Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2381 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

YÜCELER TEPESİ BÜYÜCÜSÜ
Fatih Öncü

  Sayı: 65 - Temmuz / Eylül 2010

Tahtına oturmuş vezirini beklemekteydi. Birden ellerini çırptı ve kapı görevlisi iki büklüm, sol eliyle eteğini toplamış, sağ elini bir başına bir karnına getirerek içeri girdi. Bekletilmekten sinirlenerek, "nerde kaldı vezir" diye kükredi kibirli aslan sesiyle. Görevli, "haber verdik e.e.efendim" diye bildi, korkulu gözlerle hükümdara bakarak.

Vezir, kapının önünde bekliyor olsa ancak gelecek kadar vakit geçmesine rağmen, nerde kaldı diyen kralın sesi sarayda, görevlilerin kalbine korku salarak yankılanıyordu.

Çok geçmeden vezir görünmüştü herkesin gönlüne su serpercesine... O da iki büklüm selâmlayarak huzura girdi.

"Sevgili hükümdarım beni emretmiş, bir emriniz mi var bu aciz kulunuza" diyebildi titrek sesiyle. Dünyanın tek hâkimiymiş gibi bir nida ile "nasıl beni bekletirsin" diye gürledi, vezirin yüzüne dehşet kusarak. "Bağışlayın kulunuzu efendim" diyebildi vezir sessizce.

Birden bire sesi telâşla çıktı hükümdarın. "Tiz, Pembe Yâkut Saray'ım hazırlansın, güzel câriyelerim, rakkâselerim oraya gönderilsin" dedi. Hükümdar, "nerdeyse yaz geldi. Sıkıldım bu saraydan" derken, vezir, halktan acımasızca toplanan vergilerle, daha iki ay önce, yapılan bu haşmetli saraydan nasıl sıkıldın diyemedi, "emrin bâşım üstüne sevgili hükümdarım" dedi.

 Üç gün sonra kral, büyük bir merasimle saraydan çıktı. Halk ya saklanmıştı ya en yücenin karşısındaymış gibi, "sevgili hükümdarımız çok yaşa" diyerek yerlere kapanıyordu. Kralın çok hoşuna giden bu görüntü, onun daha da kibirlenmesine neden oluyordu.

Pembe Yâkut Saray'a giderken, birden yollarına bir atlı çıktı. Konvoy durdu ve kılıçlar çekildi. "Ben, Yüceler Tepesi Büyücüsü'nün habercisiyim, krala bir mektup getirdim" dedi. Mektubu hemen alıp kralın arabasının yanına koştu hizmetçi. "Üstünde büyücünün mührü var hünkârım. Okuyayım mı?" dedi. Arabanın kapısı açıldı, hizmetçi başını öne eğdi ve mektubu krala uzattı.

Beş on dakikalık bekleyişten sonra hünkârın telâşlı sesi işitildi. "Saraya gitmeden Yüceler Tepesi Büyücüsü'nü ziyarete gideceğim" dedi.

Sık sık kral Yüceler Tepesi Büyücüsü'ne gider ve bir miktar orda kalırdı. Halk buna anlam veremese de, pek ilgilenmezdi de. Kral her zaman büyücüyle yalnız görüşür, kimseyi yanına almazdı.

Kralın baş yâveri bu seferki ziyarette, gizlice onları gözetlemeye karar verdi. Büyücünün korkunç yaratık bekçilerini nasıl aşacağını, bir kez daha düşündü. Heybesine koyduğu aslan postunu giydi. Bir yolunu bulup bekçilerin arasına girdi ve büyücünün sarayına girmeyi başardı.

Hayâtında böyle bir şey görmemişti. Yâver, bu dünyanın en muhteşem saraylarının hükümdarına ait olduğunu sanıyordu. Hâlbuki büyücünün sarayının yanında âdeta bir baraka gibi kalırdı, o saraylar.

Hükümdarın, büyücünün makâmına adeta yere sürünerek girdiğini görünce az kalsın küçük dilini yutacaktı. Acaba rüya mı görüyorum, diyerek kendini çimdikledi. Hayır, bu rüya değilmiş, diyebildi dehşetli bakışlarıyla.

Kral içeri girince, içerdeki bekçiler kapıyı kapatarak çıktılar dışarı. Tam, nereden dinlerim ben bunları, derken baş muhafız, sen ve sen buraya, diyerek kendisini işâret etti. Hemen kapıya yanaştı, fırsattan istifade ederek. Kulağını kabartmış âdeta kapıya yapışacaktı, kralın yâveri. İlk önce bir sessizlik oldu, sonra bazı sesler gelmeye başladı. Biraz daha dikkat kesilince, kralının konuşmalarını duymaya başladı.

"Acıyın bana ne isterseniz yaparım" diyordu kralları. Sonra büyücünün sert ve keskin sesini işitti. "Seni ben kral yaptım. Eğer dediklerimi tam yapmazsan büyüyü bozar, halkın gözündeki perdeyi kaldırırım... Bu yaşadığın hayâli de bitiririm... Yerine istediğimi kral yaparım. Halk sanki sen hiç kral olmamışsın hep o kralmış sanır. Bir müddet sonra odanın kapısı açıldı ve kral odadan çıktı. Yan tarafta bir odaya alınan hükümdarının, perişan halini görünce yâver, bu yaşadıklarına inanamadı.

Aslan postu giyen yaver nasıl kaçacağını düşünürken, büyücünün kapısı açıldı ve "aslan postu giyen yaver içeriye gir" diye seslenildi.

İçerde ne oldu bilinmez... Ama ne olduysa olmuş, ertesi gün halk yeni hükümdarını selâmlıyordu. "Aslan kral çok yaşa!" nidaları yankılanıyordu, pâyitahtın sokaklarında. Haa, bu arada eski krala ne oldu derseniz, bir gün sarayın çöplüğünden aslan kralın yeni yâverinin bir dilenciyi kovaladığını görmüşler...

Böyle şey mi olur dediğinizi duyar gibiyim. Bırakın günümüzü geçmişte bile olmaz, diyorsunuz. Evet, belki geçmişte olmadı ama günümüzde bir büyücü var ki sadece istediğini kral yapmak değil, hattâ ilâh dahi ilân ediyor. Herkesin gözüne perde geren bu büyücü diziler, sinemalar ve basın yayın organları ile istediğini yapmaktadır.

Onlar ermiş mi murâdına bilinmez. Amma bizlerin hali meydanda...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : azra    11.12.2011
Yorum : nasıl olacak





 
ESRÂR... - Sayı 93
İşsizlik mi, işçisizlik m... - Sayı 71
Eğitim sistemimiz... - Sayı 71
Farklı Bakış... - Sayı 70
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar

 Teşekkür ederim değerli gönüldaşım. İlgin bizi sevindiriyor Faruk......


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Sosyal medyanın gücü
Üstün fikir
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13150699
 Bugün : 925
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 604002
 Bugün : 40
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 97
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim