Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2445 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Annelerimiz-8 Hz.Ümmü Seleme Hind Binti Ebu Umeyye
Yavuz Sert

  Sayı: 87 - Ocak / Mart 2016

Ümmü Seleme validemiz, Efendimiz'in bi'setinden yaklaşık onbeş sene önce, asil bir ailenin mensubu olarak Mekke'de doğmuştur. Asıl adı Hind'dir, Ümmü Seleme künyesidir.  Validemiz Benî Mahsun kabilesindendir, Dârü'l Erkam'da yer almış ilk hanım müslümanlardandır. Halazadesi Abdullah ile evlendikten sonra Habeşistan'a hicret etmişlerdir. Validemizin Habeşistan'da bir yavrusu dünyaya gelmiş ve ismini Seleme koymuşlardır. Validemizin künyesi bu çocuğundan gelmektedir.

Ümmü Seleme validemiz ve ailesinin Habeşistan'dan döndükten sonra Medîne'ye hicretleri çok sıkıntılı olmuştur. Benî Mahsun kabilesinin kısmı küllisi müşriktir. Bu kişiler Ebû Seleme'ye Ümmü Seleme validemizi yanında götüremeyeceğini söylemişler, yollarını kesmişler ve Ebû Seleme’yi zevcesinden ve ailesinden ayırmışlardır. Bu zulümden dolayı validemiz yalnız kalmıştır. Bu süreç bir seneye yakın sürmüştür. Bu süreçte yine Ebû Seleme'ye izin verilmemiş ancak Ebû Seleme, validemiz ve oğluna göre bir başka yoldan Medîne'ye hicret etmiştir. Böylece hasret bitmiş ve aile Medîne'de tekrar bir araya gelmiştir.

Evlilikte muhabbet olmazsa olmaz unsurlardan biridir. Ebû Seleme hazretleri ile Ümmü Seleme validemiz arasında çok ciddi bir muhabbet vardır.

Uhud muharebesinde Ebû Seleme hazretleri çok ciddi yaralar alır. Tedavi edilmesine rağmen yaraları daha sonraları tekrar açılır, bu yüzden hazret bir türlü sıhhatine tam olarak kavuşamaz. Ümmü Seleme hazretleri bu süre zarfında büyük bir merhamet, şefkat ve ehliyetle kocasına bakmış ve hizmet etmiştir ancak beş ay kadar süren bu yatak tedavisi de cevap vermeyince Ebû Seleme hazretleri şehiden vefat etmiştir.

 Vefat haberi Risâletpenah Efendimiz'e gelince Efendimiz hemen Ebû Seleme'nin evine gitmiş, orada naaşı şerifin başucuna oturmuştur. Gözlerini mübârek elleri ile kapatmış, yüzünü örtmüştür. Bu esnada "Ruh çıktığında göz onu takip eder" hadîsini buyurmuştur.  Efendimiz, Ebû Seleme için bizzat başucunda oturarak dua buyurmuştur. Dört çocukla birlikte, bir Uhud şehidinin kavî bir müslüman olan hanımının bu şekilde çocukları ile yalnız kalmasına razı olmayan Efendimiz, validemizin iddet müddeti bitince Ashâb’ına “Ümmü Seleme ile evlenmeyi isteyen varsa gitsin söylesin, Ümmü Seleme de razı ise evlensin” buyurmuştur. Ancak validemiz bu teklifleri kabul etmemiştir. Hattâ teklifi yapanlar içinde Hz. Ebûbekir ve Hz. Ömer de vardır. Bir müddet daha geçince bu sefer Fahr-i Kâinat Efendimiz teklifte bulunur. Validemizin sevinci ve menfaati aklının önüne geçmez, “benim dört tane çocuğum var, Resûlullah'ın pek çok işi var, bunlar vazifesinde aksamalara sebebiyet vermese bile vazifesini yaparken aklına gelerek bile onu yorar” düşüncesi ile benim böyle bir şeyi yapma hakkım yok diyerek kibar bir lisan ile, bu endişelerini de çok fazla dile getirmeden ama ihsâs ederek, Efendimiz'in kendilerine elçi olarak gönderdiği Hatip ibni Beltâ'yı geri gönderir. Efendimiz bu nazik düşünceyi öğrenince bizzat kendileri giderek evlenme teklifinde bulunurlar ve Hicri 4. yılın Şevval ayının sonlarına doğru yani 626 yılının Mart ayında Efendimiz ile Hz. Ümmü Seleme nikâhlanırlar.

Ümmü Seleme validemize hücre olarak evvelâ ahirete göçen Zeyneb validemizin hücresi verilmiştir, daha sonrasında Hz. Ayşe validemizin hücresinin kıble istikametinden tersine doğru ilâve hücre yapılmış ve validemiz orada yaşamıştır. Ümmü Seleme validemiz, Efendimiz'in Zevce-i Muhteremeler’i olunca bir düğün yemeği verilmiştir. Bizler bu haberi Ümmü Seleme validemizden alıyoruz. Validemiz, "Resûlullah'ın zevcesi olunca, birkaç ay önce vefat etmiş olan Zeyneb'in odası bana verildi. Odada olanlar, bir çömlek, bir çanak, bir testi, bir el değirmeni, içi sadece hurma ağacı lifi doldurulmuş bir yastık ve yatak... Çömleğin içinde biraz erimiş yağ, çanakta da arpa vardı. Arpayı el değirmeninde öğüttüm, çömlekteki yağ ile bulamaç yaptım." İşte Resûlullah'ın düğün yemeği buydu: öğütülmüş arpa ve yağ...

 Ümmü Seleme validemizin bir özelliği de Efendimiz'in en uzun yaşayan zevcesi olmasıdır. 61. hicri yıla kadar yaşamıştır validemiz, 84 yaşlarında göçmüşlerdir.

Ümmü Seleme validemizin içinde olduğu önemli hadisesi Hudeybiye anlaşmasıdır. Hudeybiye anlaşması yapıldıktan sonra Efendimiz, Ashâb’ına kurban kesmelerini ve ihramdan çıkıyormuş gibi başlarını traş etmelerini söyler. Bu sırada anlaşma metninden hoşnut olmayan Ashâb’dan bazı kimseler vardır. Bu kişiler Efendimiz'in ileri görüşlülüğünün farkında değiller, en önemlisi de artık müslüman toplumunun müşrikler karşısında tüzel kişilik olarak kabul edildiklerini tam olarak farkedememişler, bu yüzden Efendimiz'in emrini duymamazlığa gelirler. Efendimiz'in huyudur, önemsediği bir konuyu üç kez söyler, burada da böyle yapmıştır ancak yine dinlememişlerdir. Bunun üzerine Efendimiz, gayet üzgün bir şekilde Ümmü Seleme validemiz için kurulmuş olan çadır veya gölgeliğe girer ve hanımı ile dertleşir. Büyük bir feraset ve anlayış sahibi olan validemiz, siz bilirsiniz ama ben şöyle düşünüyorum diyerek "ÜZÜLMEYİN YA RESÛLULLAH, SİZ BU EMRİ EVVELÂ KENDİNİZ ÂŞİKAR OLARAK TATBİK EDİN, DIŞARI ÇIKIN, KURBANINIZI KESİN, TRAŞINIZI OLUN, BEN DE SİZE YARDIM EDEYİM AMA KİMSEYE BİRŞEY SÖYLEMEYİN" der. Efendimiz, Ümmü Seleme Validemiz’in düşüncesini makul görür ve peki diyerek tek başına dışarı çıkar. Kurbanlık devesini bizzat kendisi keser ve traşını olur. Efendimizi gören Ashâb da teker teker bu tatbikatı yerine getirirler.

Validemiz Hicrî 61 yılında, Medîne-i Münevvere'de 84 yaşlarında vefat etmiş ve Cennetü'l Bakî kabristanına defnedilmiştir. Cenaze namazını Ebû Hüreyre hazretleri kıldırmıştır. Allah validelerimize olan muhabbeti hürmetine bizi de Efendimiz'in muhabbeti etrafında birleştirsin, böylelikle tevhide erdirsin inşallah.

(Burç FM’de yayınlanmış olan “Ömer Tuğrul İnançer ile Seyir Defteri” programı kayıtlarından derlenmiştir.)


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Gazze biz ne öğretti?... - Sayı 119
Bir tufanın ardından: Fil... - Sayı 119
Adalet Mülkün Temelidir... - Sayı 112
Bir bürokrat şârih: Abidi... - Sayı 106
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Devekuşunun kafasını kuma gömmesi misali kafasını toprağa gömen Avrupa bilmez mi ki, nefesi kesilince kafasını (soktuğu yerden) çıkarmak zorunda kalacak ve pişman olacaktır(pişmanlık duyacaktır).
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13170876
 Bugün : 40
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 605379
 Bugün : 3
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 418
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim