Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     426 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi

  Sayı: 117 -

KARDELEN’İN 38. TOPLANTISI

Kardelen’in geleneksel hale gelen ve derginin yayın periyoduyla aynı zamanlarda yapılan yazarlar toplantısı 15 Nisan 2023 tarihinde düzenlendi. Toplantının başkanlığını yapan Yavuz Sert’in takdim konuşması ile başlayan toplantıda daha sonra Ali Erdal söz aldı.

Derginin son çıkan sayısı ile çıkacak sayısının değerlendirildiği toplantı bir sonraki toplantının yeri ve tarihi belirlenerek sonlandırıldı. 

38. TOPLANTIDA YAVUZ SERT'İN KONUŞMASI

Kıymetli gönüldaşlar, değerli dostlar;

Allah’ın selâmı, bereketi, feyzi, rahmeti hepimizin üzerimize olsun. Allah’ı ve O’nun sistemini bize anlatan Efendimiz’e salat ve selâm ederiz, Efendimizin de şefaatleri bizlerin ve göçmüşlerimizin ve ümmet-i Muhammed’in üzerine olsun.

Rahmet ayındayız, Efendimizin son 10 gününün tekli gecelerinde arayınız buyurduğu Kadir gecesinin civarındayız. Allah, Ramazan-ı Şerif’in ve hassaten Kadir gecesinin feyzinden rahmetinden bizleri müstefid etsin.

Yeni bir istişare toplantısında birlikteyiz, toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyor, tüm katılımcılara hoş geldiniz diyorum.

Kıymetli dostlar,

İnsanoğlunun kendini ifade etme ihtiyacı ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem aleyhisselâmdan beri olan bir durum. İlk insanın peygamber olması zaten bunu gerektirir, resul demek elçi demek, elçinin elinde bir mesajı olur ve onu yerine iletmesi beklenir. Eğer bu mesaj insanın hayatı boyunca peşinden gittiği, gönülden inandığı bir mesajsa buna dâvâ diyoruz. Hak yolunda olsun, olmasın, niteliği dâvâ olsun olmasın, her mesajın iletilmesi, dağıtılması için araçlara ihtiyaç vardır. Bu araçlar kültürlere göre bazen sözel de olsa aslında işin kaynağında hep yazı ve kitap olduğunu görüyoruz. Ebû Zerr'den rivayet edilen bir hadîsi şerifte Efendimiz, Hz. Âdem'e on sahifelik bir suhuf indirildiğini buyurmuş. Hadisi şerifin devamında ise şöyle buyruluyor Efendimiz: “Cebrail Aleyhisselâm, Âdem Aleyhisselâma yazı yazmayı öğrettiği için, Âdem Aleyhisselâm, inen sahifeleri kendi el yazısı ile yazdı.” Taberi Tarihinde geçiyor bu okuduklarım.

Yazı yazmak deyince doğal olarak bir yazı aracı ve yazının yazılacağı bir alan ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bunlar hep araçlar, asıl önemli olan ise “yazılan” şey.

İnsanoğlu bir esma terkibidir ve hayatın devam ettiği âlemlerde bu terkib üzere yaşamını sürdürür. Esmaların mutlak tecelligâhı ise elbette Allah’tır, insanoğlunda farklı ve cüzi miktarlarda bu esma tecellileri vardır, bundan dolayı Allah’ın bazı özellikleri insanlarda da görülür. Örneğin, Efendimiz bir annenin merhameti için “Hiç şüpheniz olmasın, Allah'ın kullarına acıması, bu annenin acımasından (kıyas kabul etmeyecek derecede) fazladır” buyurmuştur. Demek ki rahmet isminin tecellisi insanda da, özellikle annelerde, Allah’ın mutlak Rahman olmasına göre çok az da olsa, cüzi bir derecede vardır.

Hayat safhası genel bir sistem üzerine kuruludur, bu sisteme sünnetullah denir. Sünnetullah’ı oluşturan kurallara âdetullah da denir.

Kur’ân-ı Kerîm’de birçok âyette levh-i mahfuz’dan bahsedilir: “Biz, her şeyi apaçık bir Kitap’ta kaydettik apaçık bir kitapta yazdık” şeklinde. Kur’ân-ı Kerîm’in inzal öncesi ve sonrasındaki adı da âyetlerde “kitap” diye geçer.

Şuraya geleceğim, aslında bir fikri, düşünceyi, mesajı yaymak, aktarmak, iletmek için yazıyı kullanmak Sünnetullah dediğimiz Allah’ın âdetleri arasındadır. Bu âdet insanlara da yansımış, insanlar da bir konuda fikir beyan etmek istediklerinde kahir ekseriyet yazıyı kullanmışlardır. Sözlü kültürün güçlü olduğu yerde bile buna örnekler vardır. Kâbe’ye asılan şiirleri hatırlayalım.

Bu açıdan bakınca yazının insanlık tarihinin her döneminde kıymetli olması bana daha anlamlı geliyor. Bu, insanın yaratılışında var çünkü Yaratıcısının da âdeti…

Dediğimiz gibi yazı tarihte hep kıymetliydi, taşa da yazılsa, parşömene de yazılsa, kâğıda da yazılsa, bilgisayara da yazılsa… Araçlar değişir, önemli olan yazılanın kendisi ve bunu okuyup hayata taşımak.

Yakın tarihimize baktığımızda basılı gazete ve dergilerin ne kadar güçlü ve önemli olduğunu hatırlıyoruz. O günlerde gündemi gazete manşetleri, dergi kapakları belirliyordu, her düşüncenin, ideolojinin bir dergisi vardı. Günümüzde basılı yayınların etkisi çok azaldı, artık gündemi sosyal medyada yazılanlar belirliyor. Yine yazılan bir şeyler var ama araçlar farklı.

Hafızanızı zorlayın, en son ne zaman bir derginin gündeme geldiğini hatırlıyorsunuz. Belki Dergâh dergisinin basılı yayına son vermesi akla gelebilir, o da içerik olarak değil, haber açısından önemliydi. Ama şu dergide şu yazı çıktı, şu dergi şu kapakla çıktı diye gündem olan konuşulan bir hatıra aklınıza geliyor mu?

Bu şartlar altında bu kadar zamandır Kardelen’in kurum olarak varlığını sürdürmesi gerçekten bir başarı ve kahramanlık olarak görülebilir. Burada kurum kelimesinin üstüne basmak isterim, çünkü oluşumlar kurumsallaşmazlarsa yok olmaya daha yakın olurlar. Seneler evvel ortaokul yıllarımda Sakarya Gazetesi’nin odasında yapılan Kardelen toplantılarını hatırlıyorum da şu anda o katılımcılardan kimse yok aramızda ama kurum olarak dergi devam ediyor. Gelenler, gidenler hep olacaktır, yolcular değişebilir, önemli olan yoldur, kurumun devam etmesidir.

Ameller niyetlere göredir, Allah niyetimizi kabul etsin, birimizi bin yapsın.

İçinde bulunduğumuz mübarek günler hürmetine bir araya gelmemizin tekrar hayırlara vesile olması diliyorum.

Allah feyzimizi artırsın.

 

Ali ERDAL’ın Necip Fazıl hakkındaki görüşleri SABAH'ta

Sabah gazetesi 28.05.2023 tarihinde ölümünün 40. yıldönümü vesilesi ile Necip Fazıl Kısakürek’i tanıyanlarla bir söyleşi gerçekleştirildi. Kardelen dergisi sahibi, edebiyatçı yazar Ali Erdal’ın da görüşlerine yer verildi. Erdal, Necip Fazıl’a göre "Bu cemiyetin tesir kaynaklarını" ifade ettikten sonra “Ve buhranlı şu günde, hayatımızın allak bullak edildiği, her şeyin yeniden nizamlanması gerektiği şu günde; her şeyi yerli yerine oturtan tefekkürü ve gelecek plânı, Necip Fazıl’da...” değerlendirmesi yaptı. Erdal’ın görüşleri gazetede şöyle yer aldı:

“TEK BAŞINA BİR ORDU

Necip Fazıl Kısakürek'in talebelerinden olan Edebiyatı yazar Ali Erdal, Kısakürek'in, aksiyoner yönüne dikkat çekerek, "Rüşvet tekliflerine, hapislere, tehditlere, çocuğuna süt alamayacak mahrumiyetlere rağmen, 'haksızlık karşısında susmaması'; Köroğlu'nun Bolu Beyi'ne isyanından daha haysiyetli ve şahsiyetli değil mi? Yanlış olmayacağı halde, konferanslarından para kazanmayı düşünmeyişi, Müslüman olduğundan beri, İlâ-yı Kelîmetullah için şehit ve gazi olan milletinin mizacına uygun değil mi? Oğlu Mehmet Bey'in ifadesiyle 'tek başına bir ordu.' Tek başına Allah dâvâsı'na ömrünü vakfetmek, kanaatimce, Battal Gazi'nin tek başına İstanbul'u fethe gidişinden daha üstün bir yiğitlik!.. Üstelik olmayacak bir hayal için değil, hakikatlerin hakikati için... Olmayacak duaya amin değil... Nitekim. 'Bu gençliği karşımda görüyorum' deyebilecek bir semereye ulaşmak, zaferlerle dolu milletin mizacına uygun değil mi? 'Kim var!' diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert 'ben varım!' cevabını verici, her ferdi 'benim olmadığım yerde kimse yoktur!' duygusuna sahip bir dâvâ ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik' diyebilmek, böyle bir gençliği özleyebilmek, ümit edebilmek; bunun için her türden eserle bir ömür hummalı faaliyet... Her babayiğidin harcı değil. Milletinin dününün, bugününün muhasebesini yaptı" ifadelerini kullandı.

YARIN BİZİMDİR!

Necip Fazıl'ın büyük bir mütefekkir olduğunu vurgulayan Erdal, "Doğu'nun, Batı'nın, dünyanın muhasebesini yaptı. Bunları kendileri ve iktidarları için tehlike görenlerin belâlarına sabretti. Anlayışsızlıklara, basiretsizliklere katlandı. Millet bunları görmeyecek mi? Ye'se düşmüş milletine yarın ümidi aşıladı. Milletinin şahsında, İslâm dünyasına; 'Yarın, elbet bizim; elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!' diyerek ümit verdi. İyinin ve kötünün ne olduğunu ve kimler olduğunu; kimlerin sevilmesi ve kimlerden nefret edilmesi gerektiğini, hatır gönül dinlemeden haykırdı... Milletini millet yapan tesir kaynaklarını söyledi" şeklinde konuştu.”

 

“CENNE” ÇIKTI

Yazarımız İlkay Coşkun’un yeni kitabı “Cenne” Kitap Yurdu Doğrudan Yayıncılık’tan çıktı. Deneme türündeki kitap yazarın dokuzuncu kitabı.

Yazar İlkay Coşkun yeni kitabını şöyle tanımlıyor: "Cenne" daha çok zamanın akışıyla birlikte zamana tanıklık ediyor. Bir nevi "cenne" gibi kendi cennetini oluşturup yürüyüşünü yapıyor. İtirazını, imtihanını yaşayıp akşam ve gece çökmesiyle birlikte nihayete ermeyi düşünüyor. Genel anlamda daha çok yazar kendi muvazenesince fikirlerini serdediyor.

Yeni kitabı vesilesiyle yazarımızı tebrik ediyor, okuyanının bol olmasını temenni ediyoruz.

 

ACI KAYBIMIZ

Dergimiz yazarlarından Söğüt’te avukatlık yapan Mustafa Büyükgüner’in kızı Neslihan Büyükgüner Hakkın rahmetine kavuştu. Merhumeye Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yeri nur mekânı cennet olsun.

Kızımızın fotoğrafına bakarak çizdiği kendi portresini görüyorsunuz.

 

Kardelen Kitap Okumaları Devam Ediyor

Kardelen dergisi olarak Necip Fazıl Kısakürek’in eserlerini okuyarak üzerinde tefekkür ettiğimiz kitap okuma toplantıları devam ediyor. Haftada bir yapılan kitap okuma toplantılarının sonuncusunda “TANRI KULUNDAN DİNLEDİKLERİM” adlı eserin okuması tamamlandı. 154. toplantı ile birlikte “PEYGAMBER HALKASI” eserinin okumasına başlanıldı.

İlki 2018 yılında gerçekleştirilen kitap okuma toplantısı "KAFA KAĞIDI" kitabının okunması ile başladı. "ÇÖLE İNEN NUR" eserinin okunmasından sonra pandemi sürecinde bir süre toplantılara ara verildi. Daha sonra internet üzerinden çevrim içi olarak devam eden toplantılarda "İMAN VE İSLÂM ATLASI" ve ”VELÎLER ORDUSUNDAN 333’ eserleri okundu.

Halen internet üzerinden her Perşembe günü çevrim içi olarak gerçekleştirilen kitap okuma toplantısına DIŞARIDAN KATILIM DA MÜMKÜN.

MURAT YARAMAZ’DAN SOLO PERFORMANS

Bilecik Belediyesi Sanat Akademisi Türk Sanat Müziği Korosu tarafından verilen “Yeşilçam Şarkıları Konseri”nde  yazarımız Murat Yaramaz da solo performans sergiledi. Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen konserde seyirciler salonu tıka basa doldurdu. Yeşilçam filmlerinin sevilen şarkılarının seslendirildiği konserde gerek koro halinde gerekse solo sergilenen performanslar izleyicilerden büyük alkış aldı. Konserde yazarımız Murat Yaramaz da Zeki Müren’in “Beklenen Şarkı” adlı eserini seslendirerek izleyicilerin beğenisini kazandı: Yazarımıza başarılarının devamını diliyoruz. 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kardelenden haberler... - Sayı 119
Kardelenden haberler... - Sayı 118
Gelecek Sayı Konusu ... - Sayı 118
Acıyorum - Kabul Edemezdi... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Kasem olsun!
Tas tarak
Üstün fikir
Çocuk
Bu gidiş nereye?
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13238905
 Bugün : 2015
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 607821
 Bugün : 51
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 87
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim