Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     4090 kez okundu.     2 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

ELYNE SA?LIK
Fatma Pekşen

  Sayı: 64 - Nisan / Haziran 2009

Kadın orta yaş görüntüsüne uymayacak bir tarzda cafcaflı renklerde bir etek ceket takımı giymiş, ışıl ışıl takılarıyla ocağın üstüne eğilmiş, elindeki tahta kaşıkla tavada bir şeyler karıştırıyor, bir yandan da yaptıklarının tarifini veriyordu.

Az sonra dünyanın parasına bir arkadaşına yaptırdığı her tarafı işlenmiş beyaz iş yuvarlak masa örtüsünün üzerine yaptığı bir yemeği buharı tüte tüte yabancı marka bir tabakla oturtturacak, bildiği bütün süslemeleri kullanacak, televizyon izleyicilerini kendine hayran bıraktıracaktı.

Dikkatli tavırlarla ocaktakini karıştıran kadın, “ben gidiyorum” diyen kocasının sesiyle irkildi. Adeti olduğu üzere, her sabah 11'de evden çıkıp, emeklilerin mekanı olan bir kahvehanede akşama kadar tavla oynayıp duran, hayli kilolu adamı yolculadıktan sonra, kadın tekrar mutfağa kameraların yanına koştu. Kimsecikler yoktu, silkindi.

Zaman zaman kendini böyle hayallere kaptırır, kaptırmakla da kalmaz, üç-beş yemeği bir arada yapardı. Sadece iki kişi oldukları için, yaptıklarını günlerce bitiremezlerdi bile...

İçinden “gelecekler, benim ne iyi aşçı olduğumu çekecek, memlekete duyuracaklar” diyordu. Dört sene önce bir yağ firması tarafından düzenlenen gezici kameralar tarafından çekimi yapılıp, televizyonlarda gösterilen programda “en iyi aşçı” ödülünü almamış mıydı? Gene geleceklerdi işte. Öyle ayaküstü yaptığını ödüle lâyık görenler, bin bir emekli ocak yemeğine neler verirlerdi kim bilir?

Konu komşu, hısım akraba herkes yaptığı yemeği beğenir, övgüler yağdırırdı. Bir tek O'ndan yani, kocasından ses çıkmazdı. Gezici kameralar tarafından çekim yapılıp, onca kişi arasından birinci gelip ekranlarda gösterildiğinde, hiç umursamamıştı. Tebrike gelen komşulara, açılan telefonlara tepki vermemiş, oturduğu koltukta o hiçbir zaman tam açılamayan göz kapakları ve onları örten kırçıl gür kaşlarıyla izlediği filme devam etmiş, izlediği sahneden kopmamıştı bile...

Kadın “otuzbeş sene oldu, dile kolay; senelerdir didiniyorum bir kere olsun 'eline sağlık ne güzel olmuş' demedi. Ben sana gösteririm. O, davet ettiğim programcılar bir gelsinler, bütün dünyaya tanıtsınlar bakalım o zaman kabul edecek misin, etmeyecek misin?” diye düşünüyordu. Üstünü başını değiştirdi, içindeki hayallerle yeni bir tarife geçti.

Tane tane anlatıyor, görünmez kameraya karşı titizlik gösteriyordu. Dördüncü çeşit yemeği, değiştirdiği dördüncü elbiseyle tanıtırken “bu bana yurt çapında birincilik getirir. Hadi bakalım efendi, gene öyle ruh gibi dur bakalım. Ülkem kabullendikten sonra belki dilin çözülür de, 'yıllardır şahane yemekler yapıyorsun yiyorum, ellerine sağlık' der, emeklerimin hakkını verirsin” diye düşünüyordu. Bunca emeğin neticesinde “altın” dan bir kaşık ödülü alır, salonunun en güzel köşesine asardı artık...

Bildiği tarifler bir yana, ha bire yemek programları izliyor, yeni çıkan yemek kitaplarını dergilerini alıyor lezzete lezzet ekleyen tecrübesiyle uğraşırken, hayali kameralara ocak başında, fırın başında pozlar veriyordu mütemadiyen.
Tırnağını kamera için kesip, terliğini kamera için seçen, günlük yaptığı yemek çeşidini sekize-ona çıkaran kadının mutfağına nihayet bir gün kameralar geldi çekimlerini yaptı gittiler...

*

Akşam haberlerinde “kocasına kurbağa yediren kadının mutfağından sesleniyoruz” diyordu sarışın kız. Tabağın çanağın alt üst olduğu, o kar gibi beyaz iş örtünün yerlerde süründüğü mutfaktan iki polis refakatinde çıkarılan kadına, muhabir kız “kurbağa yedirdiğin yetmiyormuş gibi bir de adamcağızın saçını başını yolmuşsun. Acımadın mı hiç?” diye soruyordu.

Kameralar için yaptırttığı saçları didik didik kuş yuvasına dönmüş kadın, büyümüş gözleriyle, “acıdım acıdım. Zavallı kurbağayı keserken vıyaklamasına acıdım. Daha O'na fare de yedireceğim akrep de... Nasıl olsa anlamıyor! Ot gibi, ruh gibi, robot gibi adam! Bir kere olsun eline sağlık demedi!...” diye bağırıyordu.

Her tarafı bantlarla sarılmış, o tam açamadığı göz kapaklarını örten kırçıl kaşlarının birisi yolunmuş yüz ise, ifadesizce koltuğunda oturuyordu.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Fatma Pek?en    15.05.2009
Yorum : Sağolun Ayşe Sena Hanım, gözden kaçırdığımız o kadar çok şey var ki hayatta. Üç beş tatlı kelamı esirgiyoruz sevdiklerimizden. Bırakın insanı, kedi köpek tavuk balık, hatta ağaçlar çiçekler bile insanoğlunun sevgi sözüne muhtaç. Fıtratımızda varolan şefkati, sevgiyi dilimize yerleştirsek ne kaybederiz ki? Ama, ah şu amalar olmasa... Teşekkürler




Ekleyen : Ay?e Sena ?nsal    12.05.2009
Yorum : Yine kaleminizi konuşturmuşsunuz. Muhteşem bir son. Özellikle de içindeki ince noktaları yakalayabilenler için. Sizin de elinize sağlık.





 
Dağlara çen düşende... - Sayı 126
Mustafa... - Sayı 123
Pehlivan dayının elmaları... - Sayı 120
Armudun Son Çiçeği... - Sayı 115
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


*Eskiden Allah için verilen selam, artık “rüşvet deyü” veriliyor.
*İnsanlığın ölçüsü olan selamlaşmak, kaybolalı beri, çevrede insan görmek zorlaştı.
Kardelen-Gazete: Sayı 3, 1989
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gazze, ümmetin imtihanıdır
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16310789
 Bugün : 1633
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 693600
 Bugün : 116
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 216
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim