Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3254 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

?ELYK-SAN FORMASYONU
Ramazan Yylmaz

  Sayı: 45 - Temmuz / Eylül 2004

“Dersimiz edebiyat değil mi?..”
“Hayır, kompozisyon öğretmenim!..”
“Edebiyat. Edebiyat... Çıkarın bakalım kâğıtlarınızı.”
“Hocam, yazılıyı ertelesek olmaz mı? Bugün üç tane yazılımız var da!.. Hiç değilse bu ders kompozisyon yazılısı yapalım, edebiyatı bir sonraki derse erteleyelim!...”
“Sorular teksir edilip çoğaltıldı; hazır elinize veriyorum. Çok kolay, ben sizi sizden iyi düşünürüm. “A” ve “B” diye iki grupsunuz; öne uzanmak, arkaya dönmek yasak. Süre kırk dakika...Hey, sen, çok konuşup durma, gel buraya, şu soru kâğıtlarını pencere tarafında oturanlara dağıt!..”
Meçhul öğrenci sesleri:
- Eyvah, yandık!
- Hem de ne yandık!
- Silgiyi bölüşelim Cemal, şimdi daldı mıydı düşünmeye, kıpırdayanı kopya çekti sanır, kâğıdını hemen elinden alır. Artık bir şey anlatamazsın, seni dinlemez!..
Sorular yeterince açık ve nettir, çocuklar; istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz.
Öğretmenim, divan kelimesinin öteki anlamlarını da yazacak mıyız, üçüncü sorudaki?..
Sorudan ne anlıyorsanız onu yazacaksınız! Şişt!.. Sen, kes sesini, alırım kâğıdını!..
- Tabii yazacaksın divanı, şairlerin divanını; divan edebiyatını yazmayacaksın da ne yazacaksın sersem çocuk? Divan: Toplantı, toplantı yeri, yüksek huzur, padişah divanı; sadrazam, vezir-vüzera, kethüda, defterdar, kalemdar...
Aman Allah’ım, Osmanlı saraylarında, köşklerinde, kasırlarında gelirin, giderinin hesabını tutmayan Osmanlı paşalarının evlerinde ne muazzam divan toplantıları olup, edebiyattan, sanattan, siyasetten konuşulur. Herkesin, az-çok, Allah ne kabiliyet verdiyse, yazdığı bir şiir defteri vardır, adına divan denir; herkes orda divanını açar, sırası gelen okur.
Ve şimdi onların arasında olmak varmış! Ne muazzam tencere pazarlanırdı ama! Gazel, kaside, murabba, mesnevi sohbetleri arasında marifetli çelik tencere seti! Evet, bunu mükemmel yapardım. Sırtımdaki çantadan divan çıkarır gibi tencere katalogu çıkarır, hepsine, oradaki herkese dağıtır, tanıtımı yapardım ve marifetli tencere setinden bir değil, birkaç düzine bana mısın demezdi!..
Ama ne harika bir şey olurdu, ayna gibi parlak nikel-krom alaşımlı tencerenin içini Osmanlılara götürüvermek yeterdi. Estetiği, güzeli, güzelliği bilir Osmanlı, dayanamazdı krom-nikel alışımı çelik tabanlı tencereye. Osmanlı kızlarının çeyizlerinde çelik tencereler! Adam Osmanlı, bir değil, birkaç tencere seti birden satın alırlardı valla, oğulları için, kızları için; paşalar torunları için! Ne olacak, hepsi zengin, imparatorluk vatandaşı onlar!
İmparatorluk Türkiye’sinin evlerinde, köşklerinde, saraylarında sağlıklı ahşap koltuklar kullanılırdı; divanlarına elde dokuma halılar serilirdi; en fakirinin evlerindeki minderlerde kuş tüyü yastıklar olurdu!.. Öyle değilse, kuş tüyü yastık deyimi Ata Yurdu’ndan Ana yurda, ta günümüze kadar nasıl gelecekti?..
Misafirler, Tanrı misafiri; artık çelik tencereyi tanımış bir Osmanlı, misafire hürmeti, misafire izzeti-i ikramı bakır kaplarda yapacak değildi ya!.. Tabii ki çelik tencere onların işine daha çok yarar! Şöminelerde yanan ateşin alevleri bacadan uçup gidiyor. Odun ocaklarında bir çeki odunla bir güveç ancak pişiyor. Yanan paradır. Üç-beş ardıç odunu, birkaç cılız alev! Ne müthiş bir savurganlık! Her odada bir ocak yahut bir şömine, bu ejderhaların ağızlarından İslâm',  pis, sis savruluyor gökyüzüne!
Bir mum alevi üstünde yumurta pişiren marifetli tencere o zamanda olsaydı, bu korkunç sarfiyata hizmet lüzum kalmazdı. Uf, korkunç sarfiyat ve yalnız tüketim! Osmanlı boşuna yıkılmamış, bu tüketime yine çok iyi dayanmış. Bir Osmanlı paşasının köşkünde yanan odunlar, beş yüz dairelik bir sitenin yakıtını karşılar. Evet, Osmanlı, sanayisin kurup sistemini geliştirebilseydi, çökmezdi. Evet, çökmezdi ama, ne yazık ki bir marifetli tencereden bile yoksun kaldılar, şu zevk ve saadete ulaşamadılar! Osmanlı, kendi kendini savurdu. Tabii ki o kadar büyük savurganlığa Osmanlı da olsa dayanamazdı!..
Paşa hazretleri:
- Uzak zamanların genç adamı, aziz misafirlerimiz hazır buradayken, bize marifetli tencereleri tanıtır mısınız?
- Derhal paşam!..
........................
Muhterem Osmanlılar, ateşi kısın, kısabildiğiniz kadar. Yanlış oldu, geldiğim çağda tüp kullanılırdı düzeltiyorum, odunları çekebildiğiniz kadar kenara çekiniz! On dakika içinde, kapağın kenarında hafif bir buharın çıktığını göreceksiniz, işte o zaman isterseniz tencerenin altını tamamen söndürebilirsiniz. Artı o kadarla bile yemek pişer. Elli yıl garantisi var, ta Cumhuriyet’e kadar!..”
Öğretmenim... Öğretmenim...
“?!”
“Öğretmenim, pencereyi açabilir miyim?”
“Yo, hayır, buharı kaçar! Affedersiniz, pencere mi?.. Tabii, tabi ki açabilirsiniz, bu ev sizin!..”
Öğretmenim, kâğıdını veren dışarı çıkabilir mi?..
Evet , Çocuklar, on dakikanız kaldı. Kâğıdı erken verip de dışarı çıkmak yok. İki dakika kala kalemleriniz bırakıp görüldü yapmadan kâğıtlarınızı sıra numarasıyla masaya bırakınız...
Fırsatçı, hey, sen, konuşma, alırım kâğıdını!..

Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : sema    10.11.2007
Yorum : cok enteresan bir yazıydı.. okumaya ılk basladıgım da hepımızın yasadıgı bır sınav olarak dusundumm simdi ise mesaj yerıne ulastı..tesekkurler





 
YTYRAFLARIM (Tolstoy)... - Sayı 49
?ELYK-SAN FORMASYONU... - Sayı 45
HERKESE BİR YILDIZ... - Sayı 44
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15741356
 Bugün : 515
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 657203
 Bugün : 23
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 68
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim