Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4115 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

?st?ne ?st?ne
Bedran Yoldaş

  Sayı: 44 - Nisan / Haziran 2005

Çok gürültü kopmuştu, çok... İlişkiler tam takır, dağınık ev misali, toplanacak tarafı kalmamış; yoksa hayatları mıydı dağılan? İlişkiler çıkmazında yalnızları mı oynuyorlardı? Kabaran öfkesini kustuğunda bunun böyle olacağını kestirmiş miydi?
Bir volkan gibi patlamıştı. Saçını başını yolarak. Değer miydi?..
“Bana bağırma!.. Bana bağıramazsın!..”
Yılların, günlerin ağırlığını ve bunalımını üstünde taşıyordu... Yani anlayacağınız yükü çok ağırdı. Yorgundu, bitkindi, bîtaptı... Damarlarındaki kan sanki santim santim çekilmişti. Dermansız kalmıştı. Günlerce yiyip içmemiş sıkıntı ve elemden tarumar olmuş, gözleri ağlamaktan şişmişti. Hayatı tamamen alt-üst olmuştu. Söylenenler halâ kulakla- rında çınlıyor, geçmişten geleceğe yeni mesajlar taşıyor gibiydi. Yılların muhasebesini yapıyor, eğrisiyle doğrusuyla hayatını tartıp biçiyordu.
Nasıl dayanmıştı bunca sene? Bunu bir anlık öfkesi mi söyletmişti, yoksa vardığı nihaî karar bu muydu? Bilinmez... Ancak ağzından çıkan son sözler bunlardı. Bunca yıl... Nasıl dayanmıştı? Doğrusu kendisi de şaşıyordu.
Nasıl dayanmıştı bunca sene? Daha önceleri unuttuğu ya üstüne sünger çektiği kimi münakaşaları kafasında canlandırıyor, o gün için yapmadığı veya söylemesi gereken sözleri şimdilerde sesli bir şekilde seslendiriyordu.
“Sen bana bağıramazsın. Sen bana karışamazsın...”
Avazı çıktığı kadar, kendisinde kuvvet bulduğu kadarıyla gırtlağından, kendisinden umulmadık bir edayla haykırıyordu. Tükürüğünü muhatabının yüzüne oturtarak, yüzünü gözünü ıslatarak çul serdirerek. Ağzı, gözü, dili, elleri feryadına eşlik ediyor; muhatabına meydan okuyarak geri dönüp mekânına çardak kurarak oturuyordu. Bununla birlikte yine de hayıflanıyordu bunu daha önce yapmadığına, yapamadığına... Ağzının payını yıllar önce vermeliydi... Kendisini paralayarak bunları söylüyordu. Tırnaklarını, uzun tırnaklarını baldırının en yumuşak yerine batırıp acıyı kalbinde hissedinceye kadar batırıyor, acıma dayanılmaz olduğu ana kadar sabrediyor sonra yaydan boşalan ok gibi geri çekiyordu. Sinirden her tarafı titriyordu.. sanki sıtma nöbetine tutulmuştu. Zangır zangır titreyen dişlerinin gıcırtısı kulakları rahatsız ediyordu. Kendinden geçmişti. Daha doğrusu kendisini kaybetmişti... Yoksa kendisine mi geliyordu?.. Depresyon mu geçiriyordu. Yoksa kriz mi demeliyim?..
Saçı başı dağılmış elbiseleri yırtılmış, depremden yeni çıkmış yarı çıplak bir halde savaş kaçkını gibi duruyordu. “Neden, neden ben?.. Ne günah işledim de Allah’ım, bunca eziyete bunca cefaya müstahak olmak için ne yaptım?..” Düzgün kalan birkaç saç telini dağıtarak. Kendinden geçiyordu. Gözleri kararıyordu... Sağa sola sataşmak için bahane arıyordu... Patlamaya hazır; pimi çekilmiş bomba gibiydi... Diken üstünde oturuyordu sanki, hop oturup hop kalkıyordu. Sıkıntıdan terlemişti. Ter damlaları tırnaklarından boşanıyordu. Vücudunda terin açtığı izler oluşmuştu...
