Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2404 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

TEK BYR SU DAMLASI
Mustafa ?ayyr

  Sayı: 67 - Temmuz / Eylül 2009

Tek bir su damlası... Hayatımız için değerli olan bir damla kaynak. Yaşam standardı, ölüm faturası... Ne bir damlanın varlığı bizi sevindirir ne de yokluğu yerindirir. Ne ki, tek bir damla su...

Önce üzerimizi kapkara bulutlar kaplar. Bulutların arasından güneşin sarı ışıklarını görebilsek de o an için son ışıldamalarıdır. Nöbet sırası bulutlardadır çünkü. Önce içtima eder gibi peş peşe sıraya dizilirler. Daha sonra ise askerî marşlar kadar derinden marşlarını söylemeye hazırdırlar. Yıldırım, gök gürültüsü ve şimşek sahneye çıkar. Önce ince seslerle çalışma yaptıktan sonra hepsi ardın sıra opera sanatçısı gibi var güçleri ile şarkısını söylerler. Spot lâmbasını yanıp yanıp söndüren yıldırım, tüm asaleti ile arkadaşlarına eşlik etmektedir. Etmektedir ama bir yandan da güneşten intikam almaktadır. Dilsizdir. Konuşamaz ama güneşe olan kızgınlığını şarkı söyleyen bir diğer arkadaşına yani gök gürültüsüne tuttuğu ışık ile göstermeyi başarmıştır. Çünkü güneş gökyüzünde var olduğu sürece bu üçlü grup asla sahneye çıkamaz. Sonra, sonra güneşe inat, onun günlerce ısıttığı yeryüzüne akmaya başlarlar. Damla damla... Her biri bir su damlasından oluşan büyük bir yağmurdur assolist. O harika sesi ile yeryüzünde şakırdamaya başlar. Öyle ki, hayranları onun sesinden etkilenip camlara çıkarlar. Kendisine has kokusunu içine çekerek şarkısını dinlerler. Artık görevleri sona ermiştir. Güneşin günlerce uğraşıp kendisine hayran ettiği insanoğlu, birkaç saat içinde yağmura tutkun oluvermiştir. Bunun ardından da gitme vakitleri gelmiştir. Geldikleri gibi sessiz ve asil bir sanatçı edası ile ağır ağır gözden kaybolurlar...

Önünü kapatan bulutlar yüzünden yeryüzünde olup biteni göremeyen güneş, bulutların çekilmesi ile hayretler içinde aşağıya bakar. Sıcak havadan faydalanmak isteyen halk, artık ortalıkta yoktur. Görebildiği sadece arabalar ve birkaç tane de insandır. Derken burnuna bir koku ilişir. Bu kokuya oldum olası karşıdır. Çünkü dünyayı ısıtmak için var gücü ile savaşan güneşin tüm emekleri bu koku yüzünden kaybolmaktadır. Şimdi her şeye sıfırdan başlamak zorundadır. Kendisini yerküreye yoğunlaştırır ve hiç olmadığı kadar ısınmaya başlar. Halk üşümektedir. Yukarıdan gördüğü kişiler de ıslanmıştır zaten. Bu kişileri ısıtmak için orada olduğunu bilen güneş kendisini ısıtır, ısıtır, daha da ısıtır. Üşüyen halk artık ısınmıştır. Evine kaçan diğerleri ise, yazlık kıyafetlerine bürünüp sıcaklığın tadını çıkarmaya devam ederler. Bu mutluluğu yok eden bir ses gelir kulağına. Bu ses öyle bir sestir ki, aşağının gürültüsünü yok etmiş minik bir ses. Önce keskin gözleri ile bu sesin nereden geldiğini araştırır. Her yere, her koğuğa göz atar ve sonunda sesin sahibini bulur. Halka açık bir parktaki bir çeşmedir sesin sahibi. Gücü yetmeyen birisinin tam sıkamaması ile oluşan bir su damlası. Önce duymazdan gelir. Nedir ki? Minicik bir damla. Ne yapacaktır ona? Bunları düşünse de gözünü o çeşmeden ayıramaz. Korktuğu da başına gelir zaten. Minik bir serçe, güneşin yakıcılığından iyice bunalmıştır ve o çeşmeden akan bir su damlası ile serinlemeye başlar. Önce şaşırır güneş. Serçenin bu yaptığına bir türlü anlam veremez. Güneş, onlar için oradadır. Az önce ıslanan her şeyi ısıtmak için yükselmiştir en tepeye. Ama bu serçe bir damla suya tercih etmiştir güneşi. Haklı olarak içerlenen güneş, bu rakibini ortadan kaldırmak zorundadır. Ama nasıl? Düşünür. Uzunca bir süre düşünür. Sonunda bulmuştur. O şehrin büyük bir barajı vardır ve tüm şehre su oradan gelmektedir. Amacı, o barajı kurutmaktır. Bunun ha deyince olmayacağını bilse de başarmak zorundadır. Hattâ içinden, "halkım beni seviyor ve bu düşmandan kurtulmamda yardımcı olacaktır" diye de geçirmekten kendisini alı koyamaz. Güneş kendisini ısıtır, karşılığında halk suya hücum eder. Bunu gören güneş sevincine daha da ateşlenir, hayranları ise evlerinde toplu şekillerde suya savaş açarlar. Öyle büyük bir savaştır ki bu, evlerdeki mücadele dışarıya taşar ve tüm parklardaki çeşmelerin bile önünde kuyruk oluşur. Her sırası gelen kişi, çeşmeyi sonuna kadar açar, ya ellerini yıkar ya da başını. Tabi bu, büyük bir plândır. Ellerini yıkamak için gereken suyun kat kat fazlası açılmaktadır. Amaçları düşman kalesini fethetmektir. Amaçlarına da ulaşırlar hani. Heybetli düşmanın bayrağı iyice yerle bir olmuştur. Barajın suyu tamamen bitmiştir. Güneş sevinmektedir bu mutlu habere. Artık hayranlarını üşüten hiçbir su damlası kalmamıştır yeryüzünde. Hayranları ise...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
TEK BYR SU DAMLASI... - Sayı 67
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Milli Eğitim Bakanlığı’nın anketine göre, gençlerin %61’i kitap okuyormuş.
Hayret! Ya gizli gizli okuyorlar, ya büyüklerinden ders almamışlar ve gizli gizli okuyorlar.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15716838
 Bugün : 7185
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656085
 Bugün : 1077
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 464
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim