BİR ŞİİR, BİR NESİR İsimsiz Sayı:
44 - Nisan / Haziran 2004
Kardelen yazarları, kitap neşri bakımından adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Son bir yıl içinde aşağı yukarı her sayı en az bir kitap neşri haberi verir olduk.
Son olarak tefekkür yazıları ile tanıdığımız Ekrem YILMAZ, şiirlerini ÇİZGİNİN ALTI ismi ile neşretti.
Kur’ân-ı Kerîm’i okumak ve onun ahengi konularında dergimizde yazıları neşredilmiş olan Hafız Mustafa KAVURMACI, çeşitli yayın organlarında neşredilmiş bulunan yazılarını GÖNÜL SOHBETLERİ adı altında kitaplaştırdı.
Yazarları tebrik eder, yeni eserlerle başarılarının devamını temenni ederiz.
CUMA
Cumayı bayram bildik
Haydi yapın iyilik!
Yaradan’a eğildi,
Aynı anda hep birlik.
Zikir, ibadet, dua…
Bir sembol oldu Cuma…
Cemiyette içtima
Gönle düşer bir şua…
Ruhu kaybedince biz,
Görüşmedik ikimiz!
Hüzünlüyüz hepimiz,
Buluşmazsak bir Cuma!..
Ekrem YILMAZ
ÇİÇEKLERİN DİLİ
Mustafa KAVURMACI
Çiçekler bazen dilimizin izah edemediği, kelimelerin yetmediği zamanlar hislerimize tercüman olurlar. Bazen bir tek gül, lâle, karanfil sevgiyle dolu bir kalbi anlatmak için sözlerden daha etkili olurlar.
Çiçekler bize çok yakın dosttur. Bu kadar yakınımızdaki dostlarımızı tanımıyorsak kâinat kitabını nasıl okuruz. Nitekim İsra Suresi 44. ayette “Allah’a hamd etmeyen, O’nu tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur” deniliyor.
Çiçeklerin; gül, lâle, karanfil, sünbül, leylâk, zanbak, menekşe, orkide, kardelen gibi çok çeşitleri yanında bir de kendi cinsleri arasında kırmızı, beyaz, siyah, penbe, sarı gibi renk çeşitleri vardır.
Bunlardan gül zaman zaman lâle ve karanfil gibi zorlu rakipleriyle mücadele etmişse de saltanatını halen korumaktadır.
Ben bugün sadece gül ve lâle hakkında özet bilgileri köşemize sığdırmaya çalışacağım.
Kırmızı gülü seven Peygamberimiz:
“Kırmızı gül, Allah’ın ihtişamının bir tezahürüdür” buyurmuştur.
Çiçekler ilâhî kasidelere de çoğu kez konu olmuştur.
“Gül yüzünü rüyamızda görelim ya Resulallah;
Gül bahçene dünyamızda girelim ya Resulallah.!
Gül halk ve divan edebiyatının en önemli malzemesi olmuştur. Aşk, sevgi, güzellik gül ile izah edilmektedir.
Gül ile bülbül ayrı düşünülemez. Güle aşık olan bülbül güle konarak şakımaktadır. Bülbül en yanık nağmelerini gül dalında, gül için seslendirir.
Gül aşkın her çeşidinde sevgiliyi temsil eder. Kısa ömürlü oluşu da çok teşbihe konu olmuştur. Ozan şöyle diyor:
“Gül açılır yaz olur,
Güzellerde naz olur;
Ben yârime gül demem,
Gülün ömrü az olur.”
F
“Gülü seven dikenine katlanır” tabiri ise savunma ve cazibe ile birlikte oluşundandır. Güzelin savunmaya ihtiyacı vardır. Sevgisinde samimi olmayanlara karşı gül dikeni ile kendisini savunur.
Eskiden kızlara içinde gül bulunan isimler verilirdi. Gülay, Gülizar, Gülruh, Gülşah, Gülşen, Gülendam, Gülgün, Şengül gibi… İnsanlar bu isimler karşısında kendisini saray bahçesinde sanırdı. Hattâ eskiden sokaklara da lâle, sünbül, zambak gibi isimler verilirdi.
Sohbetimiz burada noktalarken her birinizin ömrünün baharlar ve çiçekler gibi geçmesini dilerim.
|