Derin Yara İbrahim Berber Sayı:
47 - Ocak / Mart 2005
Ne kar diyor, ne yağmur, ne sıcak, ne de ayaz, Sokağında geziyor, yüreğimin sızısı, Benimle yaşlanıyor, dudağımdaki niyaz, Vurduğun yer kanıyor, yollar kan kırmızısı… Karanlıklar içinde, olsa da tanıyorum, Uzaktan göz kırpıyor, evinizin ışığı, Bilsen hayret edersin, nasıl kıskanıyorum, Pencerene sarılmış, mavi bir sarmaşığı… Çiçekli bahçenizde, gölgeni görsem yeter, Gözümde yaş oluyor, bu en yaralı yanım, Burnumda burcu burcu, senin hasretin tüter, Bacanızdan savrulan, sanki benim dumanım… Yanıp sönen yıldızlar, harelenirken suda, İşte böyle her gece, sızlıyor derin yaram, Yalnız ben ayaktayım, bütün şehir uykuda, Beyhude gözyaşımda, teselliyi aramam… Bütün bu olanlara, demek kader diyorsun, Oysaki gördüklerim, yorumsuz bir düş gibi, Ne kadar anı varsa, bırakıp gidiyorsun, Ben düşerken toprağa, vurulmuş bir kuş gibi…
|