Aşk mahkûmu Ahmet Değirmenci Sayı:
85 - Temmuz / Eylül 2015
KARDELEN’İN25. yılına hediyemiz olsun…
“Yaz bakalım, sanığa soruldu: Evlâdım! İtiraf et, kurtul! Bak, işin sonu kötüye gidiyor.”
Genç adam ayağa kalktı. Ellerini önünde bağlamış, tam bir saygı içinde durdu. Gevdi dudaklarını kanatasıya. Asırların en büyük dâvâsının sanığının ağzından çıkacak her kelime tarihe geçecek, ya bir leke veya gurur olacaktı. Başını hafifçe sola büktü. Gözü az gerisine kaydı. Bir an, gözlerinin bulandığını hissetti. Önce hiçbir mânâ veremediği bu bulanmanın, göz kapaklarının arkasına biriken yağmur tanelerinden kaynaklandığını anlayınca düşebileceği durumdan utandı. Gördüklerini görmezden gelmeye çalıştı. ‘N’olurdu Gülüm, n’olurdu sen bari gelmesen...’ diye hayıflandı içinden. Başını gururla dikti, saygılı duruşunu bozmadı:
“Sayın Hâkimim!” dedi.“Kalem senin elinde, hüküm senin iki dudağının arasında, ipe gidecek kelle, aha şu benim vücudumun üstünde. Okuduğun kitap ne emrediyorsa onu söyle, onu yap! Size yakışan, son sözü söyleyip hükmü vermek, bana düşen, boynumu büküp ilmeği boynuma geçirmek.
Vereceğiniz hükmün asırlar boyunca bilinip tartışılacağını, kimileri sizi alkışlarken, kimilerinin de sövmekten geri durmayacağının bilincinde olduğunuza eminim.
Siz, hükmünüzü çoktan vermişsiniz. Şu vakitten sonra ifade değiştirmem neye yarar. Hem, ne var ki ifademde, neyi değiştireceğim? Değiştirirsem, anam sütünü haram etmez mi? Toprak altından kalkıp babam tükürmez mi kalıbıma. Hem, siz söyleyin Sayın Hâkimim, Sayın Mahkeme Heyeti! Erkekliğe sığar mı, darağacından kurtulmak için yalan söylemek...
Diyecek bir sözüm yok. Ben suçumu eğer gerçekten suçsa inkâr etmedim ki... Ancak şunu belirtmek isterim. Bu dâvâyı başlatan ben değilim. Bu dâvâ ‘Kün!’ emri ile insanlar yaratıldığında başlar. Bunu bilin ve bunu düşünerek verin hükmünüzü. Zira yaftamda suçum ‘ÂŞIK OLMAK’ diye yazacak... İnkâr etmiyorum; ÂŞIĞIM…”
(Yazılmamış Destan; Cilt:6, S:381... -K.A.-) -A.Y.A.-)
|