Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3255 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Çanakkale ruhu
M. Nihat Malkoç

  Sayı: 80 - Nisan / Haziran 2014

Türk milletini yok etmeye ve tarihten silmeye karar verenler, Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı cephesi olan Çanakkale’de tarihte görülmemiş bir ders almışlardır. Zamanına göre modern silâhlarla yapılanmış yedi düvele karşı en zor şartlarda mücadele veren kahraman ordumuz, âdetâ bir destan yazmıştır Çanakkale’de. Fakat bu destan bembeyaz kâğıtlara mürekkeple değil, kapkara toprağa şehitlerin al kanıyla yazılmıştır.

Çanakkale Zaferi neticesi itibariyle tarihin akışını ve Türk milletinin makûs talihini değiştirmiştir. Barış zamanlarında birlik görüntüsü vermeyen milletimizin zor zamanlarda nasıl kenetlendiğini ve tek ses olduğunu Çanakkale’de görebilirsiniz. Bu hususiyetimiz diğer tarihî hadiselerde de defalarca açığa çıkmıştır. Böyle bir savaş tarihte az görülmüştür. Kendinden kat kat üstün olan devletlere canı ve kanı pahasına “DUR!” demek, cesaretin ve vatanseverliğin yansımasından başka nedir ki?

“Çanakkale Geçilmez” sözü kuru bir hamaset ifadesi değildir. Bu, altın yürekli ve çelik iradeli neferlerimizin zulme ve işgale geçit vermeyeceğinin, kararlılığının ve ölüme meydan okuyuşun sese bürünmüş yankısıdır. Bunu, bir zamanlar yazdığım “Çanakkale’de Uyanış” adlı şiirimde şöyle dile getirmiştim:

“Kasırgalar savurur; buz kestirir kar bizi

Gece gündüz kavurur sıcağında nâr bizi

Çanakkale’de zaman açılır sonsuzluğa

Çağırır gül yüzüyle agûşuna yâr bizi

Sabır ateşten gömlek, dua semaya kapı

Bülbülün nağmesinde yakar ahûzar bizi

Gözlerim kapanmadan ruhum dalar uykuya

Elinde kırmızı gül, çağırır mezar bizi”

Çanakkale Savaşı, dizelerde ifade edildiği gibi mezarın çağrısına ses verenlerin haklı gururudur. Bu sanıldığı kadar kolay elde edilmemiştir. Ölmeyi göze alamayanların yaşamaya hakkı yoktur. Özgürlük ve bağımsızlık için ölümü şerbet misali içenler, bu mübarek zaferi geride kalan kuşaklara hediye etmişlerdir. Onlar şimdi cennet bahçelerinde huzur içinde yaşayıp bizleri seyretmektedir. Bu kutsal mirası hakkıyla taşıyabilirsek onların gönlü huzur bulacak, akan terlerini ve toprağa hayat veren kanlarını bizlere helâl edeceklerdir. Onun için büyük bir sorumluluk ve vebal yükü altındayız.

Tarihin dönüm noktalarından biri olan Çanakkale Zaferi, Hilâl’in Salib’i ezdiğinin belgesidir. Birinci Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri’nin amacı, Çanakkale Boğazı’nı geçerek İstanbul’u ele geçirmek ve böylece ortakları Rusya’ya gerekli askerî yardımı gönderebilmekti. Bu zafer Rusya’nın müttefikleriyle irtibatını önleyerek ilerlemesini durdurmuştur. Aksi bir durum olsaydı her şey çok daha zor ve istemediğimiz şekilde cereyan edebilirdi. Fakat cesaret imanla birleşince muhkem bir kale oluyor. Atılan toplar iman kalesini sarsamıyor. Neye inanıyorsanız sonuçta o gerçekleşiyor.

Hepimizin yakinen bildiği gibi Nusret Mayın Gemisi’nin 7–8 Mart gecesi Boğaza döşediği mayınlar savaşın gidişatını değiştirmiş ve neticesini tayin etmiştir. Düşman gemilerinin pek çoğu bir yandan mayınlara çarpmaları, bir yandan da Türk topçularının isabetli atışlarıyla batmış, su yüzeyinde kalanlar da harap olmuştur. Türk askeri Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı’nda tarihte örnek gösterilecek bir savunma gerçekleştirmiştir.

Türk tarihine hayat veren bu savaş, Mustafa Kemal ismini tarih sayfalarına altın harflerle yazdırmıştır.  Çanakkale Zaferi, Mustafa Kemal’in Arıburnu’nda dile getirdiği  “Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar gelebilir.” emrine sadık kalan Türk askerinin eseridir. Bu çetin mücadele, yokluğun varlıkla, imanın ihtirasla savaşıdır. Bayrakları bayrak yapan kan, Çanakkale şehitlerinin mübarek damarlarından akmıştır. Toprak uğrunda ölenler sayesinde vatanlaşmıştır. Bayrağımızın bugünkü al rengi bunu temsil etmektedir. Çanakkale ruhunu diri tutmak ve yaşatmak için bu mübarek toprağa şair Necmeddin Halil Onan’ın şu dizeleri kazınmıştır:

“Dur Yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın;

Bir vatan kalbinin attığı yerdir”

Tarihin tekerrür etmemesi için ondan ibret almak gerekir. Millet olarak Çanakkale’yi asla unutmamalıyız. Tarih derslerinde Çanakkale’yi kuru bilgilerle anlatmak yetmez. Her Türk genci en az ömründe bir kez Çanakkale’yi, Gelibolu’yu görmelidir. Bu konuda hiçbir şey bilmiyorsak; çocuklarına tarih şuuru kazandırmak için onları Nagazaki ve Hiroşima’ya götüren, Amerika’nın başlarına yağdırdığı atom bombalarının tahribatını çıplak gözlerle görmelerini sağlayan Japonlar’dan ders almalıyız.

Çanakkale Zaferi’nin 99. yıldönümünü kutlarken; bu mücadelede canlarını feda eden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor; manevî huzurlarında saygıyla eğiliyorum.

Yatağı toprak, yorganı gökyüzü olan bahtiyar şehitler! Vatan size minnettardır.

 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Filistin için ne yaptın?... - Sayı 122
Öz musikimizin piri: Must... - Sayı 122
Anadolu Türk masallarında... - Sayı 121
Malazgirtin aslanları... - Sayı 121
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (122):
Tarih boyunca izlediği politikalar, güncel meselelerde takındığı tavır çerçevesinde, doğu medeniyetinin aslî unsurlarından İran'a bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 sağlık dileklerimizle, hürmetle...... naci eroğlu

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 Elinize emeğinize sağlık sevgili Halis hocam.Yazılarınızı takıp ediyorum hislerimize tercüman oluyor... Ahmet

 bosch professional gop 185-liBeylikler dönemini hatırlayalım, birbirlerine karşı üstünlük mücadelesi... Feyzi

 "Yürü kardeşim,Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin."Sen ve senin gibi şuurlu insanların sayıları bereke... Nilüfer Mihailoğlu


Günümüzde kitaba nazaran paraya rağbeti; mide gurultusunu beyin sancısı zannederek, Tanzimat’tan bu yana, hiçbir şeyin çilesini çekmeden, her şeyi, Avrupa’dan monte eden(alan) yazarlarımıza borçluyuz.
Borcumuzu ödemesek de olur.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Anlam peşinde
Bizim olmayan gemide kaptan olmak
Parlamenter sistem ve mağdurları
Kırk gün bir ölüyü bekleyeceksin
Niye döktün gözyaşımı


Ali Erdal - Anonim eserlerin kıy...
Ali Erdal - Sıradan bir filme bu...
Ali Erdal - Kırk gün bir ölüyü b...
Ali Erdal - Kırk
Necip Fazıl Kısakürek - Kıraat kitabı
Ekrem Yılmaz - Derinlik
Ekrem Yılmaz - Yapamıyorsan hayal e...
Ekrem Yılmaz - Kürtlerin PKK ile im...
Dergi Editörü - Çare
Site Editörü - Anlam peşinde
Necdet Uçak - Niye döktün gözyaşım...
Necdet Uçak - Olacak
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Malazgirtin aslanlar...
M. Nihat Malkoç - Anadolu Türk masalla...
Ayhan Aslan - Yamyam
Mehmet Balcı - Şimdi
Mehmet Balcı - Dönemem
Ahmet Çelebi - Gazzeli çocuğa
Halis Arlıoğlu - Parlamenter sistem v...
Halis Arlıoğlu - İçimde bir yara var
Murat Yaramaz - Artık yeter
Murat Yaramaz - Masal
Mevlüt Yavuz - Sanma ha!
Cemal Karsavan - Seni düşünürüm
Heybet Akdoğan - Gülsema
Emine Öztürk - Hapis
Zekeriya Yılmaz - Bıraktın
Mehmet Ali Metin - Doğu ve Batı’nın hik...
Yaşar Akyay - Bizim olmayan gemide...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14445032
 Bugün : 3893
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 627851
 Bugün : 571
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 72
 121. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim