Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3309 kez okundu.     3 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Oruca niyetli miyiz?
Av. Mustafa Büyükgüner

  Sayı: 88 - Nisan / Haziran 2016

Her ibadetin kendi ruhuna göre farklı özellikleri bulunmakta. Namaz kılan bedeniyle ibadet yaparken zekât veren malıyla ibadet ediyor. Hacda ise hem bedenen hem de malla ibadet edilmekte. Oruç ise bedenî bir ibadet olmasına rağmen, kısaca yemeyi, içmeyi ve cinsel hevesleri bırakma olarak şümul ediyor ve doğrudan doğruya Allah ile kulu arasında.

Cemaatle kılmanın farz olduğu namazlar da düşünüldüğünde, kamuoyu bir kişinin namaz kılıp kılmadığını bilir. Ama oruç öyle mi?

Çünkü oruçta temel kaide insanın belirlenen süreler içerisinde yememesi ve içmemesidir. İnsan elbette oruç tuttuğunu bağıra çağıra söyleyecek değil, hattâ ibadetlerin gizli yapılanının daha makbul olduğunu düşünürsek söylememesi daha da iyi. Ama zaten ramazan ayında bir müminin oruçlu olması, içinde yaşadığı sosyal ve kültürel çevre tarafından karine olarak kabul edilir. Ramazanda yemiyorsa, kişi oruçlu sayılır. Ancak oruç tutmayan da cemiyet içerisinde yemeyip içmeyerek oruçlu gibi davranabilir. Onun için oruç ibadetinin ecri kul ile rabbi arasındadır ve hiçbir kıymet hükmü bunu ölçemez.

Her ibadette niyet önemli ama bu özelliği sebebiyle oruca niyetlenmek bizce daha önemli... Bu sebeple Anadolu insanının oruçluyken “Niyetliyim” demesi enfes bir buluş ve incelik...

Çünkü “Niyetliyim” dediğinizde oruç tutma iradesi taşıdığınızı açık ve net bir şekilde ifade etmiş oluyorsunuz. Buradaki niyet elbette, oruç tutmaya niyet etmek şeklinde sözle yapılan bir niyet değil, orucu tutmasan da cemiyete oruçlu olduğunu düşündürebilecekken, buna tevessül etmeyen ve ecrini de doğrudan doğruya Allah’a havale eden bir niyet…

Allah’ın Resulü, bir savaştan dönüşte “Şimdi küçük savaştan büyük savaşa gidiyoruz…” deyince sahabe soruyor. Cevaben, büyük savaşın insanın nefsiyle olan savaşı olduğunu söylüyorlar. Şüphesiz her ibadet nefse zor gelir ama oruç başka olmalı.

Dünyanın bütün arzu ve isteklerini belirli sürelerde terk etmeyi gerektiren oruç, bu özelliğiyle nefse en fazla giran gelen ibadetlerden olmalı. Nefsi terbiye için oruç tutmak büyüklerin tavsiyesi. Hattâ bekar erkeklere oruç tutmaları da bu sebeple tavsiye ve telkin edilmekte...

Meşhur hikâyeyi hatırlatalım, büyüklerden biri, kim bilir ne zamandır aç kalarak nefsiyle cenk halinde ki, sonunda nefsi bir köpek yalı görünce bedenini terk ederek bu yala ilişiyor. Bu zat kurtuldum nefsimden diye sevinirken bir nidaya muhatap oluyor "Müsaade et nefsin bedenine dönsün. Biz seni onunla seviyoruz!"

Oruç silâhşörünün elinde öyle bir silâh ki, dize gelmez denen nefsi bile böyle yola getiriyor. Şahıslar nazarında böyle bir etkisi olan orucun topyekûn cemiyete nasıl tesir edeceğini varın siz düşünün.

Yapılan araştırmalar Ramazan aylarında suç oranlarının azaldığını, insanların birbiriyle yardımlaşma duygusunun arttığını, cemiyetteki pek çok arızanın başka zamanlara göre daha az ortaya çıktığını göstermekte. Çünkü yemekten ve içmekten ve diğer arzulardan isteyerek vaz geçen, her şeyden vaz geçebilir…

Üç ayların girmesiyle başlayan, kandil geceleri ile devam eden, ramazanla zirveye çıkan ve hele son on gün içerisine saklanan Kadir gecesiyle tam bir kurtuluş yolu olan oruç, nihayetinde müminlere hem maddî hem de mânevî bir bayram hediye ediyor.

Ramazan ve oruç her haliyle Yaradan’ın bir rahmeti…

Hz. Yusuf, Mısır’daki kıtlıkta görevlendirilince civardan gelen ihtiyaç sahiplerine ambarlardan buğday dağıtırken oruç tutmaya başlıyor. Sebebini soranlara “Hallerini daha iyi anlayabilmek ve adaletli davranmak için” diyor…

Dilimize söz olmuş, “Tok açın halinden anlamaz!..” Demek ki, orucun bir de cemiyetin halini idrak etmeye yardım etmek gibi bir görevi var.

Sonuç olarak oruç, her yönüyle ve her haliyle bir taraftan ferdi tam kalbinden vurucu, ferde sınırlarını ve hadlerini bildirici bir ok iken; diğer taraftan da tüm cemiyete tesir eden, cemiyetin arızalarını giderici, fert ve cemiyet arasındaki ilişkiyi tesis eden bir ağ…

Ama her şey niyette... Aç susuz kalmaya değil oruç tutmaya niyet etmekte…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Serkan     24.04.2020
Yorum : Doğru söze ne hacet ayzına eline sağlık abi çok güzel




Ekleyen : Serkan yakar    24.04.2020
Yorum : Doğru söze ne hacet ayzına eline sağlık abi çok güzel




Ekleyen : Yasin orhan    27.05.2017
Yorum : Allah razı olsun abi gerçekten çok güzel bir yazı kaleme almışsın





 
Ehl-i kubur ... - Sayı 118
Heybemden... - Sayı 118
Heybemden... - Sayı 117
Kanayan Yara... - Sayı 115
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13169872
 Bugün : 3880
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 605278
 Bugün : 319
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 398
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim