Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1087 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Kaygılanacak ne var
Ekrem Esad Atan

  Sayı: 101 -

Hayatın kurmacasına, olayların yönetilmesine etkilenmemek elde değil. Öyle büyük bir sistemin içinde herkes gibi ben de küçük bir çarkım ve insan etkileniyor işte…

Öyle ki, o büyük sistem beni, seni, bizi ve en neticesinde herkesi hesaba katmış, ne yapmamız gerektiğini söylemiş, sonuçlardan bahsetmiş, hattâ sonuçlardan çıkan sonuçları bile söylemiş. Tıpkı kelebek etkisi gibi anlaşılması zor olan bu sistemde, dilediği kadar düşünebilmemize izin vermiş. Her şeyi birbiri ile bağlı, nakış gibi işlemiş. Gözle görülse de görülmese de türlü türlü adalet vermiş. Bunu kabul etsen de etmesen de içindesin işte. Tekrar ve tekrar, ne kadar güzel ayarlamış… (Bu bahsettiğim sistem gerçek sistem, insan yapımı sistemler değil. İnsan yapımı sistemlerle hiç alâkası yok, en önemlisi açık yok. Milyonlarca yıldır süregelen müthiş bir sistem… İnsan yapımı sistemlere ayrıca değinmek gerek!)

Dile kolay, evet demek, kabul etmek, hayret etmek ne kolay. Peki ama bunlara gerçekten inanmak?

Dilden gönüle geçti mi gör bak hayat nasıl da film gibi oluveriyor. İnsanlar oyun oynuyor, oyalanıyor, seviniyor ya da dertlenip kederleniyor. Sana sadece seyretmesi kalıyor. Ne güzel anlatılmış Tefvîznâme’de:

Hak şerleri hayr eyler,

Zan etme ki ğayr eyler,

Ârif ânı seyr eyler,

Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler…

İşin ilginç kısmı insanlar işin içine girince, hayatlarını yönetmeye çalışınca başlıyor. Hayatın içindeki oyunlara kapılanlara sorsan hayatın gerçek yüzünden bahsediyorlar. Hepsi de tecrübeli, hayattan dersini almış (hayat okulunu okumuş, okuduğu yetmemiş derece ile mezun bile olmuş!), kendi kendilerini dolandırıcı yapmış insanlar. Önce kendilerini dolandırmaya başlarlar sonra doğru bildikleri yolda önüne çıkan herkesi dolandırmaya kalkarlar. Bir de o iğrenç, mutsuz fakat başarı dolu sandıkları hayatlarıyla sana akıl vererek, sana yardım etmeye çalışırlar. Kendilerini hiç göremezler, gerçekten komik. Bunu şöyle açıklayabiliriz: Bir adam düşünün sevmediği bir iş yerinde çalışıyor. Her sabah öfleye püfleye gidiyor işe. Bunun sebebi de iş yerindeki çalışma arkadaşını veya her hangi birini ya da birilerini sevmemesi olsun. Düşmanlık derecesinde sevmediği o kişiye şartlar elverdiği zaman ağzına geleni söylemiş ve zaten çekilmez olan iş ortamı daha da çekilmez hale gelmiş olsun. Senin de bir insandan yana sıkıntın varsa ve bu konu hakkında ondan yardım istiyorsan vay haline… Kendi yediği halt yüzünden ne halde olduğunu düşünemez ama sana ağzına geleni söylemeni tavsiye eder. Çok tuhaf. Akıllı bir insanın aklının alacağı türden bir şey değil bu.

İnsanlar kendi yedikleri haltlar neticesinde ne halde olduklarının farkında değiller...  Bu noktaya gelmeleri kendilerinin bir ürünüdür. Bunu anlatmaya çalışır, işte senden çıkan sonuç bu dersen sana karşı cephe açarlar. Her zaman gerekçeleri vardır. Kendilerince ya öfke kontrol problemi vardır, ya her şey üst üste geliyordur, ya da hiçbir şey iyi gitmiyordur. Bunların kendileri ile hiç ama hiç alâkası yoktur!

Sonuç: Vermeyince Mabud neylesin Sultan Mahmut…

Dönelim biz muhteşem sistemimize, direksiyondan çekilip yolcu koltuğunda seyredelim hayatın güzelliklerini…

Son olarak konuyu güzel bir şekilde özetleyen bir Henry Ford sözü ile bitirelim: “Tanrı’nın olayları yönettiğine ve benim önerime ihtiyaç duymadığına inanıyorum. Tanrı iş başında olunca her şeyin en iyi şekilde biteceğine inanıyorum. Öyleyse kaygılanacak ne var?”


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Rosetonun gizemi... - Sayı 103
Kaygılanacak ne var... - Sayı 101
Sahte diplomalı zanlılar... - Sayı 100
Bir oyun oynanır, oyalanı... - Sayı 96
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (120):
Doğumunun 120. yılında Üstat Necip Fazıl Kısakürek...

Son Eklenen Yorumlardan
 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu

 Yüreğinize kaleminize sağlık kıymetli hocam. Allah hayırlı sağlıklı uzun ömürler versin.... Faruk AKTI

 kantarın topu olacak efendim ... Esra

  Gönlü klabi temiz abim kalemine sağlık başarılarının devamını diliyorum sevgiler saygılar ... Serkan yakar


Nüfuz plânlaması diye bir şey tutturmuş gidiyorlar.
Ülkedeki kazalar, ihmaller ve terör sebebiyle ölenler hiç hesaba katılmıyor.
İnsanımızda bu ibret almamak, hükümetlerimizde bu beceriksizlik olduğu sürece bırakın planlamayı, nüfusu teşvik etmeleri gerekmez mi?
Yoksa bunca ölüme karşı bu tedbirsizlik, nüfuz planlamacılarının işi mi?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Kasem olsun!
Bir tufanın ardından: Filistin
Soykırım, Antisemitizm ve Filistin Üçgen
Deniz kabarıyor
Gazze günlüğü
Deniz kabarıyor
Kudüs... Ey Kudüs
Zeytin dalları altından meydan okuyuş
Fatih Sultan Mehmet (4)


Yavuz Sert - Bir tufanın ardından...
Yavuz Sert - Gazze biz ne öğretti...
Ali Erdal - Deniz kabarıyor
Kadir Bayrak - Vah benim halime!
Necip Fazıl Kısakürek - İç ve dış düşman – Y...
Bedran Yoldaş - Elinde taş küçük çoc...
Bedran Yoldaş - Zevâli yakındır zulm...
Ekrem Yılmaz - Kazandım vallahi!
Ekrem Yılmaz - Bitti kelimelerim
Ekrem Yılmaz - Mektup
Dergi Editörü - Üstün fikir
Site Editörü - Sosyal medyanın gücü
Necdet Uçak - Dünya malı
Necdet Uçak - Geldi geçti ömrüm be...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Soykırım, Antisemiti...
M. Nihat Malkoç - Gazze günlüğü
Hızır İrfan Önder - Kasem olsun!
Zaimoğlu - Batı muradına erebil...
Mehmet Balcı - Köyüme gömün
Mehmet Balcı - Sevdam
Muhsin Hamdi Alkış - İsrail-SAMİRİ-oğulla...
İbrahim Şaşma - Kudüs Mektubu
Halis Arlıoğlu - Merhum Mehmet Akif i...
Murat Yaramaz - Hiç
İlkay Coşkun - Filistin
Zafer Nefer - Tas tarak
Özkan Aydoğan - Çocuk
İlknur Eskioğlu - Şehitlik oyunu
Yusuf Çelikler - Bu gidiş nereye?
Ayşe Yaz - Yağmur (Gazzenin çoc...
Bedir Acar - ‘İsrail bizi yenemez...
Hüma Sunguroğlu - Çınarın gölgesinde o...
Hüma Sunguroğlu - Zeytin dalları altın...
Abdullah Doğulu - Filistinde anne-çocu...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 13169407
 Bugün : 3415
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 605241
 Bugün : 282
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 398
 119. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 4
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 21 Şubat 2024
Künye | Abonelik | İletişim