Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2984 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.

Makine
Necip Fazıl Kısakürek

  Sayı: 98 -

Radyoların günlerce “anarşiyi gidermeye ve reformları gerçekleştirmeye memur başbakan namzedi” diye bahsettiği bir Başbakan, yani kötülükleri götürmesi ve iyilikleri getirmesi beklenen iddialı zat namzetlik günlerindeki konuşmalarında şöyle bir lâf etmişti:

–Makineyi yapacak makineyi yapmak… Hedefimiz budur!

“Makineyi yapacak makine yapılmadıkça makinenin sömürücü ve öldürücü bir şey olduğu” tezi ve “makineyi yapan makine” tabiri doğrudan doğruya Büyük Doğu’nundur ve kaynağını göstermemiş olmasına rağmen Kandıralı Nihat Bey’in bu iktibası bizce memnuniyete şayandır. Keşke bütün Büyük Doğu ideolocyasını iktibas etse de kaynak göstermese…

Şu var ki, felsefî mânâda makineye ait bu kültüre ulaşmış olmak, makinenin mahiyetini kuşatan büyük mânâya sahip bulunmak mânâsına gelmez.

Makinenin mahiyetini kuşatan ve kökünü Birinci Dünya Harbiyle atan büyük mânâ şudur:

19. Asrın ikinci yarısından sonra makine terakkileri gitgide insan tahakkümünden çıkacak ve aksine, insanı tahakküm altına alacak bir mahiyet göstermeye başlamış; ve insanoğlunun azat kabul etmez kölesi makine, hususiyle Birinci Dünya Harbinin arkasından, çelikten o mankafa haliyle efendilik tahtına oturtulmuştur. Bu edebiyatı da, makineyi azizleştirme mânâsına (materyalist) Moskof dünyası körüklerken, makinenin getirdiği ruhî “dacret-sıkıntı” ve hafakanı dile getirme ve ilacını arama bakımından da (kapitalist) ve (spiritüalist) âlem harekettedir.

İşte Nâzım Hikmet:

“Trum, trum, trum

Makineleşmek istiyorum!”

Ve işte Fransız şairi (Süperviyel):

“Binbir başlı ejderha,

İnsan beyniyle doyan…”

Hakikat şudur ki, makine, eski beşerî muvazeneleri silip süpürür, el işini ve sanat emeğini çürütür, sınıflar batırır ve sınıflar çıkarır, bilhassa “mâverâî-ötelere bağlı” itikatları pörsütürken, şaşkın insan ruhunda alabildiğine putlaşmış ve insan yapısı olduğunu unutturarak yeni bir insan yapma kudretinin sahibi zannedilmiştir.

İlâhî nur yoksunu cüce şair Tevfik Fikret’in, insanı anlatırken:

“Putunu kendi yapar, kendi tapar”

Dediği şey, gerçekte makineden başka bir şey olamaz. Fakat o nasipsiz, bunu, Allah için söylemektedir.

Makinenin doğurduğu buhran ona haddini bildirecek, onu zapt ve teshir edecek, hükmü altına alacak bir iman hamlesini davet ettiği halde bu hamle gösterilemedi, gösterilemeyince de putun şımarıklığı arttı; ve Almanya’da filozof (Haydeger)e (Angst filozofi-buhran felsefesi) mektebini kurduran bu vaziyet, Batı dünyasını bunalımdan bunalıma sürükleyerek İkinci Dünya Savaşına kadar geldi.

İkinci Dünya Savaşı, faşizma ve nazizmanın, Batı dünyasını yeni bir ruh müeyyidesine kavuşturma, (Greko-Lâtin) medeniyetini yeniden eserine hâkim kılma hamlesidir ve basit siyaset plânında nasıl başlayıp nasıl bittiği malûmdur.

Buhran ise, bir yanda kafası güya (anti materyalist), hayatı buz gibi (materyalist) Amerika; bir yanda da kafası (materyalist) ve hayatı (mistik) Rusya; her iki ülkenin hem içlerinde, hem de birbirlerine karşı belirttikleri korkunç tezat ve sahte teselli arasında, aya kadar ayak basma zaferine rağmen en cılk bir müzminlik içinde bugüne kadar geldi.

İşte, en ince ve mahrem çizgisiyle, 20. Asrın kıymetler tablosu, istinatsız (teknoloji) ve makine; ve işte, (Greko-Lâtin) medeniyetinin son merhalesi, imanını arayan mustarip insanlık!..

Gök gürlerken yere kapanan vahşiler gibi önünde dize geldiğimiz ve birbuçuk asırdır balını kavanoz camından yalamaya çalıştığımız Batı dünyası, en halis teşhisiyle budur; ve ne hazindir ki, biz, başıboş (teknoloji) ve makine bakımından da onun hayatına ortak olmak mevkiinde değiliz.

Şu halde?..

–Evvelâ makineyi yapan makineyi yapalım, montaj sanayii maskaralığından kurtulalım ve gerisini sonra düşünelim!

Demeye getirdiğimizi mi sanıyorsunuz?

Hayır!

Böyle bir düşünce alıştığımız soylardan bir başbakanın görüşü kadar sığ ve basit olur.

Bize düşen ilk iş, makineyi yapan makineyi ezbere yapmak değil, bütün mes’ut ve bedbaht macerasiyle çizgi çizgi ve nokta nokta Batı’yı tanımak, onun makineyi ve her şeyi nasıl yaptığını ve sonra eserine nasıl mahkûm olduğunu bilmek, bugün içinde çırpındığı ruh buhranını anlamak ve mahrum olduğu iman müeyyidesine sahip ve ilacına mâlik olarak (teknoloji) ve makineye kucak açmaktır.

İslâmın emrindeki (teknoloji) ve makine:

“–Ben insanı, eşya ve hâdiseleri zapt ve teshir etmesi için kendime halife olarak yarattım!”

Buyuran Allahın, kuluna, azat kabul etmez köle diye verdiği terbiyeli bir hizmetçidir ve insanoğlunu burnundan yakalayıp ruhunda putlaşma ihtimaline muhal derecesinde uzaktır.

İslâma nüfuz etmeden bu âlemde nüfuz edebileceğimiz hiçbir şey yoktur. (Türkiye’nin Manzarası, 13. Basım/Temmuz 2017, İlk Basım Tarihi: 1973)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Ali ERDAL    06.11.2018
Yorum : Evet Sinan Her meselede ölçü olacak söz: "İslâma nüfuz etmeden bu âlemde nüfuz edebileceğimiz hiçbir şey yoktur."




Ekleyen : Sinan AYHAN    31.10.2018
Yorum : "İslâma nüfuz etmeden bu âlemde nüfuz edebileceğimiz hiçbir şey yoktur." Her meselede ölçü olacak söz... İncelik ve ince ayar burada...





 
İç ve dış düşman – Yahudi... - Sayı 119
Musikî... - Sayı 117
Dünyayı İmar... - Sayı 116
Şehir... - Sayı 115
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Öğretmen ve öğrenciye “okul sigortası” hakkı verilmiş. Pek yerinde, artık disiplinsizlik yüzünden okutmak da, okumak da “risk unsuru” taşır oldu. 
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kasem olsun!
Tas tarak
Üstün fikir
Çocuk
Bu gidiş nereye?
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13252119
 Bugün : 1230
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 608187
 Bugün : 4
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 75
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim