Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     13 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Zor zamanların cesur sesi
Site Editörü

  Sayı: 120 -

Her dönemin kendine göre zorlukları, kolaylıkları vardır. Bazen savaşlar, bazen salgın hastalıklar dönemi zorlaştırırken, bazen refah dönemleri olur.

Necip Fazıl’ın dünyaya geldiği ve gençliğini yaşadığı yıllar milletimiz hattâ tüm dünya için zorlu bir dönemdi. Doğum yılı 1904. Son bir iki yüzyıldır çıktığı zirveden hızla inmeye başlayan Devlet-i Âli için ömür nimeti tamamlanmak üzere. Devletin dört bir yandan güç kaybettiği, halkın zorluklar yaşadığı yıllar... Gelen yıllarda koca imparatorluk yıkılacak, yeni bir rejimle yeni bir Türk devleti kurulacaktır. Üstad, Cumhuriyet kurulduğunda on dokuz yaşında. Halk bir yandan savaşların getirdiği zorluk ve fakirliğin etkisinde, bir yandan inkılâpları ile gelmiş yeni rejimin sancıları… Yazı değişmiş, alfabe değişmiş, giyim kuşamını bile değiştireceksin denmiş halka. Gerçekten zor bir dönem.

Kurtuluş mücadelesi milletimizin karakterini bir kere daha dünyaya gösteren çok önemli bir savaştı. Sayıları binlerle ifade edilen şehitlerimiz, kahraman gazilerimiz, topyekûn millet olarak bu mücadelede kan döktü, ter döktü. Nihayet bu mücadele kazanıldı ve yeni bir rejim ile milletimiz yeni devletini kurdu. Yeni dönemde rejim kendi devlet yönetim esaslarını tatbik ve kabul ettirmek için sert tedbirler aldı. Bu tedbirlerin önemli kısmı din kurumu üzerinde olduğu için müslüman halkı çok etkiledi. Ancak savaşlardan, fakirlikten bitap düşmüş halk yeni kanunlarla dinî hayatını etkileyen tedbirlere ses çıkarmadı, çıkaramadı. Düşünün, bu ülkede on sekiz yıl ezan Arapça okunamamış. Günümüzde buna nasıl ses çıkarılmaz demek kolay ama her olayı yaşandığı dönem ile değerlendirmek gerek.

Üstad’ın ortaya çıkışının bu dönemde olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir. Üstad, 18 yıl ezanın okunmamasına güçlü ses çıkartamayan bir toplumda ve böyle bir zamanda fikrî zeminde “ses” çıkaran ve çıkartılabileceğini gösteren bir “adamdır”. İstiklâl mahkemelerinin onlarcasını idama göndermesinin üzerinden henüz birkaç yıl geçmiş bir dönemden bahsediyoruz. Böyle bir dönemin hemen arkasından cesur bir sesin çıkması çok önemlidir. Zaten Üstad bir çok kez hapse girerek bu cesaretinin karşılığını (!) almıştır. Kanaatimce Üstad’ın en önemli özelliği bu cesaretidir.

Cumhuriyet sonrası dönemde Necip Fazıl gibi net ve gür şekilde sesini yükselten başka bir isim var mı emin değilim. Meselâ Mehmet Akif’in şairliğiyle de Üstad’a benzeyen bir yönü vardır ama belki yaşadığı yılların etkisi -Kurtuluş savaşı döneminde büyük gayretleri vardır- belki karakterinin kırılganlığından Üstad gibi karşılık bulamamıştır. İstiklâl marşının şairi olmasaydı ne kadar hatırlayabilirdik Akif’i? Merhum Akif çok daha zor bir dönemde yaşamıştır elbette ve enerjisini yoğunlukla kurtuluş mücadelesine vermiştir. Burada söylediklerimiz bir eleştiri değil, tespit. Üstad ile benzer dönemlerde Nurettin Topçu, sonrasında Cemil Meriç akla gelen isimler. Topçu’nun Hareket dergisinin ilk sayısı 1939’da, Büyük Doğu’nun ise 1943.

