekesiz Aklın Sonsuz Gün Işığı” senaryosu insanın kafasını karıştıran, duygularını eşyayla çarpıştıran bir metin gibi sanki. Filmin ismi Aleksandre Pope’un dizelerinden;
“Ne mutludur kutsal bakirenin dostları; unutulan dünyada, dünyanın unuttuğu; lekesiz zihnin sonsuz gün ışığı, her duası kabul görmüş ve her isteği bırakılmış…”
Kaufmann’ın senaryosundan uyarlanan film öyle görselleştirilmiş ki, bir insanın zihin karmaşası nasıl isimlendirilir, nasıl eşyalar arasına sıkıştırılır anlıyorsunuz; zihinden bir şeyler silinmeye çalışılsa bile asla içteki karakter çatışmasının bitmeyeceğini elle tutulur, gözle görülür örneklerle kavrıyorsunuz.
İsimler, filmler, unvanlar, olaylar bahane; asıl insanın kendi aklıyla tutunduğu kavram sarmaları ile kendine biçtiği karakterler arasındaki uçurum, yeryüzü düzeyinde önü alınamaz bir mesele… Gün gelir bir çiçek, bir koku, bir esinti ilham verir bize; gün gelir bir film, bir kitap… Lakin önce bize izafe edilen aklın kendi izafiyeti içinde kalan kurgusal eşya serisini, yani şu meşhur “iks bilinmeyenli denklemi” çözmemiz lazım.
Nasılsa -“…zamanı gelince onunla birlikte olan yer de gelir…” Her şey olacağına varır zaten

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kalem, O Kalemdir... - Sayı 114
Oluşmuş ve Oluşmamış Âzâl... - Sayı 114
Hakikatin Önsezisinden Ye... - Sayı 113
Liyakatin Kökleri ve Köke... - Sayı 112
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13197804
 Bugün : 2735
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606368
 Bugün : 53
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 134
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim