Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     5243 kez okundu.     9 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Havaya girmek
Altan Atan

  Sayı: 60 - Nisan / Haziran 2008

Her şey "hava" ile oluyor biliyor musunuz?

Hava olmadan nefes alınmaz, yaşanmaz; ancak bu havadan bahsetmiyorum. Kastım, "hava parası", " havayı bozmak" "havalı olmak" deyimlerindeki havadır. İşte bu havalar bize ne ediyorsa ediyor... Her şey bu havalardan oluyor. Yürekler hoplatan, her kapıyı açtığı zannedilen para, havadan kazanılabiliyor. Havaya girenler tam gaz gidiyor, havası bozulanlar çöküp kalıyor, hava atanlar moral bozuyor, hava alanların elleri bomboş kalıyor, memleket havaları hüzünlendiriyor, havası değişenler; malûm, değişiyor...

Nedir bu "hava"; atmosfer dediğimiz havadan başka, bizi değiştiren rüya gibi büyülü şey?

Hiçbir şey göründüğü gibi değildir denir. Etrafımızdakiler yaratılış olarak âdeta giydirilmişlerdir (ete kemiğe büründüm, Yunus deyu göründüm). Eşyanın hakikati; onun gerçek yüzüdür, anlamıdır ve bizim gördüklerimiz bu anlamların fiziğidir. Görmediklerimiz veya göremediklerimiz ise meta fizik (fizik ötesi) denen şeylerdir yani eşyanın hakikati...

Bu söylediklerime birinci kat hava diyelim, birinci kat boya gibi. Biz eşyanın üstünde boya gibi olan bu havayı görür, onu algılarız. Bu hava, orijinaldir. Genel olarak; aldatıcı, muazzam ve mükemmel bir oyun olan HAYATtır. Ancak bu iş, bizim işimiz değildir. Onu biz yapmadık, sadece içinde birer oyuncuyuz!

Bizim yaptıklarımız; ikinci kat, üçüncü kat diye maharetlere göre devam eden boyalar, "havalar"dır. Oyun içinde oyunlar yani! Bakın, her kat boya (hava) orijinali daha da gizliyor ve sanki bizi daha da aldatıyor.

GÜZEL HAVALAR
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Orhan Veli böyle diyor, Hacı Bayram Veli'de şunları:
Gerçi ki kandı, gerçeğe yandı,
Rengine aşkın cümle boyandı.
 ....
Bilmek istersen sen
Can İçre ara canı
Geç canından bul anı
Sen seni bil seni.
Görünen sıfatındır
Anı gören zatındır
Gayri ne hacetindir
Sen seni bil sen seni
Biri orijinal olanı, diğeri orijinal ötesini anlatıyor. Biri fizikçi, diğeri metafizik...

İcatlar, modernite, teknoloji, gelişim, değişim, küreselleşme derken, "tabiilik/doğallık" kavramı gizliden gizliye yerleşmeye başladı dünyanın gündemine. Tabii olmak, doğa ile iç içe olmak, kendin olmak, tabii ürünler gibi kavramlar ilginç geliyor bizlere. Bu gidiş orijinale doğru bir gidiş. Sanki yeni keşfedildi! Hayır, hava değişiyor, orijinalin üstündeki örtüler kalkıyor, takke düşüyor ve kel görünüyor.

Evet, her şey bir "hava" ile oluyor. Havaya girince yapmayacağınız şey yok. Havadan para kazanabilir veya kaybedebilirsiniz, borsadaki hisse senetleri acaba gerçek değerler midir? Her gün yükselenler, alçalanlar gerçeklere göre mi olmaktadır? Bir iş yerine istenen hava parası gerçek değeri midir? Reklâmlar gerçekleri mi anlatırlar yoksa göz mü boyarlar? Lütfen bunları sadece olumsuz olarak algılamayın. Her biri tartışılır ama söylemek istediğim şudur: Etrafımızdaki kaç şey olduğu gibidir? Aşağıdadır, yukardadır, ordadır, burdadır fakat "bir hava ile" hep olduğundan farklıdır, öyle görünür.

Bir zamanlar TV'de hava durumu sunulduktan sonra "havalar nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun" diye bitirildi. Eğer bir havamız varsa, onu yaşar, "sen ne yaparsan yap bana göre hava hoş" deriz. Fakat kendimize özgü bir havamız yoksa o zaman sürekli  dışarıdan hava alırız ve boya üstüne boyanırız. Orijinallik de bir moda rüzgarı ile bize gelir ancak bizde ne kadar kalır bilemeyiz. Bu söylediklerimi de zamanın behrine demir atıp oralarda yaşamakla karıştırır bir yanlış daha yaparız!

Söylenecek çok söz var ama maalesef kısa ve öz şeyler yazacak kadar halim de vaktim de yok. Maharet, geçmişi veya geleceği değil bugünü yaşamaktır. Ama hangi hava ile? Bakın şu duanın güzelliğine ve haydi bilin bakalım kimin duasıdır bu:
 "Allah'ım, bana eşyanın hakikatini göster"


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : zennur erdal    02.05.2008
Yorum : Yazı bir bahar havasında alınmış kaleme. Bahardan mı kalemden mi nedir, konular yada kelimeler arasında hava boşluklarına rastladım okurken (tükenmezin tepesinden üflersen hava boşlukları sıkışır). Fakat, yazar; yaza yaza yazar :)) Devam! Yorum yapmak havamı değiştirdi:) SELAMLAR!




Ekleyen : mel    29.04.2008
Yorum : S.A. Yazarken belli ki havan güzel, ama yeterli değilmiş abi... Yaklaşım güzel... Çok "hava" kullanımına rağmen anlatım güzel... Sen güzel... Eline sağlık. Önce kendi havamızı keşfetmemiz ve ruhumuzun nefes alamama nedenlerini ortadan kaldırmamız da, Peygamberimizin duasına ilave duamdır. Selam ve Sevgiler.




Ekleyen : ibrahim kara?    28.04.2008
Yorum : Harikasın abi, esentepe havasını almaya bekliyorum




Ekleyen : YILDIRIM KAYACAN    26.04.2008
Yorum : hava deyip,boş deyip geçmemek lazımmış. Kalemine sağlık Altan abi.




Ekleyen : mesut k.    26.04.2008
Yorum : gayet güzel, kısa kısa da olsa devamını bekliyorum




Ekleyen : ebubekir    26.04.2008
Yorum : Merhaba; Yazına katılmamak elde değil.Ama ne varki coğumuzun üstüne eklenen gömlek sayısın fazla. Belkide bilmeden, belkide hastalık, belkide cahalet.Peygamberimizin duasını tekrarlayarak Mevlam eşyenın hakikatini bize göstermeyi nasib etsin. selamlarımla...




Ekleyen : mat    25.04.2008
Yorum : Merhaba, Son cümlenin bağladığı gibi sözün özünü lalelerle 'Amin ' diyerek bağlamak bize düşer.Yorumun bir başka boyutunu Hz. Mevlana açısından da bekliyoruz...




Ekleyen : everest    25.04.2008
Yorum : çok havadan sudan ya da hava civa bir yazı..:)))) hiç sizin havanıza uymamış.. saygılar..




Ekleyen : ?inasi    21.04.2008
Yorum : Güzel bir hava var bu yazıda ve bu havanın devamını istiyoruz...





 
Yakarsa Dünyayı...... - Sayı 114
Mizah Ciddî Bir İştir!... - Sayı 113
Mezarımı Taştan Oyun... - Sayı 112
Müjde... - Sayı 108
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Öğretmen ve öğrenciye “okul sigortası” hakkı verilmiş. Pek yerinde, artık disiplinsizlik yüzünden okutmak da, okumak da “risk unsuru” taşır oldu. 
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Sosyal medyanın gücü
Üstün fikir
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13160530
 Bugün : 2020
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 604726
 Bugün : 165
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 226
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim