BİZİM İNTERNET ŞÂİR(?)LERİ Nihat Kaçoğlu Sayı:
68 - Nisan / Haziran 2011
Köroğlu “tüfenk icad oldu mertlik bozuldu” demiş ya, biz de “internet icad oldu şâirlik bozuldu” desek yeridir. İnternetin ortaya çıkması bir yandan iyidir, yetenekli şâirlerin kendini daha iyi ve daha rahat ifade edebildikleri, tanınmalarının daha kolay olduğu bir alan internet. Ne var ki madalyonun bir de öteki yüzü var. İnternette gerçekten müthiş bir şiir kirliliği var. Klavyenin başına geçen şâir olmuş yahu! Aziz Nesin “Türkiye'de her üç kişiden dördü şairdir” derken ne kadar da doğru konuşmuş. Merak bu ya, ben de girdim bir kaç internet(?)lerin altına yazılmış pohpohkârane yorumlar... Nedir bu yorumlar? “Şiirin harika olmuş, şiirin harikalar üstü, muhteşem bir şiir olmuş, dört dörtlük şiir” vs. Halbuki okuyorsun; şiir demeye bin şahit lazım; ne ahenk vitesine. O da ne. Aman Tanrım! Berbat diyemeyeceğim, berbatın da ötesi şiir(?)ler; utanmadan, arlanmadan o şiir(ar, ne vezin var, ne imge var, ne şâirlik izi var, ne çarpıcı buluşlar var, ne lirizm var, ne sözcük işçiliği var... Hiçbir şey yok! Buna rağmen bu şiirin altına böyle pohpohkârane yorumlar yazılabiliyor. Bu bence şiire ve edebiyata hakarettir. Yahu kardeşim madem şiir sitesi kurdunuz her saçma manzumeler yazanı şâir diye kabul etmeyin siteye, onu bir ön elemeye tâbi tutun ama, değil mi? İsmini vermek istemediğim bir şiir sitesinde caniyisever rumuzlu bir şâir(?):
YAPABİLDİN Mİ?
Bir an Kendini kendine verebildin mi?
Dünyaya niye geldiğini hiç bilebildin mi?
Bir kerecik olsun gönülden sevebildin mi?
Gazel günlere güzellikler ekleyebildin mi?
Dağ bayır dolaşıp adımlayıp gezebildin mi?
Tabiatı gezerek içten doğayı sevebildin mi?
Çiçek bahçelerinden çiçekler derebildin mi?
Bir demet çiçeği alıp sevdiğine verebildin mi?
Diye bir şiir(?) yazıyor, başka biri bu şiir(?)e “caniyisever tebrikler” diye bir yorum yazabiliyor. Neyi tebrik ediyorsun sen kardeşim?
Başka bir sitede Yarali_34 rumuzlu biri aşağıdaki şiir(?)i yazıyor:
FELEK
Herkez güldü ben ağladım,
Yarelerim kendim bağladım,
Varmak istedim varamadım,
Cok istedim göremedim,
Gözlerini ,gözlerini.
Hedef sectim saptırdılar,
Yalan yanlış kandırdılar,
Başka yöne tutturdular,
Tam isabet on,iki den ,
Vuraçaktim, vuramadım.
Gülmedi şansım eyy zalim felek,
Bunca acılar benim neyime gerek,
Ne akıl bıraktın ne de bellek,
Dayanırmı buna yaralı yürek,
Şimdi kalbimde saplı , bir bıçak .
Ben derimki adım ali,
Senin yüzünden oldum deli,
Ey gönlümdeki sevda gülü,
Eğer bir hic isem gözünde,
Niye yarattın tanrım beni....
İsmi lâzım değil bir akıllı da “çok güzel şiirdi tebrikler..” diye bir yorum yazıyor. Aynı şiir(?)e başka biri “Çok güzeldi. Yüreğinize sağlık. Sevgi ve saygıyla” şeklinde bir yorum yazıyor. Artık yorumu size bırakıyorum, tabii biraz şiire saygınız, biraz şâirlik vicdanınız varsa. Öte yandan bizim internet şâir(?)leri nedense adını soyadını pek kullanmaz, rumuz kullanır. Bu da moda oldu. Yahu kardeşim neden adını kullanmıyorsun ki? Sen bilirsin, ama iddialıyım diyorsan adını belirtmelisin, dergilere şiir yollamalısın, ben varım demelisin, kendini ispatlamalısın.”Yok, ben iddialı değilim” diyorsan o zaman da şiirin adını kirletmeyeceksin.”Ben amatörüm, ben eksiğim” diyorsan o başka, bunu kabul etmek de güzeldir ve büyüklüktür. Bir de moda olmuş, bizim rumuzlu şair(?)ler şiirlerinin üstüne koskocaman bir resim koyuyorlar, bir de müzik… Bazen de seslendiriyorlar şiiri. Kusura bakma kardeşim, senin şiirin güzel değilse şiirine en kral resmi de koysan, en kral müziği de koysan o bir şeye benzemez. Şiirin bir haysiyeti vardır, git önce oku, öğren divan, halk, Tanzimat, Servet-i Fünun, Fecr-i Âti, Garip, İkinci Yeni şiirini; git öğren önce Fransız şiirini, Alman şiirini. Ondan sonra otur şiir yaz. Yahya Kemal kendisine “neden az yazıyorsun üstad” dediklerinde “mısra haysiyetimdir” dememiş miydi? Bir şiir üzerinde senelerce çalışmak gerekirken, beş dakikada bir şiir(?) yazan şâir(?)lerimize ne demeli? Şiir 2 şey ister:1-İstidat yani yetenek, 2-Bilgi, kültür, birikim yani okumak. Şâir olmak kolay mıdır yahu? Nedim'in, Fuzûli'nin, Pir Sultan'ın, Karacaoğlan'ın, Ziyâ Paşa'nın, Neyzen Tevfik'in, Rıza Tevfik'in, Orhan Veli'nin, Attilâ İlhan'ın ruhu olacak önce içinde; sonra yeteneğin olacak, okuyacaksın, okuyacaksın, okuyacaksın. Bir de bizim rumuzlu şairlerde bir eski edebiyat düşmanlığı var ki sormayın. Nedimvâri, Fuzûlivâri, Neyzen Tevfikvâri, Ziyâ Paşavâri yazan bir şâire (hoş, yazan yok ya) eski kafalı derler. Evet, böyle şâirler eski kafalıdır, başında fesleri ile Dersaadet'i arşınlayan, meyhâneleri mesken edinmiş rindlerdir, bundan da gocunmazlar, yeniliğe açıktırlar, şiirlerinde âhenk vardır, duygu vardır, lirizm vardır; ama bizim rumuzlu modern zamane şâir(?)lerinin internetteki şiirleri Terminatör, Transformers, Yıldız Savaşları, Avatar izleyen bir neslin şiirleri hüviyetinde, bunlar öz şiirine, hatta öz dünya şiirine düşman olmuş. Velhâsıl-ı kelâm internette şiirin durumu gerçekten içler acısı… Neyzen Tevfik'in, Yahya Kemal'in kemikleri sızlıyor.
|