Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2327 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Muhabbet
Ömer Salih Şipleme

  Sayı: 75 - Ocak / Mart 2013

Gönül ne kahve ister, ne kahvehane;

Gönül sohbet ister, kahve bahane.

Büyük devayı sezmek olayında 'aşk' da devreye giriyor sanırım, gerçi 'aşk'ı anlatmadın henüz ama acı çekmeden devayı bulamazsın.

Aşk?

Bu soruyu önce sen yanıtla o zaman sonra ben, ne dersin?

Topu bana attın, olmadı şimdi… Aşk üzerinde çok kafa patlatmışsın belli. O kadar çok patlatmışsın ki tek kelime söylemek bile güç geliyor artık.

Evet, doğru bildin.

O bir kelimeyi söyleyiversen ben büyük bir yükten kurtulmuş olacağım.

Şu söylenebilir mi aşk için: “Hiç”in yahut “yok”un “hep”e yahut “var”a ulaşma çabasıdır. Ya da ulaşmak için gittiği yoldur.

Ya da aksi midir acaba? Varlıktan hiçliğe gidişi… Sanki senin tanıda bir terslik var, “hiç” olan “hep”tir “var” olan “hep” olmaz ki. Varlığın faniliği malûmdur. Varlık ortadan kalktığında işte asıl hiçlik yani heplik yani daimilik başlar. Vardan hiçe ulaşma çabası… Vaz geçme çabası…

Hiçlik makamı… Hiç nedir? “Var” olan bizler aslında “yok”sak ve var olan tekse, aynı şekilde “hep” olan bizler aslında “hiç”sek ve hep olan tekse ve yavaştan “hiç” olduğumuzu yani “yok” olduğumuzu anlamaya başlayınca aşk başlıyor gibime geliyor.

Bak bu doğru. Hiç olduğumuzu anlamaya başladığımızda aşk başlar ve hiçleşme sürecidir belki de… Sürekli yıpranan aşınan ve yok olan bir ruh gibi…

Kendinden vazgeçmek, vardan vazgeçmek kendinin dışında yaşayarak her şeyden caymak…

Bedeni ruha teslim edip belki de maddeden geçip manen yaşamaya çalışma çabası…

Öyle bir şey işte… Daha pek çok tanım, pek çok öykü, pek çok şiir, pek çok kelâm… Bitmez ki, aşk bu; ayın, şın, kaf. Kolay mı?

Değil elbet. Maddeden vazgeçme çabası… Kastettiğin beşerdi sanırım. Dünyevî şeylerden…

Evet evet, elbette. Ama bazen diyorum ki her şey aşk ile var. İçtiğimiz çay, gördüğümüz masa, yediğimiz yemek… Her şey ama her şey… Ve aşkı ulvî merciden aşağıya çekenin de bu olabileceğini düşünüyorum. Sıradanlaşmasına herkeste var olabileceği düşüncesine iten şey. Bu söylediklerimi inandığım için değil de hani “acaba mı?” acaba dediğim zamanlar oluyor.

Belki de bilemiyorum. Madde bahsi çok önemli sanırım. Aşk üzerine çok kafa patlattım, daha önce sana da söylediğim gibi o kadar çok düşündüm ki artık aşk üzerine söylenecek bir kelime bulamıyorum. Salih Mirzabeyoğlu'nun şu sözüne fena tosladım bu mevzuda, hani böyle dank eden cümleler vardır ya öyle işte, takılıp kaldım ve son durağım sanırım:

“Madde yoğunlaştırılmış fikirdir.”

(Kundak; Yıl:1, Sayı:10, Aralık 2012)

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Muhabbet... - Sayı 75
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Tüm gazetelerimizin toplam tirajı, 70milyon nüfusa karşılık, 3,5 milyon…
Elâlemin memleketinde tek gazete bile çift rakamlı tiraja sahip. Mesela Japonya’da günde 13 milyon satan gazete var.
Bizde nüfus artıyor, gazete tirajları yerinde sayıyor, hattâ azalıyor. Demek ki “basın” diye piyasaya sürülen kâğıt parçalarına millet güvenmiyor. Bu güvensizliğe rağmen basından ödleri kopanlara yazıklar olsun!
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Tas tarak
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Deniz kabarıyor
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13207754
 Bugün : 3822
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 606737
 Bugün : 179
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 243
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim