Fırtına Mertali Mermer Sayı:
108 -
Maviden bulutlar üstünde uzanıp uyur insanlarım
Kalplerinde üzücü parmak izleri eski haziranda
Bir fırtına kıpırdanıyor
Kafalarına dolmaktadır bariton sesleri
Saçı örgülü bir çocuğu koklayarak uyandıran annesi.
İçimize kara bulutlar doğduran fırtına sesi
Çekiçle vurulmuş bir yanı var gecenin
Gittikçe dalgaları, köpükleri duyuyorum
Zihnim delice irkilen çalkantıyla boğuşuyor
Durup dinliyorum bütün tarafımla
Bütün tarafımla, bütün baskılarım
Bütün kaba yüreklerin bulunduğu yerde
Kopan uzuvları var fırtınanın
Aşk ve inat bulunduran
Perişan bir sevgiyle sabah
Yaklaşıyor fırtınaya
Ben bembeyaz yüzümün önünde
Dövülerek büyüttüğüm acıyı bırakıyorum
Bana ne dalgalardan, dalgalardan, martılardan
Boşalır ciğerlerime yılların fırtına habercisi
Çünkü fırtınanın göbeğidir benim yerim
Güneş vurdukça yarar göğsümdeki mahşeri
Çünkü fırtınanın göbeğidir benim yerim
Sert bakışlarla, ürkek haykırışlar
Yukarıya, en yukarıya çekiyorlar
En yukarlara aşkî gökyüzü yırtılacak kadar
Keskin bakışları karışıyor yanımıza
Yıllardır balıkçıl bir hayvan ağızlarında
Fırtına yakıp yıktıklarıyla oturur masaya
Fırtına yakıyor boğazımı
Fırtına alıyor bütün adamlarımı
Kulak veriyorum yoldaşlarıma
Yıkılıp omuzlarına topluyorum çiçekleri
Ben fırtına savaşçısı
Dalganın ve köpüğün silâhı
Papatyaların kokusu bendedir
Tepeden inerim fırtınanın silâhlarına
İnsanlarımın bütün gizlerini merak ederim
Gök yarılmaktadır merakımdan
Kan ve ter kokan benim yumruklarımdır
Benim kavgamdır o, fırtına diye söylenen
Çünkü fırtınanın göbeğidir benim yerim
|