Üstad’ın toplumdan karşılık bulmasının en önemli nedenlerinden birinin kuvvetli bir şair olması olduğunu düşünüyorum. Şairliği hitabetini ve toplum üzerindeki etkisini çok artırdı. Derdini, dâvâsını, arayışını, buhranını cümlelere dökmeye çalışan bir dâvâ adamının anlaşılabilir olması hayli zordur. Diğer taraftan bir şair sayfalara sığmayacak cümleleri dört satırda şiire dönüştürebilir:

Ateşten zehrini tattım bu okun,

Bir anda kül etti can elmasımı.

Sanki burnum, değdi burnuna "yok"un,

Kustum öz ağzımdan kafatasımı.

Üstadın şiir dili nesirine ve konuşmasına da yansımıştır. Bu yüzden hitabeti çok güçlüdür. Ülke çapında verdiği konferanslar hâlâ konuşulmaktadır.

Üstad ve muasırı aydınların etkileri arasındaki farklar ilgi çekicidir. Gözlemlediğim kadarı ile merhum Nurettin Topçu eser sahibi talebe açısından daha zengin görünüyor. Dergâh dergisi Hareket dergisinin devamı olarak uzun yıllar yayınlandı (artık o da yok) ve ülkenin edebiyat-fikir dünyasında önemli bir yeri vardı. Üstad’dan sonra ise Büyük Doğu’yu devam ettiren veya başka bir isimle benzer bir hareket yapan en azından tüm ülkede etkili bir dergi olmadı.

Ülke politikasına ve siyasete geldiğimizde ise Üstad’ın çok daha etkili olduğunu görüyoruz. O kadar ki, onun gibi etkili ikinci bir isim yok. Siyasette bu etki ne kadar derindir, ayrı bir konu elbette ancak son elli yılda bu etkiyi ve sonuçlarını açıkca görüyoruz.

Hem fikir hem siyasette bu kadar etkili bir isim üzerine birçok araştırma, tez, sempozyum olması beklenir. Yeterli olmadığını söyleyebiliriz ancak son yıllarda belediyelerin gayretleri ile önemli sempozyumlar yapıldığını gördüm ve memnun oldum. Sayımıza hazırlık vesilesi ile bu sempozyumlardaki konuşmaların bir çoğunu dinledim, söylenenlerin ortak noktası şu idi: Üstad sindirilmiş, bastırılmış nesillere kaybettikleri cesareti vermiştir, her şeyi göze alarak ne olursa olsun dâvâsının arkasında durmuştur.

Üstad net bir insandı, kendine ve dâvâsına çok fazla güveniyordu. Bu güvenci ve kendisinden eminliği bazen dışarıdan bencillik olarak algılanabiliyordu. Bir yazar Üstad hakkında şöyle demişti; “kitabında bir tane bile “olabilir” gibi bir kalıp yok. Her cümlesi “Bu böyledir!” şeklindeydi ve aksi mümkün değildir ruhundaydı.”

Üstad onlarca eseri, konferansları, bin türlü çileye rağmen Büyük Doğu’su ve kitapları ile hayatını dâvâsı üzerine harcadı. Allah ondan razı olsun. Çok sevdiği, her şeyin önüne koyduğu Efendimiz’e komşu eylesin. Bizlere de onu doğru şekilde anlamamızı ve eserlerinden faydalanmayı kolaylaştırsın.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Zor zamanların cesur sesi... - Sayı 120
Sosyal medyanın gücü... - Sayı 119
Adâlet mülkün temeldir... - Sayı 118
Müzik, kültür kimliği olu... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


ACI-YORUM nedir?
Bugün toplumumuzda, özellikle düşünce alanında aksayan yönler ve anlamsızlıklar var.
ACIYORUM, bu aksaklıkları ve anlamsızlıkları, sadece fikirle en can alıcı yerinden, en vurucu sözlerle, yanlışlıkların mantıksızlıklarını yakalamayı usul bilerek, en doğru yargıları, hiç itiraza yer vermeyecek şekilde ifade etmeyi ve daha sonra düzeltmeyi yapacak olanlar için fikri çözüm yolları açmak düşüncesinin ifadeye dökülmüş şeklidir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kasem olsun!
İsrail-SAMİRİ-oğulları
Üstün fikir
Tas tarak
Çocuk
Fatih Sultan Mehmet (4)
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13325178
 Bugün : 2313
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 610199
 Bugün : 40
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 124
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim