Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2536 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Üçaylar ve Ramazan
Kubilây Ertekin

  Sayı: 77 - Temmuz / Eylül 2013

Hz. Ömer'e (rad) izâfe edilen bu sözde çok derin mânâlar gizlidir. Her şeyde olduğu gibi inanan ve sâdık olan insanların da dinlenmeye, kendine gelip maddî-manevî bir yenilenmeye, dinamizme, muhâsebeye ihtiyacı vardır. İşte her iman sahibinin bu üç ayların ve ramazanın verdiği sayısız feyiz ve bereketiyle yeniden bir güç kazanıp hayatın bütün zorluklarına ve menfîliklere karşı, büyük bir hamle ve azimle direnerek yoluna devam etme ihtiyacı içinde olduğu her ak-ı selim tarafından bilinen bir gerçektir. Mübarek gün ve gecelerin-ayların–vakitlerin Müslümanlara sağladığı şeylerden birisi  de budur.

Genel bir tarife göre; ramazan “ramza” kökünden gelen ve güneşin en şiddetli olduğu yaz aylarında taşı ve toprağı yakacak derecedeki sıcaklığı demektir. Bu rahmet ayında ve öyle bir sıcaklığın-hararetin en şiddetli olduğu dönemde, insanın açlık ve susuzluktan yanıp-kavrulduğu, dudaklarının çatladığı halde Allah'ın (cc) emri gereği tuttuğu orucun hürmetine, onun kusur ve günahlarının da yakılıp yok edildiği mânâsını taşımaktadır. Aslında bu ramazanlar açıklanan mânâya uygun olarak, biraz da hüzün ve keder demektir. Günahların ve yaşananların hüznü, karşılaştığı sıkıntı ve sitresin, acı tatlı olayların verdiği elem ve kederler de buna dahildir. Ramazan kelimesi bana merhum şair Yahya Kemal'in; “Atikvalde'den inen sokakta” duyduğu hüznü-elemi, garipliği ve hissettiği dayanılmaz yalnızlığını ve o semtin garip derbeder, fakir mütedeyyin insanlarını hatırlatmaktadır.

Her ramazanda hissettiğim bu elem ve hüzün duygusu  o yılları, o insancıkların garip ve bikes durumlarını, buna rağmen hallerinden razı tevekkül içinde olmalarını tahayyül ettirmekte ve sanki o ânı birlikte yaşamış hissi vermektedir. Çok zaman o şiiri  hatırlayıp okuduğumda göz yaşlarımı tutamadığım olmuştur. Belki rahmete vesile olur ümidiyle, buraya almak istiyorum…

“İftardan önce  gittim Atik-valde semtine,

Kaç defa geçtiğim bu sokaklar, bugün yine.

Sessizdiler. Fakat  Ramazan mâneviyyatı.

Bir tatlı intizâra çevirmişti sûkûneti;

Semtin oruçlu halkı, süzülmüş benizliler.

Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer-birer.

Bakkalda bekleşen fukarâ kızcağızları.

Az-çok yakında sezdiriyor top ve iftarı..

Meydanda kimse kalmadı artık,bütün-bütün.

Bir top gürültüsüyle bu sahilde bitti gün.

Top gürleyip oruç bozulan, lahzâdan beri.

Bir nurlu  neş'e kapladı kerpiçten evleri..

Yârâp, nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!

Tenhâ sokakta kaldım, oruçsuz ve neş 'esiz.

Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı,

Hadsiz yaşattı rûhuma, bir gurbet akşamı.

Bir tek düşünce oldu, teselli bu derdime.

Az-çok ferahladım ve dedim kendi kendim;

Onlardan ayrılış bana, her an üzüntüdür.

Madem ki böyle duygularım kaldı çok şükür” (Kendi gök kubbemiz sh 35)

Gerçi şimdi o yıllardaki gibi maddî bir sıkıntı ve derbederlik yok. Halkın refah seviyesi oldukça yüksek. Herkesin yediği önünde yemediği ardında ve har vurup harman savurmaktadırlar. İsraf ve savurganlıklar zirvelerdedir. Üretilen 94 milyon ekmeğin 6-7 milyonunun çöpe atıldığı yazılmaktadır. O çöplüklerde bir servet yatmakta. Bu elîm manzara karşısında duygulanıp; “EKMEK NİMETTİR. ÇÖPE ATILMAZ!” şeklinde 50 adet  fotokopi çektirip dağıtmak istedim. Fakat çoğu esnaf almadı bile.. Ve burası Müslüman (!) bir ülkedir. “İsraf ise haramdır.” Sıkıntı ve yokluğu görmeyen insanların azgınlığı meğer ne kadar korkunçmuş. Yükselen refah ve maddî imkânlar yanında, gerileyen dînî zaaflar, itikâdî ve ahlâkî yozlaşmalar davranışlar gelecek için insanı endişelendirmektedir. Sahil boylarındaki kokuşma ve yozlaşmalar, içki-fışkı gibi müptezellikler, sabahlara kadar çalışan bar-pavyon ve batakhâneler, onların müdavimleri ve ortalığı çınlatan ayyaş nâraları, yerlerde sürünen kadınlı–erkekli kalabalıklar kirletilen sokak ve caddeler.. Bütün bu rezaletlere rağmen hâlâ rakı ve işreti savunmak insanın midesini bulandırmaktadır. Yara derin, dert büyük ve derman tutsak...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Kurtuluş... - Sayı 92
Eyüp Sultanda sabah namaz... - Sayı 87
Şekli Müslümanlık ve Alla... - Sayı 86
Şeklî Müslümanlık ve Alla... - Sayı 85
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Bugün 18.11.2025Konu nedir? ...

 Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak asl... yusuf

 Muazzam bir çalışma olmuş,tebrik ediyorum.... Ahmet Durmuş

 yukarıdaki hikayeyi ve eklemeleri yazan kişi biraz zorlamayla günün modasına uymuş işi dış güçlere a... HALİL KÖSE

 test"... test


Cinayet, hırsızlık, fuhuş, içki, kumar ve uyuşturucu karışımından ibaret düzeni ambalajlayıp medeniyetin ta kendisi diye yutturmak isteyen “tek dişi kalmış canavar”a karşı hani, “iman dolu göğsümüz” vardı?
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gelecek sayı (127) konusu


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16365507
 Bugün : 595
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 699184
 Bugün : 211
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1672
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim