Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
Zerre
Ekrem Yılmaz

Hatırımda yine sendin

Hediyendi en güzelden

Beni alıp benden kendin

Kavuşturdun ta ezelden

 

İlim meğer nokta imiş

Gören gözler şokta imiş

Onu kimler çoğaltırken

Nasip vuran okta imiş

 

Kalbe düşen her bir anış

Şevki veren kolay kanış

Nefste ölüş oldum sanış

Nakıslığım ta ezelden

 

Devamı iıin tıklayın
Yüreğim benim
Necdet Uçak

Bir yangın yeridir yüreğim benim,

Savrulur dumanım, küllerim gayrı.

Sen benden uzakta, ben senden ayrı,

Savrulur dumanım, küllerim benim.

 

Sanma ki mutluyum senden uzakta,

Ağlarım, eririm ben bu tuzakta.

Nasılsın, nerdesin haber bırak da

Sarsılmaz vuslata inancım benim. 

 

Gül kokun burnumda, hayalin gözde,

Hasretin hiç bitmez, yanar bu özde.

Bir gün murat alır, veririz biz de

Hiç sabrım kalmadı, gel canım benim.

Devamı iıin tıklayın
Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç

Toprak oldu gül bedenler

Gittikçe azalıyoruz

Geri dönmüyor gidenler

Gittikçe azalıyoruz

 

Kimler geldi, kimler geçti

Fâniler sonsuzu seçti

Vakti gelen kalkıp göçtü

Gittikçe azalıyoruz

 

Hatıralar dünde kaldı

Cümle heves tende kaldı

Her ne varsa sende kaldı

Gittikçe azalıyoruz

 

Nerde ağa, beyler şimdi?

Viran olmuş köyler şimdi

Huzur firar eyler şimdi

Gittikçe azalıyoruz

 

Kuruyor yeşeren dallar 

Yolculara hasret yollar

Uzaklara düşmüş yıllar

Gittikçe azalıyoruz

 

Güz vakti solmuşuz sanki

Un ufak olmuşuz sanki

Kederle dolmuşuz sanki

Gittikçe azalıyoruz

 

Dibi göründü kuyunun 

Bu son perdesi oyunun

Ne önemi var sayının

Gittikçe azalıyoruz

 

Hasretin nârında yandık

Hüznün rengine boyandık

Uykulardan geç uyandık

Gittikçe azalıyoruz

 

Uzağında hoşlukların...

Müjdesi yok kuşlukların

Dolması zor boşlukların

Gittikçe azalıyoruz

 

Kapanırken gözlerimiz...

Muma döner yüzlerimiz

Siliniyor izlerimiz

Gittikçe azalıyoruz

 

Devamı iıin tıklayın
Suriye Türkmenlerinin dilinden
M. Nihat Malkoç

Hürriyeti özledik, usandık tuzaklardan

Hep müjdeli bir haber, bekledik uzaklardan

Coni'nin köpekleri, bizi dertlere saldı

Nice seneler geçti, gözümüz yolda kaldı

Seher vakti ufuktan bir güneş gibi doğdun

Haçlının uşağını, gözyaşlarına boğdun

Sen varsın yanımızda, sahipsiziz demeyiz

Seni burda gördük ya, ölsek de gam yemeyiz

Aydınlattın geceyi, müjdeci şafak gibi

Gönül gönderimizde yükseldin bayrak gibi

 

Hortlamış haçlı ruhu, ümmeti salmış derde

Hakikati görmüyor, gözüne inmiş perde

Kutlu vatanımızı elimizden aldılar

Her şeyi kirlettiler, umutları çaldılar

Şanlı toprağımızı bölük bölük böldüler

Türkmen kardeşlerimiz vatan için öldüler

Gidenlerin ardından, ağıtlar yaktı Fırat!...

Askerimi görünce coşkuyla aktı Fırat!...

Selâm durdu hilâle,  can geldi akışına

Gözyaşı eşlik etti, buğulu bakışına

 

Osmanlı bâkiyesi, yolunu gözlemişti

Barut fıçısı toprak, kokunu özlemişti

Bükülemez bileğin, ey Osmanlı evlâdı!...

Dünya tam altı asır, ezberledi bu adı

Kimse yenemez bizi, bu ümmet dik durdukça

Hain bölemez bizi, yürekler bir vurdukça

Gazan mübarek olsun, zafer inananların

Yüreğinde korku yok, Allah'ı ananların

Kanımızın remzidir, bayraktaki alımız

Kalmadı sizden başka tutunacak dalımız

 

Bu toprak Osmanlı'ya tarihin emaneti

Zalimleri bulacak Yaradan'ın lâneti

Bizi yalnız bırakma, devran başa dönmesin!

Gecemiz aydınlansın, ışığımız sönmesin

Sahipsiz koysan bizi, ülkülerimiz yetim

Mızraplarımız kırık, türkülerimiz yetim

Ey kahraman askerim, bırakma elimizi!...

Ölüm bahçelerinde soldurma gülümüzü

Öylece yaşıyoruz; çekiçle örs arası

Sizlerle sağalacak yüreklerin yarası

Devamı iıin tıklayın
İstemem
Hızır İrfan Önder

Gönlüm Sana müştaktır başka ikbal istemem

Ebedileşmeyecek noksan visal istemem!..

Ne dünyadır ne ukbâ benim aradığım şey

Maksudum Senin rızân başka emel istemem!..

Ey Rabbim, varlığımı  Senin sevgin kuşatsın

Senden ırak kılacak hiçbir müşkül istemem!..

Senin için çektiğim her çileye râzıyım

Nefsimi semirtecek makam ve mal istemem!..

Yitip gitti insanlık, ne vefâ var ne de ar

Zelil olmamak için zerre vebâl istemem!..

Sükûtî'nin gözünde eridi gitti dünya

Sana kul olayım da başka ödül istemem!..

Devamı iıin tıklayın
Dilenci
Ayhan Aslan

Gururum, ayakkabılarıma kösele.

Kapına gelmiş,

El pençe diz divan durmuş,

Boyun bükmüştüm huzurunda.

Aşk dilenmiştim,

Sevda dilenmiştim

Yüreğim avucumda.

Umudum, iki dudağının arasında,

Ruh ısıtan bir bakışında.

Allah versin dedin.

Allah versin.

Allah vermişti, sen bilemedin.

Devamı iıin tıklayın
Sevda
Mehmet Balcı

Yazın bile karlı dağlarımız var,

Türlü meyve veren bağlarımız var,

Tereyağı denen yağlarımız var,

 

İnsanları adam gibi adamdır,

Anadolu benim kara sevdamdır.

 

Onurlu, şerefli milletimiz var,

Güçlü ve kuvvetli devletimiz var,

Düşmanı titreten heybetimiz var,

 

Bağımsız yaşamak benim davamdır,

Kızılelma benim kara sevdamdır.

 

Okuyanımız var, yazanımız var,

Düşmanlara kuyu kazanımız var,

Şairimiz ve de ozanımız var,

 

İhanet edenin sonu idamdır,

Azeri illeri kara sevdamdır.

 

Başımızda her gün dumanımız var,

Güçlü ve kuvvetli imanımız var,

Kaval ve sazımız, kemanımız var,

 

Kitabım şerefim, imanım damdır,

Yeşil Kıbrıs benim kara sevdamdır.

 

Mehmet’im benim bir mutlu yuvam var,

Şerefli ve şanlı kutlu davam var,

Tertemiz ve nefis suyum, havam var,

 

Mutluluk, gözyaşı benim gıdamdır,

Türk illeri benim kara sevdamdır.

Devamı iıin tıklayın
Tükür
Mehmet Balcı

Amirlere dalkavukluk yapanın,

Mala mülke ve paraya tapanın,

Doğru varken eğri yola sapanın,

Günde birkaç defa yüzüne tükür.

 

Torpil ve rüşvetle işe girenin,

 Rüşveti alarak işi görenin,

Dostunun sırrını ele verenin,

Günde birkaç defa yüzüne tükür.

 

İbâdeti zayıf olan hocanın,

Hanımını kıskanmayan kocanın,

Bana ister küsün, ister gücenin,

Günde birkaç defa yüzüne tükür.

 

Haram olan rakı, şarap içenin,

İyilikten köşe bucak kaçanın,

Sarhoşun, berduşun, daha nicenin,

Günde birkaç defa yüzüne tükür.

 

Borçlanıp da borcunu vermeyenin,

Ezeni, ezileni görmeyenin,

Bu Mehmet’in hakkını sormayanın,

Günde birkaç defa yüzüne tükür.

Devamı iıin tıklayın
Kaçıncı bahar
Ahmet Çelebi

Kaçıncı bahar bu, bitmeyen ayrılığı getiren

Ve kaçıncı umudu doğuran güneşti bu güneş

Kaçıncı vedayı kanıyorum, bir türlü dinmeyen

Hayat bana ram olsa ne yazar, ben ona serkeş 

Kelimeler anlatamazdı tüm yaşadıklarımı

 

Ellerimde kaldı, uzanıp tuttuğum hayallerim

Ne gelen var artık ne de soran var anılarımı

Yalan dünyayı tutmak için uzandı boş ellerim 

Ne kaygılı yarın var elimde ne de hüzünlü dün

 

Heybemde yarım sevdalar ve umutsuz hayatlar

Sırtımda taşıdığım pişmanlıklarımdı gün ve gün

Hergün taze öldüğüm demlerde hayatsız umutlar

Devamı iıin tıklayın
Hasrete zincir mi dayanır
Cemal Karsavan

bir nefesin buğusunda 

varlığının anlamını bulmak 

saça kır düşüren zamanda 

yaradılışın gerçeği ile yüzleşmek 

dudaktan kalbe uzanan yolda 

 

nefse hükmedişin çilesi 

her arzu birer yılkı atı 

rahvan gezer çayırlarında ömrün 

yüreğin aşka sürgünü 

dörtnala cirite kalkar 

 

divane döner başımda 

kaderini bir mızrak yazmış 

azar her gün çıban yarası 

lokman hekim bulamamış çaresi 

ferhat dağları delmiş kerem ateşe yanmış 

 

adı konulmamış bir sevda 

kâh özlemle kavrulur 

kâh rüzgarla savrulur 

her nefeste varlığı hissedilen 

hasrete zincir mi dayanır

 

Devamı iıin tıklayın
Türküleri seviyorum
Bekir Oğuzbaşaran

Hayâta güzellik katan

Türküleri seviyorum

Damarlarımızda atan

Türküleri seviyorum

 

Kâh ağlatan, kâh güldüren

Kâh dirilten, kâh öldüren

Kâh yeşerten, kâh solduran

Türküleri seviyorum

 

Her şeyin bir türküsü var

Hepsinin bir öyküsü var

Türlü türlü ezgisi var

Türküleri seviyorum

 

Anamın ninnisi gibi

Bacımın mânîsi gibi

Saran yetimi, garibi

Türküleri seviyorum

 

Yurdumuzun sesi onda

Halkımın nefesi onda

"Üç top gül ve Gesi" onda

Türküleri seviyorum

 

Bâzen bir kara trendir

Ürperişler getirendir

Sılamıza götürendir

Türküleri seviyorum

 

Rûhumdan kopup geliyor

Sanki yüreği deliyor

İçindekini biliyor

Türküleri seviyorum

 

Kıpır kıpır, hareketli

Buğday gibi bereketli

Kimi köylü, kimi kentli

Türküleri seviyorum

 

Kaynayan bir pınar gibi

Bin bir taneli nar gibi

Âdem'den beri var gibi

Türküleri seviyorum

 

Şarkı da bizim, türkü de...

Kaç roman var bir türküde

Türk'ü söyle hep, Türk'ü de!

Türküleri seviyorum

 

Oğuz der ki, bu bir akış

Tatlı gülüş, güzel bakış

Dantel dantel, nakış nakış

Türküleri seviyorum...

 

Devamı iıin tıklayın
Bu insanlar
Cahit Can

Vatan, millet deme sakın!

Horlar seni bu insanlar.

Orta yerde tek başına,

Korlar seni bu insanlar.

 

Dürüstlüğün yok değeri

Yurt olmuştur talan yeri

Temizleyim derken kiri,

Kirler seni bu insanlar.

 

Yalan meşru, hileyse hak

Gel düzene uydur ayak

Sür sefanı, keyfine bak,

Körler seni bu insanlar.

 

Sakın Hak’tan yana bakma

Kursağına helâl sokma

Tike tike, lokma lokma,

Yerler seni bu insanlar.

 

Salih amel, yön Allah’a

Senden başka yoktur daha

Her gün yeni bir günaha,

Zorlar seni bu insanlar.

 

Devamı iıin tıklayın
Oğulcan
Sevdagül Aykar Yıldız

Her fırsatta ilim öğren âlimden

Söylemeye sözün olsun oğulcan

Mert olanı namert ile zalimden

Ayırmaya gözün olsun oğulcan

 

Son sözünü önce deme sakın ha

Kırılan kalp aynı atmaz bir daha

Öfke diner iş değişir sabaha

Barışmaya yüzün olsun oğulcan

 

İçinde tut beş sözünün dördünü

Ulu orta dillendirme derdini

Hızlı koşup çabuk yorma kendini

Yürümeye dizin olsun oğulcan

 

Zor gününde kardeşinden, eşinden

Medet umma kendin artır dişinden

Boş yaşadı demesinler peşinden

Bu dünyada izin olsun oğulcan

 

Az, öz konuş sözü boşa döndürme

Hep canlı tut sevincini öldürme

Ruhundaki ateşi tez söndürme

Harlamaya közün olsun oğulcan

 

Âlem övsün sen kendinle övünme

Bilmediğin hiç bir şeyi savunma

Aç görürsen çabuk davran avunma

Çorbasında tuzun olsun oğulcan

 

Şanından dır, yüksek dağa kış gelir

Yiğitlerin başına da iş gelir

Uzak değil, yakınından taş gelir

Sarmak için bezin olsun Oğulcan

 

Günü gelir can dediğin yandırır

Bir bakarsın kalbin seni kandırır

Sürpriz yapar yaşam dansa kaldırır

Sol cebinde sazın olsun oğulcan

 

Bu dünyada mekân gerek başında

Ahirete iman taşı döşünde

Yalnız kalma ilerleyen yaşında

Gelinlerin kızın olsun oğulcan

 

Ölüm gelir dünyanın yok direği

Biri kazma alır biri küreği

Yalnız koyma dertle yanan yüreği

Soğutmaya buzun olsun oğulcan

 

Devamı iıin tıklayın
Kudret-i ilahi
Mehmet Emin Armağan

Cemaddan melâike ilmek ilmek nakşetmiş,

Mevlâm nice asârı hikmetiyle dokumuş.

Heyhat insan mucizat-ı kainattan müteseyyib,

O kemal-i sefahat delil arıyor ya ne garib!

Ey ebleh! burhan-ı azam uzvunda malik,

Vakta ki alemî bekaya vasılin ebedî müdrik.

Devamı iıin tıklayın
Sarı yapraklar dökülürken Hocalıda
Saltuk Buğra Bıçak

Sonbahar değildi mevsimlerden

Yapraklar döküldü Karabağ’ın eteklerine

Hüzün sarısı yapraklar

Bir kış günüydü

Kanla yıkanmış yaşlar döküldü gözlerden

Ne istediler ki bahar yüzlü çocuklardan?

Niye vurdular ki düşlerindeki mavi uçurtmaları?

Kumdan kalelerini yıktılar hayâllerinin

Darağacına salıncak kurdular, heyhat!

En uzun süren saklambaçtı sanki

Çocukları sakladılar annelerinden

            ve bir daha bulunmadılar

En kanlı perdelerinden biri açılmıştı tarihin

Toprağa düşen yüzlerce karanfil, gül, lale...

Ve bu çiçek katliamının ardından

Boynunu büken binlerce hüzünlü kardelen

Yaz değildi mevsimlerden

Yürekler kavruldu bir yangın sonrası

Zemheriyi, erbaini terletir bu zulmün alevi

Buhar olur engin denizler, katre katre

Hocalı’ya düşen ateş

Anadolu’yu, Mostar’ı, Altaylar’ı yakar; bilirsin

Hazar’ı vuran delişmen dalgalar

Sadece Bakü’nün değil

            Kızılırmak’ın da sinesini yaralar

Ateşe verilmiş zeytin ağaçları, yazık

Hunharca vurulmuş güvercinler

            en vatan yerinden

Ey hesabı sorulmayan cinayetlerin yurdu

Ey adalet bekleyen, barış bekleyen kardeşim

Biter elbet en karanlık

            ve en uzun geceler de

Şafak muştuları yakındır

            ümitvar ol

Nasıl kurtulduysa tufandan Nuh

Kuyudan ve zindandan nasıl çıktıysa Yusuf

Bekle, aydınlık iklimler vardır

Sabır dağlarının ardından güneş gibi doğan

Ve yakamoz gülüşler vardır elbet

            Kalbin gibi besberrak çağlayan

İlkbahar değildi mevsimlerden

Karlar eridi, buzlar çözüldü yine de

Çığ misali çileler çöktü Azerbaycan’a

Zulme karşı sırt sırta vermeleri gerekirken

Bir şubat günü sırtından vurdu komşusu

Asırlık nefretlerle geldiler

Tarihsel öfkeler s/inmişti gözlerine

Bir avuç toprak için

            boş bırakıldı avuçlar

Şimdi bir mazlumun kanı

            ağır gelmez mi okyanuslardan?

Bir annenin gözyaşı

            en ağır umman olmaz mı vicdan tartısında?

Bir parça toprak için

            toz parçası olmaya değer mi ey esfel-i safilin?

Sade insanlar değil;

İnsanlık ayaklar altında

Eziliyor, çiğneniyor, tükeniyor...

Kan kaybediyor evrensel hukuk dedikleri süslü emoji

Bir balinaya seferber olanlar

Niye sessiz kalıyor çocuk çığlıklarına?

Kıyıya vurduğu yetmez mi

            insanların ve insanlığın?

Doğu Türkistan’a, Arakan’a, Gazze’ye

            Ve Dağlık Karabağ’a gelince mesele

                        susuyorlar derin bir kuyu olup

Ne diye sokuldu aramıza bu yılan sessizliği?

Mantıklı ve inandırıcı bir cevap bekliyor vicdanlar

Ne zaman öğrenecek insanlar

Tüm mazlumları Mevlâna kalbiyle sevmeyi,

Yunus Emre’nin sevgi penceresinden bakmayı

Daha ne kadar insan kurban gidecek felaketlere, söyleyin

Kaç çocuk garip, öksüz, yetim kalacak?

Sarı çiçek gibi solacak annesinin ellerinde...

Kaç baba hıçkıracak gözlerini gözlerinizden saklayarak?

Kaç anne feryat edecek kırık aynalara bakarak?

Birileri sömürge haritaları çizerken

            yakılmış cesetlerin başında ısınarak

Kaç Hocalı’da, kaç insan üşür

            N’olur aklıma bir tutam umut düşür!

O kadar küçük ki dünya

Gün olur zalimleri de vurur zulümlerin yankısı

Ve dünya o kadar büyüktür ki

Barış ruhuyla yaşayan herkese yeter de artar

Çok bilinmeyenli bir denklem gelecek vakit

Takvimler eskiyor ama acılar taze

Aynalar kırılıyor vicdanlarda

Sen kılıç çekerken yel değirmenlerine

Gemileri yakıyorum ben zifiri kıyılarda

Ölçeği küçülmüş yeryüzünün

İzdüşümü ne kadar büyük oysa mezalimin

Kıtaları kat eden hüzün rüzgârı eserken

Çelişik önermeler okunuyor

            ruhunu yitirmiş yüzlerde anbean

Ve öznesini kaybetmiş hayatlar

            gri hatıralarda kalan

Bazardüzü’nün haykırışı

Toroslar’dan duyuluyor, bilmezsiniz

Karabağ’ın kara bağrını deşen kör kurşun

Çelikten hudutları aşıyor

Öfkesini bileyliyor Sakarya’nın

Geç olmadan vakit

Ders çıkarmalı mazideki hatalardan

Dünyayı enkaza çevirmeden yeni bir soykırım

Barış ve adalet çiçekleri açmalı ufkumuzda rengârenk

Tohumu, toprağı, suyu bizden olsun yine

Bir daha koparmasınlar

            yeter ki katili olmasınlar

                               ümit çiçeklerinin!

Devamı iıin tıklayın

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Kalem, İlahi Kelam’ın yazılmasına ve yayılmasına, yani insanın iki dünyasının da saadetle olmasına vasıta oluyor.
Kalem, insanın iki dünyasını da mahveden bâtıl fikirlerin yazılmasına ve yayılmasına alet edilebiliyor…
Kalemle kazığın şekil olarak birbirine benzemesini bir inceliğe işaret olarak göremez misiniz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Her şey apaçık
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15144878
 Bugün : 7
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 640061
 Bugün : 4
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 111
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025

Künye | Abonelik | İletişim