Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1458 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kafalar karışık
Site Editörü

  Sayı: 109 -

2019 yılı başlarında hayatımıza giren kovid 19, yıkıcı etkisi azalmış görünse de halen gündemdeki ilk konu... Atılan her adım, alınan her nefes bu virüse göre belirlenmiş durumda. 

İlk günlerde normal gripten de bu kadar hasta olan, hayatını kaybeden var, kovid abartılıyor diyenler gün geçtikçe etraflarından da genç yaşlı ölümler başlayınca işin ciddiyetini daha iyi anladılar. Normal gripte daha çok ileri yaştakiler risk altında bulunurken kovid nedeni ile hayatını kaybedenlerin yaş ortalaması giderek azalmaya başladı.

Bu grip türünün bildiğimiz gripten diğer bir farkı ve asıl tehlikesi ise bulaşma hızıydı. Evlere kapanmanın, temizilik, maske, mesafe kuralının amacı bulaşım hızını azaltmaktı. Bu hız bazen azalsa da halen virüsün varyantları tehlike oluşturmaya devam ediyor. Dünya çapında aşılama ile yayılmanın önüne geçilmek isteniyor. 

Doksanlarda globalleşmeyi anlatırken kullanılan bir söz vardı: dünya artık bir köy diye... Bu söz çok doğru bir ifade, dünya artık bir köy veya şehrin bir mahallesi gibi. Hemen herkes birbirinden haberdar ve herkesin her şey hakkında bir fikri var. Eskiden köy veya mahalle kahvehanelerindeki çay muhabbetlerinde herkes uzman olduğu futbol, siyaset ve din konularında görüş bildirirdi. Günümüzde bu görevi sosyal medya araçları görüyor. İnternet erişimi olan ve bu araçları kullananlar da kahvehane müdavimleri gibi her konuda görüş bildiriyor. 

Sosyal medyada herkesin doğru bildiği veya öne çıkmak için doğru olduğunu düşünmese de aykırı gözükmek için belirttiği bir fikri var, bunu paylaşıyor, konu üzerinde çok düşünmeyen insanları da hemen etkiliyorlar. Yanlış bilginin yayılma hızı bu ortamda ışık hızı ile aynı. Hadsizliğin sınırı yok. Eskiler âlimin karşısında dilini, ârifin karşısında kalbini tut demişler. Bu sözden o kadar uzağız ki… Bu nedenle bir konu üzerinde fikir birliği olması, hakikate ulaşmak imkânsız hale geldi. 

Kovid konusunda kafaların bu kadar karışık olmasının bir nedeninin de sosyal medyanın bu kadar aktif olduğu bir dönemde ortaya çıkması olduğunu düşünüyorum. Cehaletle hadsizlik bir arada olunca bu karışıklığın önünü almak mümkün olmuyor. Geçenlerde şöyle bir tivit atılmıştı, aile aşı olmuş o sırada telefonlarında daha önce görülmeyen bluetooth cihazlar ortaya çıkmış. Aşının marifetiymiş. Büyük oyunu çözmüşler. Büyük ihtimal gırgırına atılan bu tivit o kadar çok kişi tarafından ciddiye alındı ki.

Bu işin bir tarafı. Böyle sululuklar gerçek bilgilerin, olması gereken tartışmaların da önüne geçiyor. Virüsün insan eli ile mi yoksa doğal yollarla mı ortaya çıktığı hâlâ meçhul. Aşıların güvenliği konusunda yukarıda örneğini verdiğim sululuklar dışında meslekleri doktor olan profesörler arasında da fikir birliği yok. Biri mutlaka olun diyor, diğeri kesinlikle olmayın diyor. Çok farklı görüşler var ama aşıların test aşamasını geçmeden kullanıldığını, bunun zorunlu tutulamayacağını söyleyenlerin sesi, aşının içinde çip var diyenler kadar çıkmıyor.

Bu karışıklık yetmezmiş gibi bir de mRna teknolojisi kullanılan aşının gündemde olması kafaları iyice karıştırdı. mRna son on beş, yirmi yılda geliştirilen bir teknoloji. Bu aşının karşıtları, aşının insan vücudunda kalıtsal değişiklik yapabileceğini söylüyorlar. mRna altyapılı aşı bildiğiniz gibi başında Türk bilim adamları bulunan Alman firması tarafından geliştirildi. Bu aşının alternatifi olan Çin aşısı ise eski usül yöntemli bir aşı, ona da Çin malı diye ucuz üretim oyuncak muamelesi yapılıyor. 

Peki, bu kadar kafa karışıklığının olduğu yerde halk ne yapsın, biz ne yapalım? 

Kişisel görüşüm, iki konuya dikkat etmemiz gerektiği yönünde: ilki “size bir fâsık haber getirirse doğruluğunu araştırın” hükmünce bu konuda duyduğumuz, okuduğumuz her şeye hemen inanmamak ve arkasını araştırmak. İkincisi de ulu’l emre itaat, eğer hayat sürdüğümüz vatanımızı emanet ettiğimiz devletimiz bu konuda ortak bir karara varmışsa ona uymak.

Aşı hakkı çıktıktan sonra birkaç gün bunları düşündüm ve kendi kendime şöyle dedim: eğer devletimiz bu aşıyı olmamızı istiyorsa, olmak gerek. Böylece mRna’lı Biontech aşısını oldum. İnşallah alınan önlemler ve aşılar bu sıkıntıdan kurtulmamıza vesile olur.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Vekâlet savaşları... - Sayı 126
Çocuklar bizim geleceğimi... - Sayı 125
Hayatın merkezi anneler... - Sayı 124
Zor sınavımız mülteci mes... - Sayı 123
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Batı’nın Pompei’sinin günlerini andırmasının sebepleri Osmanlı Devleti’ni çökerten “metal yorgunluğu”nun ilk safhası değil midir?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16355180
 Bugün : 2077
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 696374
 Bugün : 781
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 587
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim