Belli değil Halis Arlıoğlu Sayı:
80 - Nisan / Haziran 2014
Bir kasvet kapladı, bugün içimi.
Sebep belli değil, sır belli değil.
Açıp-okuyorum, geçmiştekini.
Geçmiş belli değil, hal belli değil..
Hava da benim gibi, kasvet içinde.
Yağmur beklenirken, kar yağdı birde.
Onunda bir derdi, vardı belki de.
Yağmur belli değil, kar belli değil.
Uçmaz bu havada, kuşlar yerinden.
Yazanın bir derdi, var ki derinden..
Ağlayıp-inliyor, hep kederinden..
Keder belli değil, gam belli değil.
Soran anlamadan, soruyor soru..
“Belki de aklından, vardır bir zoru”
Diyorlar bakarken, hep ona doğru..
Bakan belli değil, göz belli değil.
Hayalinden öyle, konuşur-yazar.
Anlamayan gelir, bunları bozar.
Ömürler bitiyor, hep azar-azar.
Biten belli değil, az belli değil.
Gurbeti-hasreti, duyar içinde.
Kendini sanıyor, belki de ‘Çin’de..
Nasıl anlatılır-hangi biçimde?
Duygu belli değil. His belli değil.
Her sabah-her seher, gelir bu soru..
Renkler yeşil değil, hepsi de sarı.
Hayal edip-durur, vefasız yari.
Vefa belli değil, yar belli değil,
Okuduğu kitaplar, onu açmıyor..
Herkes âleminde, kimse bakmıyor.
Kaderine küsmüş, hep sayıklıyor.
Kader belli değil, sır belli değil.
Tıpkı dağlar gibi, dumanlı başı..
Dinmiyor her an, akar gözyaşı.
Yetmiş-seksenlere, gelmişte yaşı.
Duman belli değil, dağ belli değil.
Solmuş çiçekleri, güz yaklaşıyor.
Tükenmez derdini, kim paylaşıyor?
Garipler böylece, yalnız yaşıyor.
Garip belli değil, bey belli değil.
Oturmuş köşeye, şaşkın bakıyor.
Tanıyan dostları; ondan kaçıyor.
Her bakış bağrında, yara açıyor.
Düşman belli değil, dost belli değil..
Uçurmuş kuşları, kalmış ovada.
Bülbülü ötmüyor, artık yuvada.
Gidilmez ardından, böyle havada
Giden belli değil, kuş belli değil.
Okuyunca anladım; ben şiirinden..
“Cânâ dökülen, kan dîdelerinden.
“Şimşîri nigâhıyla, vurmuş derinden.”
Vurulan belli değil, ok belli değil...
|