Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     680 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Adaleti Sağlayacak Ruh
Kadir Bayrak

  Sayı: 112 -

Liyakat… Ehil olanın, lâyık olanın, yaraşır, yetenekli, yeterli olanın; boş olan, boşalan, ihdas edilen bir makama, mevkie uygun görülmesi, atanması, seçilmesi…

Bu kısa tariften, liyakatin ilk bakışta görünen üç sacayağının olduğu anlaşılıyor; atama bekleyen bir makam, mevki, o makama, mevkie atanması, seçilmesi düşünülen adaylar ve karar verici, seçici bir üst mercii… Bir de görünmeyen ama makama, adaylara ve karar vericilere sirayet etmesi arzu edilen bir yön daha var; adaleti sağlayacak ruh… Makama kıymet katacak, adayların ve karar vericilerin tercihlerini kontrol altında tutacak ve şekillendirecek bir üstün fikir, iman…

Kavram olarak iman ettiğimiz esasların içinde yer almakla birlikte millet olarak gündemimize girişi, devlet ve cemiyet olarak mânâsına zıt hayat sürmeye başladığımız ikinci Viyana kuşatmasından sonra… Anadolu’yu vatan edindiğimiz günlerden haşmetiyle bütün dünyaya nizam veren büyük devletin büyük lideri Kanunî’ye kadar geçen 5 asırlık dönemde, ancak aranırsa bulunacak az sayıdaki istisnalara rağmen, mânâsına ters düşen uygulamalarla zihinlerde yer eden bir kavram değil…

Lafı eğip bükmeye gerek yok. Anlaşılıyor ki işi ehline vermek, iman edilen dinin, İslâm’ın bir emri. Tarih şahit, bu emre uygun hayat sürülen dönemlerde zirveler görülmüş, o emre aykırı yaşanılan dönemlerde de aşağıların aşağısına düşülmüş… Tanzimat’tan bugüne, cemiyetin her sahasında yaşanılan hayal kırıklıkları, düşüşün devam ettiğinin ve henüz dibi görmediğimizin emareleri.

Hayatın her alanında, liyakat, esas… Ama günümüzde üç alandaki liyakatsizlik, o kadar çok ön plana çıkıyor ki neredeyse ihanet derecesinde; adalet, eğitim ve tarım…

Mülkün temeli olan adaletteki liyakatsizliğin, devletin temellerini sarstığını söylemeye bilmem gerek var mı? Toplumda infial meydana getiren suçların faillerinden bir kısmının serbest bırakıldığına, tutuklansa bile kısa bir süre sonra salıverildiğine dair haberleri basında sıkça görüyor, hattâ bu kişilerin sosyal medya baskısıyla yeniden gözaltına alınıp tutuklandıklarına şahit oluyoruz. Cezalar, ne mağduru ne cemiyeti ne de vicdanları tatmin ediyor. Cezaevleri ağzına kadar dolu, buna rağmen artan suç ve suçlu sayısı sebebiyle yetersiz kalıyor. Teknik altyapıda başarılan güzel gelişmelere rağmen dâvâlar uzayıp gidiyor, geciken kararlar adaleti tesis etmiyor. Durumdan, tedbir alma ve çare bulma mevkiindeki yetkililer bile şikâyetçi.

Eğitimin hali, adaletten farklı değil. Sürekli değişen sistem içinde tek değişmeyen çoktan seçmeli test usulüyle eğitilen ve tek amaçları, tek dertleri 4 yıllık bir fakülte kazanmak olan tek tip öğrenciler yetiştiren bir eğitim sistemi… Buna göre dizayn edilmiş okullar, sınıflar, idareciler, öğretmenler… Sınav başarısına göre kıymet gören çocuklar, veliler… Sınavda başarı gösteremeyeceği anlaşılan çocukların hayatın başka bir alanına hazırlanmasını üstlenen ve bu işin hakkını veren öğretmen ve idareci sayısını sormaya cesaret edemiyor insan.

Ruhunu inşa edemediğimiz neslin, maddesini de kaybetmek üzereyiz. Yedi iklim ve dört mevsimin hüküm sürdüğü Anadolu’nun bereketli toprakları ya ekilmiyor, ya ekonomik şartlar veya anlamsız yasaklar yüzünden ekilemiyor. Adına hibrit denilen, nesli ve gıdayı ifsat etmekle maruf ülkeden ithal edilen tohumlarla ırzına geçilen toprağımız, ata tohumlarına hasret… Yakınımızda cereyan eden savaş sebebiyle orantısız bir şekilde artan gıda fiyatları, öğrenince her vatan evlâdının kahrolduğu ithal edilen ürünler, bitme noktasına gelen hayvancılığımız ve daha neler neler tarım alanında liyakatli idarecilere ihtiyacımızı haykırıyor…

Yazının girişinde, “makama, adaylara ve karar vericilere sirayet etmesi arzu edilen bir yön daha var; adaleti sağlayacak ruh” demiştik. Kanaatimizce işin sırrı, o ruhta.

Her şeye rağmen bugün, eğer ortada bir başarı varsa işgüzarlık ettiğimizi varsayın ve bu yazıyı çöpe atın. Ama yok tam aksi fikirdeyseniz o zaman başta adalet, eğitim, tarım olmak üzere hayatın her alanındaki tercihler, seçimler, atamalar vs Tanzimat’tan beri hangi ruha göre yapıldıysa o ruhu hesaba çekin.

O ruhu hesap vermeye davet ediyoruz…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : ferhat dagdelen    03.07.2022
Yorum : Evet, mahkum edilmesi, sorgulanması gereken milleti aşağılayan o ruhdur.





 
Vah benim halime!... - Sayı 119
Devletimiz daim olsun!... - Sayı 118
Ruh ve Musikî... - Sayı 117
Üretememek... - Sayı 116
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Batı; kaybettiği noktanın idrâkinde ve kazanacağı noktanın gafili olduğunu -yalnız kendine- ihtar ederek bugünkü buhranını yaşıyor. Biz; tüm taklitçiliğimize rağmen hem birincisinin, hem ikincisinin gafletindeyiz.
Eğer batı gibi kaybettiğimiz noktanın idrakinde olabilseydik, elimizden kaçırdığımız bunca zamandan ötürü eyvahlar eder; kazanacağımız noktanın gafletinden de sıyrılabilirdik…
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13171676
 Bugün : 840
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 605430
 Bugün : 54
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 418
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim