Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4364 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Ellerim
Bedran Yoldaş

  Sayı: 56 - Nisan / Haziran 2007

Üstü başı perişandı. Toz toprak içinde kalmıştı. Yuvarlanan toz zerrecikleri eline-yüzüne bulaşmış;  baştan aşağı boyamıştı adeta. Kendini makinenin ritmine kaptırmış "ha babam, de babam!" durmadan çalışıyordu.
Aldığı siparişleri yetiştirmesi lazımdı. Verdiği sözleri yerine getirebilmesi için durmadan çalışmalıydı. İyi, dürüst çalışkan bir yardımcı da bulamamıştı. Bulamamıştı çünkü bulmak için de istekli değildi. Geçen bunca zaman içinde hep iyi bir yardımcıya olan ihtiyacını dile getiriyordu; lakin bir türlü de bir yardımcı tutamıyordu. "Paranın gözü kör olsun" der her seferinde bir başka bahaneye sığınıp dururdu. Ter damlaları alnından yüzüne ark açmış yorgunluk bedenine bir kâbus gibi çökmüştü. Yorgunluğu ufalan göz bebeklerinden okunuyordu.
Makinenin ritmik çalışması bir ninni terennümündeydi.
Islaklık sinsice önüne geleni yağmalıyordu. Islattığı nesneyi kendi rengine boyuyordu. Toz ve talaş parçacıkları kendini bu kuşatmanın esaretinden kurtaramıyordu. Yoğunluk gittikçe artıyordu. Kırmızıya boyanan talaş ve yerdeki tahta parçaları kötü bir günün habercisi olarak kapıyı çalıyordu. Kan bir kere akmaya görsün. Yerinde duramaz. Göçebe kuşlar gibi mekân değiştirir.
Acı acı öten siren sesleri ortalığı ayağa kaldırmıştı. Bağırışlar feryat-figanlar birbirine karışmıştı. Ortam "ana-baba günü" gibiydi. Kimse kimseyi dinlemiyor kimse kimseye kulak asmıyordu. Herkes bildiğini yapmakla meşguldü. "Bildiğini okumak" böyle bir şey olsa gerekti.
Hastane kapısında koşuşturma durmuyor, hareketlilik durmadan ortalığı ayağa kaldırıyordu.
"Kopan eli nerede?" sorusuna kimse cevap veremiyordu. Neredeydi bu el? Hemen getirilmeliydi. Yerine dikilmek için. Aksi takdirde çolak kalacaktı. Oradakiler birbirlerinin yüzüne bakışlar fırlatarak boş gözlerle birbirlerini süzüyordu. Telâştan kopan eli unutmuştular. Daha doğrusu birini getirmiş, birini unutmuştular. Diğeri kayıptı.
"Çekilin, çekilin" feryatları ile ameliyathanenin kapısından kardeşi hışımla içeri daldı. Elinden bırakmadığı ve sıkı sıkıya tutuğu poşetle. "Kardeşimin kopan eli ambulansla başka hastaneye gitmişti. Ancak getirebildim." diyebildi. Yorulmuştu. Kendini sakin bir tarafa bıraktı. Bırakır bırakmaz da dünyadan koptu. Başka bir âlemde yolculuğa çıktı. Etraf yeşilliklerle donatılmış. Rengârenk çiçekler. Baharın kokusu iliklerine kadar işledi. Gelincikler etrafından dönmeye başladı. Kırmızı renkleri ile etrafını boyadılar. Mutluluktan uçuyordu âdeta. Nasıl uçmasın ki; yeşilin tonlarının hâkim olduğu bir vadide ve her taraf çiçeklerle bezenmiş bir doğa harikasında yaşamak kimi mutluluktan uçurmazdı ki!
Ellerinde sepetler kırlarda çiçek toplayan nurdan çocuklar... İzah etmeye çalışıyordu: "Ben bir şey yapmadım."
Sonra birden ortalık toz duman oldu. Her taraf karanlık... Siyahın tonları bir aba gibi etrafa yayıldı. Ne çocuk kaldı ne de çiçekler. Elleri kanayan çocuklar canhıraş bir şekilde sağa sola kaçışmaktaydılar.
Ebeveynleri kapıya dayanmıştı. Çocuklarının elleri için diyet istiyordular. "Çocuklarımızın ellerinin diyeti..."
Alnından boşalan ter damlaları başından kaynar sular dökülmüş gibi yastığını ıslatmıştı. Üzerine çektiği yün yorganı hafifçe aralamak istiyor ancak korkuyordu. Cevap vermeyeceği bir durumla karşılaşmak istemiyordu. Bir taraftarda merak beynini kemiriyordu. Kolunu yavaşça dışarıya doğru çekti. Elini yokladı. Parmaklarını oynattı. Derin bir nefes alarak "oh!" çekti. "Rüyaymış" diyebildi. Ya rüya olmasaydı?
Ellerin diyeti başına mıhla çakılmış gibi askıda durmuştu. Ne yapacaktı, kopan ellerin ile nasıl yaşayacaktı? Geçimini elleri sayesinde temin ediyordu. "Ağaçları yontan şekil veren ben ne yapacaktım" diye derin derin düşünmeye başladı. Bu durumdan alması gereken dersler olduğu apaçık ortadaydı.  Ellerin diyeti neydi? Cevap veremiyordu bir türlü. Nerden başlamalıydı?
Ezan sesi, cami minaresinden havayı yararak usulca camdan içeri ışık gibi sızdı. Oda ışıklar içinde... Namaz vaktiydi. İşareti almıştı. "Buradan, namazdan başlamalıyım" diyerek abdest almak için yataktan fırladı.

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : derya    07.07.2007
Yorum : cok guzel gercekten keske hepimiz basimiza gelenlerin bir ders oldugunu anlayabilsek




Ekleyen : emrah    27.04.2007
Yorum : bence cok guzel ve dogru yazılms buna ek yapllamaz gayet cok ıyı bence





 
Kelimelerin dansı aşkla f... - Sayı 124
Nice sahipsiz yüzler görd... - Sayı 120
Elinde taş küçük çocuğun... - Sayı 119
Sallandı yer ve gök... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Kim demiş okumuyoruz diye?
*Sevmediklerimizin, televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında canına okuyoruz!
*Trafik kazalarında ölenler ve PKK canilerinin katlettikleri için rahmet okuyoruz!
*Törenlerde nutuk okuyoruz!
*Kim ne derse desin, bildiğimizi okuyoruz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Nesl-i muazzez
Ehl-i gönül
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Vesâyet savaşları
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16289631
 Bugün : 3113
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 692511
 Bugün : 256
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 91
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim