Ondokuzuncu Kış Mertali Mermer Sayı:
112 -
Bir başlangıç sağlayamadım kendim için, bir son da sağlayamadım. Öyle bir durumdayım ki! Dalgaların ortasındayken anımsatan benim yalnızlığımdır, devamlı olarak. Bu nedir böyle tokgözlü, ümitli ve korkak zırh bilemiyorum.
Çıkabilme olasılığı, bana tanışkın, betimleyici bir koku, bilinçsel şeffaflıktaki sarı-beyaz papatyanın koparılışı zira arkadaşlığımızın bitmesini yağızlıkla kavradığımı bütünleştirmek istediğimden kaynaklanabilir. Şu an bunları yazmak istiyorum, bir yazım fiili oluşturmak tınısını tatmin edebilir, nedendir ki bu kanaat sizler için edebiyatla gerçekleşiyor.
Hayatın temelinin yazı olmasına güvenle gelişiyor. Bu mesken zırhını yüzüme vurarak korumakta halen; ellerim-kollarım bağlı, hiçbir cevap veremiyorum, yanıltabileceğim. Bir dakika ip incecik öngörü sırasında, bir birleşim umudunda, zırhın benliği değişiyor; meskenin, gergin, cüretkâr, gözdağı ile geri çektiriyor bu önseziyi veya ayrışım umudunu. “hangi karşıtlık bende ortam bulur, beklenen son için yeniden başkalaşan?” “Nasıl bir kurtulaşa ermek bu *aralıktan?”
Çekingen tutumuyla varoluşun yoksunluğunu yeniliyor, zapt ediyor en ufak hareketten. Benim cevabım ise bu zapt edilişte buluyor benliğini, yarım kürenin dışına atılmış olanda, kendiliğinden. Bencilce yaşıyorum, yaşıyorsun, yaşıyor, yaşıyoruz, yaşıyorsunuz, yaşıyorlar…
|