Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     2786 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Abi selpağ vereyim!
Bedran Yoldaş

  Sayı: 80 - Nisan / Haziran 2014

Güneşli bir gün. İnsanlar, soğuk geçen günlerin sonunda kendilerini güneşin sıcak kollarına bırakmışlar. Güneş, saklandığı bulutların gerisinden yeryüzüne gülücükler dağıtmaya başlamıştı. İnsanlar da işte bu gülücüklerden pay kapmak, keyfini çıkarmak için kendilerini dışarı atmıştılar. Günlerden cumartesi olması hesabiyle dışarıdaki insan sayısı fazla idi. Etraf cıvıl cıvıldı.

Bizde güneşin eteklerindeki sıcaklıktan faydalanmak için dışarı çıktık.

Dicle kent caddesini baştan başa kat ettik. Tesislerden bayındırlığa, bayındırlık caddesinden batı kent kavşağına oradan da ofis kavşağına, demiryoluna varmadan, konuk evinin arkasından sosyal yardımlaşma vakfının yanından demir yolunu geçerek ofis semtine geçtik.

Yüksek kahvenin yanında, Belediye konukevinin karşısındaki “qırıx” çayevinin önündeki, lastikli kürsülere iliştik. Çaylarımızı güneşin ışınları altında yudumlamaya başladık.

Arada ayakkabı boyacıları, simit satıcıları, çekirdek satan çocuklar sohbeti bölüyor olsa da koyu sohbet devam ediyordu.

Ayakkabı boyacıları, ellerinde terlikleri uzatarak; “abi boyayalım mı?” diye sorup, cevap beklemeden sıvışıyorlardı. Bazen de bela olup yakanıza yapışırlardı.

Başlarındaki kocaman tepsiler ile gezinen çocuklar “sıcak simit, çaylık bunlar…” diyerek günlük harçlıklarını çıkarmanın telaşı ile durmadan dolanıyorlardı.

Kulağımızın dibinde “abi selpağ vereyim mi?” diyerek elindeki kâğıt mendili bize uzatarak, satmak isteyen 8-9 yaşlarındaki, belki daha da küçük, çocukları görünce içimiz tarifsiz acılar ile doluyordu.

İlk tepkimiz “kulağımızın dibinde niye bağırıyorsun?” olsa da içimize kapkara bulutlar çörekleniyordu.

“Neden insanlar bu çocuklara sahip çıkmıyor, neden bu yaşta çalışmak zorundalar?” soruları kafanızı meşgul ederken belki şunu da düşünebilirsiniz: “bunların anne, babaları bu yaşta nasıl çalıştırıyor?” diyerek ebeveynlerini suçlayabilirsiniz.

Durup düşünüyoruz. Biz bu soruların neresindeyiz. Ne düşünmekteyiz.

Ağaçlar, çiçekler, top oynayan çocuklar, öbek öbek oturarak sohbet edip çay içen insanlar. Beri tarafta, kurulan semt pazarındaki tezgâhta satış için uğraşan, elleri ıslak gözleri geleceğin endişesini yüreğinde hisseden pazarcılar. Eve ekmek götürebilmenin telaşesi.

Ufkun alaca karanlığında neşvünema bulan, gökyüzünün çıkmaz sokaklarında kanat çırpan acemi kuşlar ve çocuk satıcılar…

Gözlerim ufuka daldı. Zaman denen mevhum kayboldu sanki.

Çiçekler, güller arasında koşup oynayan çocuklar canlanıverdi gözlerimde o dem. Donan zamana ne oldu bende anlayamadım.

“Çalışmak zorundayım hocam. Eve ekmek götürmem gerek. Babam çalışmıyor. Daha doğrusu gündelik işler yapıyor. O da bir gün iş var beş gün yok. Altı kardeşiz. Hem okula gidiyorum hem de çalışıyorum. Simit satıyorum. Hafta sonları bazen kâğıt mendil satıyorum.” cümleleri kafamda bilmem kaçıncı turu bindirirken donan zamanda, düşünceler yumağında âdetâ boğuluyordum.

Araya arkadaşımın şu cümleleri yerleşti:

“Okulda, derste öğrencilerime soruyorum:”çalışıp eve ekmek götüren varsa onlara iyi not vereceğim.” dediğimde sınıfın yarısından çoğu el kaldırdı. Kalanlar da işin olmadığından yakındılar.”

“Simit, sıcak simit..”

“Karpuz çekirdeği”

Tekliflerine: “Yok kardeş, istemez!” cevabıyla sonlanıyordu genelde.

“Simit, sıcak simit”

“Simit vereyim mi abi?”

Simitçi çocuk usulca yanımıza sokuldu.

“Hocam simit ister misiniz”

“Aa! Merhaba oğlum. Sağ ol”

Çocuk kendisini öğretmene bile isteyerek göstermişti.  Belli ki, sınıftaki çocuklardan biriydi. Ve çalıştığını, eve ekmek götürdüğünü hocasına ispat etmek istiyordu.

Çocuğun gönlünü hoş ettikten sonra gönderen arkadaşım bana dönerek; “işte bahsettiğim talebelerimden biri.” dedi.

Hem okuyan hem de çalışarak eve ekmek götürmek zorunda olan körpe dimağların sokaklarda harcanması hepimizin moralini bozuyordu.

“Abi selpağ vereyim mi? Nidaları kulaklarımızda zonklamaya devam ederken; çaresizliğimizi de esir alıyordu.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Nice sahipsiz yüzler görd... - Sayı 120
Elinde taş küçük çocuğun... - Sayı 119
Sallandı yer ve gök... - Sayı 118
Hu Demeye Geldik... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Çaresizlik yoktur, umutsuzluk vardır. Engellerin yıkılması umut etmeyi umut etmekle başlayacaktır.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15190641
 Bugün : 1684
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 642400
 Bugün : 130
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 122
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim