Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3526 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

GENÇ ADAM
Bedran Yoldaş

  Sayı: 40 -

eşil kuşak içinde dizi dizi villalar, köşkler... Kıyı boyunca uzanan yapılar bir genç kadının boynunu süsleyen gerdanlık gibi ihtişamlı...
Yırtık elbiseleri, sıvası dökülmüş duvarı andıran döküntüye dönen yüzü, kurumuş ve pörsümüş yaprağa benzeyen dudakları, nasırlaşarak kalınlaşan heybetli elleri, dağılan ve kirlenmiş haliyle kirli bir yığını andıran saçları bitkin haliyle ezilmişliğin ve biçareliğin abidesi gibi duruşuyla, zamana karşı direncin sembolü görüntüsünde yaşlı bir adam... Yıllara meydan okuyan koca çınar gibi...
Yılların verdiği ıstırap ve bedenine yüklediği onarılmaz yaralar ile yine de ayaktaydı. Yıllarca; zamanın zaman içinde yaşadıkları ile şık bir dantele ördüğünü düşünür payına düşen hatıraları ile avunarak mutlu olmaya çalışan bir pir-î fani... Yaşadıklarından; içinde bulunduğu ortamdan da pişman değildi. Yıllarca o diyar senin bu diyar benim hudut boylarında cepheden cepheye koşmuş sürüklenmiş ne mutlu bir aile kurabilmiş ne de bir variyet edinmişti. Yine de “olsun” derdi. “her şey vatan için” der başka bir şey demezdi. Bir iki lokma yiyeceği için şükreder dünya zenginlikleri ile ilgilenmez gözünde ve kalbinde yer etmezdi. Kanaatkâr bir terbiye edinmişti; cepheden cepheye koşarken insanların maruz kaldığı sıkıntı ve ezayı gördükten sonra...
Gök gürültüsünü andıran top mermileri arasında bir ceylan gibi sekerken yaşadıklarının düşünmeden edemiyor. “Zor günlerdi o günler... Zor günler...” derdi.
Uzun kocaman bir dükkân cafcaflı bir vitrin... Vitrinin içinde rengârenk giysiler... Ancak belirli bir kesimin alabildiği çoğunluğun gıpta ile ve imrenerek baktığı libaslar... Vitrinin gerisinde desen desen renk ve boylara göre raflara istif edilmiş giysiler göz kamaştırıyordu. Gök kuşağı adeta yere inmişti. Renk cümbüşü güneş ışınları ile adeta dans ediyordu. Gözler kamaşırken hayal âleminde dalış yapıyordu seyreden kendinden geçiyordu âdeta.
Deniz. Kıyı boyunca sıra sıra villalar, köşkler yalılar... Yeşillikler içinde açan çiçek gibi duruyordu; köşkler, yalılar...
Genç delikanlı Mersin caddelerinde gezerken deniz havasıyla coşan kanı damarlarına hücum etmiş çoşkuyla kaynayan kanı ayaklarına hareket getirmiş kıyı boyunca uzanan köşk ve yalıların bulunduğu cadde seyre dalmışken bu yapıların Ermeni, Rum ve Yahudi vatandaşlara ait olduğunu öğrendiğinde oldukça şaşırmıştı.
Nasıl olur? Bunca güzelliklere sahip olanlar neden sadece gayri Müslimler?.. Neden sadece onlar?... Ya bizimkiler... Bizimkiler bunca yıl ne yapmıştılar?.. Neden?.. Sorular beyninde cirit atarken için için yanmaya başladı genç; zihni bulanıklaştı... Duyguları ince teller halinde dökülüverdi usundan... Cevabını bulamadığı soruyla sıkışıp kaldı. Düşündükçe merdanenin vidaları birer burgu daha alarak usunu sıkıştırmaya devam ediyordu... Dayanmakta zorluk çekiyordu... Acılar beyninde zonklamaya hattâ dayanılmaz acılara mekân tutmaya devam ediyordu...
Üstü başı perişan bir ihtiyar anlam veremediği irileşen gözlerle kendisine bakan gence yaklaşarak:
-Oğul iyi misin?
-İyi değilim bey baba... İyi değilim... Şu karşıdaki yalıların köşklerin sahipleri, bu adamlar şehrimizin en değerli yerlerine bu güzel binaları yaparken sen neredeydin?
Gen konuşmuyor, adeta köpürüyordu. Bun karşılık yaşlı adan oldukça sakin cevap verdi:
-Yemen’de, Sarıkamış’ta, Çanakkale’de çarpışıyordum oğul, çarpışıyordum... Sana özgür bir gelecek kurabilmek için cepheden cepheye koşuyordum.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : kardelen    11.03.2009
Yorum : gerçekten çok güzll bir yazıymış çok beğendim açıkçasıbenim gibi kardelen lerle gerçekten çok gururu duydum





 
Zevâli yakındır zulmün... - Sayı 119
Elinde taş küçük çocuğun... - Sayı 119
Sallandı yer ve gök... - Sayı 118
Hu Demeye Geldik... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13191731
 Bugün : 978
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606215
 Bugün : 34
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 178
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim