
Psikolojik hastalıkların insan vücudu üzerine olumsuz etkileri mevcuttur. Depresyon, anksiyete, psikoz gibi psikolojik hastalıklar, kalb, damarlar, beyin, mide- barsak, bağışıklık hücreleri ve diğer kan hücreleri gibi bir çok sistemi olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu psikolojik hastalıkları olanlarda kolaylıkla kalp krizi (MI), yüksek tansiyon (hipertansiyon), beyin kanaması (felç), midede gastrit ve ülser, sık sık enfeksiyona yakalanma, kanser, kansızlık gibi hastalıklar kolaylıkla oluşabilmektedir.
Vücudun yapısını oluşturan karbonhidrat, protein, yağ, vitamin, mineral, element, hormon gibi temel taşların kendi içinde bir dengesi vardır. Bu temel yapıların miktarları normal olduğu sürece vücutta herhangi bir hastalık oluşmamaktadır. Fakat bu yapı maddelerinin miktarı arttığında veya azaldığında öncelikle organik (somatik) hastalıklar oluşur, ayrıca bazı ruhsal (psikotik) hastalıklar da oluşabilir. Örnek verecek olursak:Tiroid hormonları düşük olan hastalarda (hipotiroidi) çok sık depresyon gözlenmektedir. Yine aynı şekilde kansızlığı olan (anemi) kişilerde de anksiyete ve depresyon oldukça fazla görülmektedir. Psikozu olan hastalarda da lityum eksikliği tespit edilmiştir, yani lityum düşüklüğünden dolayı ruhsal bir hastalık meydana gelmektedir. Kan şekeri düşen kişilerde saldırgan tavırlar ve şuursuzca davranışlar gözlenmektedir. Tiroid hormonları yüksek olan hastalarda (hipertiroidi) aşırı sinirlilik mevcuttur.
İntihar girişiminde bulunan (suicid) kişilerin kolesterol değerlerinin çok düşük olduğu tespit edilmiş, yani kolesterolün düşük olması intihar girişimi oluşturacak kadar büyük psikolojik bozukluklara yol açabilmektedir. Major Depresyon’da beyindeki serotonin, norepinefrin ve dopamin hormonlarının miktarlarındaki anormallikler sonucunda olmaktadır. Görülüyor ki, vücudun organik (somatik) hastalıkları, psikotik hastalıklara sebep olmaktadır, işte bu oluşan ruhsal hastalıklara “SOMATO-PSİKOTİK HASTALIKLAR” ismini veriyorum.
Dünya’mızda sosyolojik sarsıntılar oluşturan bazı cinayetler vardır: Papa suikastı, Uğur Mumcu cinayeti, Turgut Özal’ın vurulması ve daha birçokları ile birlikte sonuncusu Hyrant Dink cinayeti. Bu suçları işleyen veya kullanılarak suçları işlettirilen kişilerin ruhsal yönden normal olmadıkları aşikârdır. Bu kadar büyük eylemleri gerçekleştiren veya çok kolayca kullanılan psikotik bozukluğu olan bu kişilerde altta yatan somatik bozuklukların olabileceğini düşünmekteyim. Yani bu kişilerde psikolojik hastalıklar mutlaka ilgili mercilerce araştırıl makta ve psikolojik bozukluğu tespit edilmektedir. Suç maşalarının bu kadar kolay kullanılmalarının altında yatma ihtimali yüksek olan somato-psikotik haslıkların araştırılmasının yerinde olacağı düşüncesindeyim.