Yeni bir döneme giriyordu. Hayatındaki değişikliği göze alarak, tüm olumsuzlukları düşünerek bu kararı almıştı. Almıştı almasına ama, yine de içi rahat değildi. Kararını tekrar gözden geçiriyor, tartıp biçiyor aldığı kararın doğru olduğuna kendisini inandırmaya çalışıyor, inanamıyor... Katmerleşen dertleri kalbinde kabuk bağlamış, sertleşmiş, içindekini koruyan bir muhafaza olup çıkmıştı. Farkında olmadan tüm hırçınlığına rağmen, onu koruma altına almıştı. Düşmandan yavrusunu korumak isteyen ana gibi...
“Böyle olmamalıydı... Neden bu hale geldik?..”
Yelkenleri yavaş yavaş suya iniyordu... Kızgınlığını terk ederek üstündekileri çıkarır gibi, çıkarıp bir kenara atıyordu... Sakinleşti... Sakin sakin düşünmeye ve daha sağlıklı karar almak için çaba sarf ediyordu... Düşünüyor... Düşünüyor... “Öfkeyle kalkan zararla oturur” atasözünü hatırlarken çok uzaklardan dönüş yaptığını anlıyordu... Çok uzaklaşmıştı hayattan öfkeyle... Dönüş yolu da çok meşakkatli olacaktı... Çok uğraşması gerekecekti... Alttan almak, kalpleri ısındırmak, hazırlamak gerekiyordu... “Bana bağıramazsın... Oturup konuşmalıyız... Konuşarak sorunlarımızın üstesinden gelebiliriz... Başka türlü olmaz. Nezaket kuralları çerçevesinde ve birbirimize saygılı olarak...”
Hayatlarını tekrar gözden geçirmeliydiler... Hayatını değil... Hayatlarını... Hataları nelerdi? Mutlulukları, sevinçleri, üzüntüleri ve kusurları. En çok da kusurları üzerinde durarak yıpratıcı değil, yapıcı olarak mutluluklarına yön vererek pekiştir- meliydiler... Kısaca geçmişten ders almalıydılar... Bunu ilk etapta uygulamaya koyarak seslendirme- liydiler... Yaşayarak... Geçmişleri sinema şeridi gibi geçiverdi gözlerinin önünden... Cefa, eza yani mut- suzlukları kadar en az o kadar hattâ kat kat fazlasıyla mutlukları, sevinçleri vardı yaşamlarında...
Sahi evlenirlerken “bir yastıkta kocayın” temennileri kulaklarına küpe yapılmamış mıydı... “Kulaklarına küpe yapabilenler” için... Ya olma- yanlar, yapamayanlar onlar için yazılacak bir şey yok... En azından konumuzla ilgili değil... Yoksa elbette yazılacak çok şey var... Olması gerekir...
“Ya çocuklar!..”
Çocuklar ne olurdu bu durumda... Kavga gürültü arasında ayrı gayrı yollarda sağlıklı bir bünye ile gelişim gösterir miydiler?.. Ya Peygamber’in tavsiyesi... Boşanmaya olan tavrı...
Yine düşünmeliydi... Çok, çok düşünmeliydi... Hayatta kaldığı yerden zorluklarına katlanarak göğüs gererek ve üstüne üstüne giderek mücadele etmeliydi...
Üstüne üstüne...

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kelimelerin dansı aşkla f... - Sayı 124
Nice sahipsiz yüzler görd... - Sayı 120
Elinde taş küçük çocuğun... - Sayı 119
Sallandı yer ve gök... - Sayı 118
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


Bir özel TV kanalı “yılın politikacısı”nı seçtirdi.
Seçilemeyenler üzülmesinler. Çünkü hepsi ayrı ayrı yılın politik acısı olduklarını ispatladılar.
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Nesl-i muazzez
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Ehl-i gönül
Vesâyet savaşları


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16266148
 Bugün : 7217
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 691800
 Bugün : 36
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 95
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim