Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3823 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

OSMANLI T?RK?ESY yahut OSMANLICA
M. Nihat Malkoç

  Sayı: 63 - Ekim / Aralık 2008

Cihan devleti olan Osmanlı 624 yıl boyunca dünyaya emsali görülmemiş bir adaletle hükmetti. Fakat hiçbir zaman tahakküm etmedi. Eli ve emri altındaki milletleri parya olarak değil, parça olarak gördü. Onun içindir ki Batılıların kışkırtmaları sonucu Osmanlı'ya isyan ederek bu köklü devletin bölünmesine sebep olan devletler Osmanlı'ya yaptıkları ihanetin vicdan azabını daima yüreklerinde hissetmişlerdir. Çünkü bağımsız olacaklarını sanan bu devletler sömürge heveslisi Batılı devletlerin kucağına oturmak zorunda kalmışlardır.

Osmanlı Devleti çok milliyetli bir yapıya sahipti. Devlet içerisinde farklı dillerden, farklı dinlerden ve farklı kültürlerden insanlar vardı. Osmanlı bu farklılıkları ortak insanlık potasında eriterek, mensuplarına huzur temin etmiştir. Bunu yaparken de bugünkü ABD gibi salyalı sömürgeci kılığında mazlum milletlere azı dişlerini gösterip ellerindeki bir somun ekmeği gasbetmemiştir. Açlığı da, tokluğu da, huzuru da, huzursuzluğu da paylaşmışlardır.

Osmanlı Devleti'nin değişik kaynaklardan beslenen zengin bir kültür hazinesi mevcuttu. Bu, maddî ve manevî kültürün bir araya gelmesinden oluşmuş zengin, canlı ve insanî bir birikimdi. Osmanlı değişik dil, din ve milliyetten oluşmuşsa da onun dili Osmanlı Türkçesiydi. Altı yüz yıllık kültürel birikim bu dille yoğrulmuş, adeta nakış nakış işlenmiştir. Osmanlı Devleti'nin bu köklü birikimi Cumhuriyetten sonra bir anlamda müzelik olmuştur. Harf devrimiyle beraber Arapça, Farsça ve Türkçe'nin bir araya gelmesinden oluşan Osmanlı Türkçesi veya yaygın söyleyişiyle Osmanlıca kültürel hayatımızdan çekilmiştir. Osmanlı Türkçesinin doğal akışının sekteye uğratılmasıyla milyarlarca sayfalık kültür hazineleri kütüphanelerin tozlu raflarında meraklılarının insafına bırakılmıştır. Dünle bugünü birbirine bağlayan ip keskin bir bıçakla kesilmiş, dedeyle torun arasındaki iletişim bir anda kopmuştur.

Osmanlıcanın kültür hayatımızdan bir anda çekilişinin sancıları yıllarca yaşanmıştır. Bu sancılar bugün de yaşanıyor, belli ki yarın da yaşanacaktır. Fakat olan olmuştur, geçen geçmiştir. Bugün bunun tartışmasını yapmak beyhudedir. Geçmişe, Osmanlıcaya dönelim demiyorum. Aksine şunu iddia ediyorum: Bugün Osmanlıcaya, Arap menşeli harflere dönmek tıpkı Osmanlıcadan Latin harflerine geçişteki sancıların yaşanmasına sebep olacaktır. Artık tercih yapılmıştır. Fakat bu demek değildir ki Osmanlı Türkçesini hayatımızdan silip atalım. Biz istesek de kütüphanelerimizde bizleri bekleyen milyonlarca ciltlik eser buna müsaade etmez. Demek ki Osmanlıca da bizim bir parçamız olarak ebediyen kalacaktır.

'Osmanlıca' ifadesini ben doğru bulmuyorum. 'Osmanlı Türkçesi' demek daha doğru olacaktır. Çünkü Osmanlıca deyince sanki Türkçeden farklı bir dil algılanıyor. Oysa Osmanlıca, Türkçenin bir parçasıdır. Alfabeyle dili birbirine karıştıranlar Osmanlıcayla Türkçe arasında kalın duvarlar örmüşler, bu bütünlüğü bozmaya çalışmışlardır. Onun içindir ki ben 'Osmanlıca' yerine 'Osmanlı Türkçesi' ifadesini kullanmayı yeğliyorum.

Osmanlı Türkçesi çok zengin bir dildi. Milyonlarca kelimeyi içinde barındırıyordu. Arapça ve Farsçadan beslenen bu dil, söz konusu dillerdeki kelimeleri hiçbir zaman olduğu gibi almamıştır. Arapça ve Farsça kelimeler üzerlerindeki elbiseleri çıkarıp yeni renklerle, yeni libaslarla dilimize girmişlerdir. Bunu görmezlikten gelip zihinleri bulandıranlar az değildir. Gelin dünle bugün arasında köprü kuralım. Bugünkü Türkçeyi de dünkü Osmanlıcayı da yaşatalım. Bu ifadeleri saptırıp da öküz altında buzağı aramayalım.

Geçmişimizi çepeçevre kuşatan Osmanlı kültürünün izlerini takip edebilmek için Osmanlı Türkçesini bilmek zorundayız. Çocuklarımıza muhakkak bu dili öğretmeliyiz. Bunun yolu da lise seviyesindeki okullarımızda 'Osmanlı Türkçesi' dersini seçmeli dersler arasına koymaktır. Bunu yap(a)madığımız takdirde geçmişinden kopuk ve kültüründen habersiz bir nesil yetiştirmiş olacağız. Batılılar olsa bunu çoktan yapardı. Fakat bizler böyle bir şeyi telaffuz ettiğimizde 'geriye dönüş' anlamına gelen 'irtica' yaygaraları koparılmaya başlanır.

Netice olarak mezar taşlarını okuyamayan bir nesil bizi utandırmaya yeter herhalde...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Filistin için ne yaptın?... - Sayı 122
Öz musikimizin piri: Must... - Sayı 122
Anadolu Türk masallarında... - Sayı 121
Malazgirtin aslanları... - Sayı 121
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (122):
Tarih boyunca izlediği politikalar, güncel meselelerde takındığı tavır çerçevesinde, doğu medeniyetinin aslî unsurlarından İran'a bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Kim demiş okumuyoruz diye?
*Sevmediklerimizin, televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında canına okuyoruz!
*Trafik kazalarında ölenler ve PKK canilerinin katlettikleri için rahmet okuyoruz!
*Törenlerde nutuk okuyoruz!
*Kim ne derse desin, bildiğimizi okuyoruz.
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Anlam peşinde
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Parlamenter sistem ve mağdurları
Kırk gün bir ölüyü bekleyeceksin
Niye döktün gözyaşımı


Ali Erdal - Anonim eserlerin kıy...
Ali Erdal - Sıradan bir filme bu...
Ali Erdal - Kırk gün bir ölüyü b...
Ali Erdal - Kırk
Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat kitabı
Ekrem Yılmaz - Derinlik
Ekrem Yılmaz - Yapamıyorsan hayal e...
Ekrem Yılmaz - Kürtlerin PKK ile im...
Dergi Editörü - Çare
Site Editörü - Anlam peşinde
Necdet Uçak - Niye döktün gözyaşım...
Necdet Uçak - Olacak
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Malazgirtin aslanlar...
M. Nihat Malkoç - Anadolu Türk masalla...
Ayhan Aslan - Yamyam
Mehmet Balcı - Şimdi
Mehmet Balcı - Dönemem
Ahmet Çelebi - Gazzeli çocuğa
Halis Arlıoğlu - Parlamenter sistem v...
Halis Arlıoğlu - İçimde bir yara var
Murat Yaramaz - Artık yeter
Murat Yaramaz - Masal
Mevlüt Yavuz - Sanma ha!
Cemal Karsavan - Seni düşünürüm
Heybet Akdoğan - Gülsema
Emine Öztürk - Hapis
Zekeriya Yılmaz - Bıraktın
Mehmet Ali Metin - Doğu ve Batı’nın hik...
Yaşar Akyay - Bizim olmayan gemide...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14445236
 Bugün : 4097
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 627895
 Bugün : 615
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 72
 121. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim