Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1916 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Sözde ve felsefede yalnızlık
Bedran Yoldaş

  Sayı: 101 -

Yalnızlık insan tarihi ile başlayan bir olgudur. Hz. Âdem’le başlattığı eylemdir Yalnızlık. Bu bir terbiye midir, yoksa ceza mı? İnsanlar bazen olumlu bazen de olumsuz yorumlanmış, açılımlar yapılmıştır. Modern psikoloji bunu bir “hastalık”, tasavvuf ise “çare” ya da “pişme” olarak değerlendirmiştir.

Diğer taraftan “yalnızlık duygusu” farklı bir durumdur. Sözlükte geçen ilk anlamı kimsesizlik, diğer anlamı ise bir nesnenin bağlı olduğu coşkudan kopup ayrılmasıdır.

Ne olursa olsun edebiyata, sanata ve felsefeye hayat veren bir çiledir yalnızlık. İslâmî açıdan “inzivaya çekilme” ile eş anlamlı. Ama toplumda yine de zıddı olmayan bu anlamda tamamıyla sır olan Yaratan dışındakilere yakıştırılmaz. Yalnızlık temenni edilmez. Müslüman olmak; cidden teslim olmak selâmete ermek, elinden dilinden kimsenin zarar görmemesi demek. Toplumda fitne çıkarmamak.

Hayat hoyrattır. Savurur bizi bir sonbahar yaprağı gibi. Bazen ayırır en sevdiklerimizden. Kimi zaman fikren kimi zaman cismen, araya mesafeler girer.

Toplumdan soyutlanma ile doruk noktasına çıkan insanlık “ben” eksenli dünyaya dönüşmüş durumda. Bu durumdan herkes rahatsız olmasına rağmen ciddi adımlar atılmış değil.

İslâmî açıdan olayı sorguladığımızda yalnızlık çare arama ve tefekkür odağı olması gerekirken, tamamen tam zıddı bir durumda; toplumdan soyutlanma ve kendi kalesine çekilme olarak inşa edilmekte. İnsan kendi kendini dinler duruma gelmiş.

Rousseau şöyle der: “İşte, yeryüzünde yalnızım; kendimle baş başa; artık ne kardeşim var, ne bir benzerim, ne dostum ne de ait olduğum bir toplum.”

Aynı şekilde Paz da, yalnızlık ile kişinin dünyadaki durumunun niteliğine işaret eder: “Yalnızlık, insan duygusunun en derindeki gerçeği. Yalnız olduğunu bilen ve bir başkasını arayan tek varlık insandır.”

Çoğu zamanda kalabalık ortam ve mekânlarda bile insan kendini yalnız hissedebilir. Aşk ve dostluk adını verdiğimiz iki birlikteliğin ayrı bir anlamı ve yeri söz konusudur insan ilişkilerinde. Bir başka deyişle aşk ve dostluğun, insan ilişkilerinde yaşanması, kurulması ve sürdürülmesi pek kolay olmayan haller olduğunu söylemek mümkün.

Yaşadığımız karmaşık durumdan ancak değişik girişimlerde bulunarak kurtulabiliriz Gasset, “Bir tanesi dostluktur. Ama en yücesi aşk dediğimiz şeydir. Gerçek aşk iki yalnızlığı değiş tokuş etme çabasından başka bir şey değildir.” der.

“Yalnızlık, insanın çevresinde insan olmaması demek değildir. İnsan, kendisinin önemsediği şeyleri başkalarına ulaştıramadığı veya başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman, kendisini yalnız hisseder.” Cari Gustav Jung.

Şairlerin şiirlerine söyle yansır. Orhan veli Kanık yalnızlığını şöyle dile getirir:

“Bilmezler yalnız yaşamayanlar

Nasıl korku verir sessizlik insana;

İnsan nasıl konuşur kendisiyle;

Nasıl koşar aynalara,

Bir cana hasret, bilmezler”

Özdemir Asaf ise:

Yalnızlık, yaşamda bir an,

Hep yeniden başlayan…

Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,

Kovdukça kovalayan…

Paylaşılmaz.

Bir düşün’de beni sana ayıran

Yalnızlık.

Cahit Sıtkı Tarancı, Yalnızlığa Dair şiirinde:

Can yoldaşın olmazsa olmasın

Yalnızım diye hayıflanmayasın.

Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi;

Üç adım ötede deniz;

Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz.

Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara;

Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgâra

Ve kış yaz,

Dalda kuş eksik olmaz

Dağ başında duman

Yalnızlık nedir göreceksin öldüğün zaman.

Turgut Uyar ise “sonnet” şirinde:

Çekemezsin bir yere sineden başka

Biliyorum günler hep böyle geçecek.

Ne akşamleyin komşu, ne bir akraba,

Ne bir dost, oturup karşılıklı içecek..

Yalnızlık sade şurda burda değil,

Düşüncede, hatırada ve dilekte.

Hangi taşı kaldırsan, nerde ‘of! ‘ çeksen,

Bir dudağı yerde, bir dudağı gökte..

Bilmem rengi nasıldır, boyu ne kadar.

Biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor.

Bir elbise ki, alabildiğine dar..

Nedir bir türlü sırrını anlamadık,

Kimdir bizimle böyle şaka ediyor,

Hangi cebini karıştırsan yalnızlık..

Atilla İlhan’ın yalnızlığı, Yalnızlık şiirinde:

Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır

Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım

Bu gece dağ başları kadar yalnızım

Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından

Dudaklarımda eski bir mektep türküsü

Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim

Gözlerim gözlerini arıyor durmadan

Nerdesin?

Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yalnızlığım şiirinde:

Ilık bir su gibidir içimdeki yalnızlığım

Yalnızlığım, ruhumda uzak bir ses gibidir.

Her sabah ufuklardan mavi şarkılar gelir,

Ve her sabah ürperir içimde yalnızlığım

Güneşim aydan sarı, yarınım dünden zorsa

Sarsın artık ömrümü tunç kandillerin isi

Üşüyen ellerimden tutmalıydı birisi,

Eğer benim gözlerim onları görmüyorsa.

Bir camın arkasında, açılıyor güllerim

Havuzum pırıl pırıl… Yıkar bakışlarımı.

İşler temiz ziyalar suya nakışlarımı;

Ruhumun dünyasından eser tahayyüllerim

Rüya rüzgârlarında bir yaprak yalnızlığım

Düşüncem bir neydir ki ürperir perde perde

Belki bu mısralarım esecek gönüllerde

Fakat herkese uzak kalacak, yalnızlığım.

Ümit Yaşar Oğuzcan “Yalnızlığa sone” diyor:

Güneşin aksam hüzünle battığı

Karşıdaki karlı dağlar yalnız

Düşen yaprak, esen rüzgâr yalnız

İnsanda ölümün yalnızlığı

Yalnız düşünceler paramparça

Yalnız hatıralar kırık dökük

Yalnızlık zor, yalnızlık büyük

İnsanın yalnızlığı bambaşka

Dünyada yalnız olmayan ne var

Yer altında ölüler, gökte yıldız

Denizlerde yelkenliler yalnız

Ve insan yalnız tanrılar kadar

Üzerinde ümitle yaşadığımız

Dünyaya sığmıyor yalnızlığımız

Ahmet Muhip Dıranas Kar şiirinde:

Kardır yağan üstümüze geceden,

Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,

Ormanın uğultusuyla birlikte

Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte

Kar yağıyor üstümüze, inceden.

Sesin nerde kaldı, her günkü, sesin

Unutulmuş güzel şarkılar için

Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,

Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu’dan

Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!

Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam!

Uyandırmayın beni, uyanamam.

Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına,

Allah aşkına, gök, deniz aşkına

Yağsın kar üstümüze buram buram…

Buğulandıkça yüzü her aynanın

Beyaz dokusunda bu saf rüyanın

Göğe uzanır – tek, tenha – bir kamış

Sırf unutmak için, unutmak ey kış!

Büyük yalnızlığını dünyanın.

Edip Cansever “O yalnız” şiirinde:

O kadar ki, o yalnız

Ona ilk rastladığım bir şeydir aklım

Bir el sürer mavisini uzağa

Uzaktan daha uzağa.

Ardından Yetişir sayısızlığım.

Kuzeyde, ince bir kar dağıtımında

Çocukların oyun oynamadığı yerlerde

Bulunmaya hazır ve Eski çağlara ait bir parayım.

Akşam, soyulmuş gün ışıkları

Bölüşülmüş insan yüzü gar

Sayısız beni toplar bakışlarım

Dört güneşten biri o.

Kendimi tarif edemem

Güneşler ıslak, soluğum kalın.

Yalnızlığı bir de Necip Fazıl Kısakürek’in şiirinde buluyoruz; Yalnızlık şiirinde:

Yalnızlık bir fenerse,

Ben de içindeki mum,

Onu, billur bir kâse

Gibi doldurur nurum.

Dışarıdan bana neler

Getirir pervaneler!

Pırıltılar, nağmeler,

Renklerle eriyorum.

Ve Sezai Karakoç “ Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık” der.

Sonuç: Acıdan kaçan ve kendine yabancılaşan, kendi benine hapsolan insan!..


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Nice sahipsiz yüzler görd... - Sayı 120
Elinde taş küçük çocuğun... - Sayı 119
Sallandı yer ve gök... - Sayı 118
Hu Demeye Geldik... - Sayı 117
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (124):
Diyarbakır anneleri...

Son Eklenen Yorumlardan
 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Süleyman Abdulla. Müasir Azərbaycan poeziyasinin ən görkəmli nümayəndəl... Hikmet

 yüreğine kalemine sağlık hayırlı ve bol okurları olsun.🤍✒️...


Çaresizlik yoktur, umutsuzluk vardır. Engellerin yıkılması umut etmeyi umut etmekle başlayacaktır.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Kudret-i ilahi
Ürəyimin Əsdiyi
Yaşanan pişmanlık
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15190681
 Bugün : 1723
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 642405
 Bugün : 133
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 122
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim