Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3568 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

İnsan sevdikçe sonsuzlaşır...
Hızır İrfan Önder

  Sayı: 73 - Temmuz / Eylül 2012

Gün yavaşça kararıyordu... Sanki güneş giderayak denizi yakıyordu. Çakıllar birer yakut gibiydiler... Sahilin bunca güzelliğine karşı aklı burada değildi. Dalgındı. Aklında, fikrinde hep o vardı: Biricik aşkı.

Gece oldu. Dolunay çıktı… Yıldızlar muzip muzip  göz kırptı.  Toprak yapayalnız otururken birden o geldi ve yanına oturdu. O da kendisi gibi geceleri uyku tutmayanlardandı. Başını çevirip yüzüne baktı. Masmavi gözleri, kumral saçları ve hafifçe bronzlaşmış teniyle çok duru bir güzelliği vardı. “Tanrının özenle yarattığı bir kız.” dedi içinden ve gülümsedi. Kendini tutamayarak “gözlerin çok güzel” dedi ve içten bir teşekkür aldı.  Onlar aynı şeylerden hoşlanan ruh ikizleriydi...

Zaman akıp gidiyordu. Arkadaşlıkları iyice ilerlemişti. Artık birer sevgiliydiler. Aylardan şubattı ama o yerde her mevsim yaz gibiydi. Birlikte zaman geçiriyorlardı. O kadar mutluydular ki akıp giden zamanın farkına bile varamıyorlardı...

Gün 14 şubattı. İkisinin de gözlerinden okunuyordu mutlulukları. Bugün denize gideceklerdi ve ona evlenme teklifi edecekti. Yıllarını mutlulukla geçireceklerdi. Yeni doğmuş güneşin hemen ardından evden çıktı ve kuyumcuya doğru yol aldı. İçinde, hâkim olamadığı bir heyecan vardı. O yüzüğü beğenmişti: Altından halkası ve üstünde masmavi pırlantası olan, onun gözlerine benzettiği yüzük...

Yüzüğü aldıktan sonra hızlı adımlarla eve gitti, hazırlandı. Sahile doğru yola koyuldu. Vardığında o çoktan oradaydı. Mutlu mutlu gülümsüyordu ona. Sonra yüzmeye karar verdiler. Denize girdiler, çocuklar gibi oyun oynuyorlardı. Bilinçli bir tercihle bu günü seçmişti evlenme teklifi etmek için. Tam bir yıl önce burda tanışmışlardı çünkü... Sudan çıkıp bir takım hazırlıklar yapmaya koyuldu. O hâlâ ordaydı, mutlu bir çocuk gibiydi. Eline küresini aldı. Tanıştıkları sahili ve tanıştıkları günü gösteren maketler yaptırmıştı içine. Küreyi sallayınca yavaşça hareket eden rengârenk küçük pullar vardı.  Bir kenarında boydan boya mavi renkli bir su ve suyun tam içinde alttan açılıp alınabilinen yüzüğü... Ve içindeki kum maketinin üstünde yazan “benimle evlenir misin?” yazısı.   Tam o anda onun çığlığını duydu!.. Kramp girmişti!  Batıyordu gözünün önünde!... Küre ellerinin arasından kayıp yere düştü.  Ona tam da söyleyecekken o gelemiyordu. Hızlıca denize girdi. Yanına doğru yüzdü. Dalıp onu çıkarmaya çalıştıkça kendisi de batırıyordu. Bütün eforunu harcamasına karşın onu kurtaramadı. Bir süre sonra da Deniz  hareketsiz kaldı!... Masmavi gözleri cansızlaşmıştı artık!.. Tuttu denizden çıkardı. Kucağına alıp gözlerini kapattı.  Ağlıyordu ama hiç sesi çıkmıyordu... Gözlerinden süzülen yaşlar ölen Deniz'inin yüzüne damlıyordu... Aşkını gelen ambulansa verirken şöyle sayıklıyordu:

“Ben Toprak, Deniz'imi kaybettim!..”

“Deniz'imi kaybettim!..”

Toprak bu olaydan sonra hiç bıkmadan her gün deniz kıyısına gitti. Sanki aşkı gelecekmiş gibi bir ümit besliyordu içinde...

Denizin ölümünden üç dört ay sonra gizli seyreden hastalığı açığa çıkmıştı: Lösemi. Hastalığı gün geçtikçe ilerliyor ve onu ağırlaştırıyordu. Ama o buna sevinir gibiydi. Çünkü intihara karşı olduğu için bu durumu bir nimet olarak algılıyordu. Zar zor yürüyordu. Kumsala geldi. Her zaman olduğu gibi kumların üzerine uzandı.  Elinde, yanından hiç ayırmadığı küresi vardı. İnsanlar ona doğru geliyordu. Başını sağa doğru çevirdi. Deniz ordaydı!.. Ona gülümseyerek “Bana geliyorsun” diyordu!.. Sonra kayboldu... Semâya doğru baktı. Deniz gökyüzündeydi...

Bütün gücüyle başını hafifçe doğrultu. Sevinçli bir eda ile güneşe bakarak: “Ben toprak.  Gün 14 Şubat. Deniz'ime gidiyorum!..” dedi.  Sonra başı yere düştü. Son nefesini vermişti!.. Deniz'inden ayrıldıktan tam bir yıl sonra tekrar kavuşmuşlardı... Bir daha asla ayrılmamak üzere...

Sevgi bazen sadece dünya içinde kalmaz.

Arşı geçip ruhlar dünyasına ulaşır

Ve insan sevdikçe sonsuzlaşır...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Gurbetin ocağı harlıdır... - Sayı 125
Bir anne arıyorum acıları... - Sayı 124
İstemem... - Sayı 123
Dermansız dertlere salma ... - Sayı 122
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Bayramlar da insan ilişkilerinin koparılması için bir vesile haline getirildi. Yakında bayramlar da “bayram tatili”ne çıkarsa hiç şaşmayın!...
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Nesl-i muazzez
Ehl-i gönül
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Vesâyet savaşları
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16283384
 Bugün : 1566
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 692182
 Bugün : 18
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 186
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim