Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     485 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Üstad Necip Fazıl etrafında
Zaimoğlu

  Sayı: 120 -

Üstad kimdir? Bunu kendisi çok anlattı, yazdı. Hakkında başkaları da yazdılar ve söylediler. Büyük şair diyenler çoğunlukta... Ama onu yazar, şair, gazeteci, romancı, edebiyatçı, fıkra muharriri, münekkit, tarihçi, felsefeci vs.vs. diye tarif edenler, vasıflandıranlar onu eksik anlatıyorlar ve böyle tanımlamalar onu gerçek yönü ile tanıyanları üzmektedir. Oğlu Mehmet'ten çok dinledim bu yakınmayı. Gerçek yönünü, vasfını görmüyorlar, diye... Veya dile getirmek istemiyorlar. Başka düşünen insanlardan da dinledim bu eksik tanıtmalardan hayıflanmaları… O zaman gerçek yönü ne Üstad’ın? Biz nasıl görüyoruz ve hakikat nedir?

Üstad her şeyden önce bir dâvâ adamı ve adı bile dâvâsı ile özdeşleşmiş veya dışındakiler tarafından bu eşleştirme yapılmıştır. Önce Üstadın, inandığı ve bütün zerreleri ile bağlandığı bir imanı var. O, işte bu imanın mütefekkiri, aksiyoncusu, o yolun savaşçısı... Bu yolun bütün tefekkürünü, muhasebesini, mücadelesini yaptı. Eserini verdi. Sadece inanmak ve anlatmakla kalmadı, örgüsünü ördü, gençliğini yoğurdu inandığı dâvânın. Üstada sadece deha demek de yetmez bizim için, bu da eksik kalıyor zira O, BEKLENEN MÜTEFEKKİRDİR.

Türkün kendisine kadar gelen zaman sürecinde içinden çıkaramadığı beklenen mütefekkirdir. Bizde bir İmamı Azam, bir İmam-ı Rabbanî, bir İmamı Gazali çıkmadı diye kendisinin belirttiği yolda onların devamı ve Türkün yetiştirdiği büyüğü diye anlaşılmalı veya gelecekte bu hakkın kendisine teslim edileceğine inanıyorum. Ömrü bu dâvâ uğruna hapis ve sorgularda geçti. Vefatında bile boynunda, Vatan Haini Değil Büyük Vatan Dostu Vahidüddin kitabında rejimin kurucusuna hakaretten aldığı hapis cezası mahkûmiyeti vardı ve son anlarında hastanede olmasa, doktor raporu bulunmasa hapiste olacaktı veya ruhunu hapiste teslim edecekti. Kesinleşmiş hapis cezası, yaşlılığı ve ağır şeker hastalığından dolayı, affı için Evren’e sunuldu, "cezasını çeksin" cevabı alındı. Bunu oğlu Mehmet eserinde anlatıyor ve kendisinden de dinledim.

Türkiye'nin Manzarası kitabında okuduk. Dini manzara bahsinde sahte ve istismarcı şeyhleri anlatırken diyordu ki, “bende böyle şeyler aramayın. Ben dâvânın sadece aksiyoncusuyum.” Cemiyet meydanında sesi, mücadelecisi... Savaşçısı.

O ve Ben kitabı ile Son Devrin Din Mazlumları kitabında da şunu açıklığa kavuşturur. Diyor ki:

“Hakiki mürşidin, şeyhin anahtarın kumdaki izi kadar netlikte size şablonunu veriyorum. Hakikisi şöyle şöyle olur”, diye anlatıyor. “Bunu söyleyenin onlardan olması gerekmez. Ben onlardan olduğum iddiasından münezzehim. O zaman sahtelerini teşhis ve hakikisini nasıl tasdik edebiliyorum? Mihenk taşı var. Mihenk taşı ile altının sahtesi ile hakikisi ayırt edilir. Ama mihenk taşı kendisi altın değildir, onun kendisinin altın olma iddiası yoktur, ama ne altın ne altın değil onu bize söyler. İşte benim söylemem de böyle...”

Üstadın kendi ifadesi ile buz dağını uflaya uflaya eriyen küfrü toslamasında oluşan çamur deryasında ortalığı kaplayan sahte din tacirlerini ve halleri manzarasını sahte şeyh panayırı olarak nitelemiştir adı geçen eserde; diğer yazı, kitap ve şiirlerinde... Döneminde Necip Fazıl bir dâvânın ismi olmuştur. Ve o gün bugündür kendisini mukaddesatçı olarak addedenler, bulundukları ortamda, yazılarında, kitaplarında, konferans ve sohbetlerinde yetişmelerinde Büyük Doğu’nun tesiri ve hakkının büyük olduğunu ifade etmektedirler. Adına düzenlenen ödül törenlerinde söylenenler bunu ispat etmektedir. “Anamı sorarsan Büyük Doğu”, diyen şairler şiirinde bunu ifade etmişlerdir.

Mesele ve gaye elbette şahıs değil, şahısta tecelli eden dâvâdır. Gaye dâvâ! “Sağ elime güneşi, sol elime ayı verseniz dâvâmdan dönmem” buyuran Önderimiz Peygamberimiz...

Şahısları Allah bereketlenme vesilemiz kılmış. Başta Allah'ın Sevgilisi Müjdecimiz, Kurtarıcımız, Efendimiz hem gaye ve hem bereketlenme vesilemizdir.  Sonra bereketlenme vesilelerimiz olarak muazzez sahabeler, tabiîn, onların tabileri, müçtehidler, mutasavvuflar, mürşitler, salihler ve şehitlerdir... Hepsi bizim için geldi, yaşadı, haberi bize ulaştırdılar. Onlara nasıl dua edelim, teşekkür edelim bilemem. Haklarını ödemekten aciziz. Ecirlerini Allah verir, biz de versin diye dua ediyoruz.

İşte bu büyüklerden Hoca Ali Ramitenî, ki Silsilei Aliyye, Altun Halka büyüğüdür, şöyle buyuruyor:

“Bir yol vardır ki, ruhu doğru edicidir: Kalbini Allah'a vermişlerin gönlüne girmek. Zira onların kalbi Allah'ın nazargâhıdır." Allah’ın nazarının değdiğini de ateşin yakmayacağı müjdesi bize ulaştı.

Ve Üstâd hitabelerinde şöyle bildiyor bize: “Allah, Resûl, Sahabe, müçtehit, mürşit, Üstâd, halis ve temiz hoca... Bunların her biri bir üstüne nispetle yoktur, fena bulur. Kendini yok sayar. Fakat her biri varlık âleminde birer vardır. Bu idrak içinde bize en yakın uçta bulunan halis ve temiz hocaya bağlanmak direk Allah'a bağlanmaktır.” Ne mutlu böyle bir hocası olanlara... Bu izaha ne ekleyebiliriz? Her şey içinde... Bize bu devirde olmak yolunda bir tek muhabbet ve azimle çalışmak kalmış.

Şöyle: Muhabbet vasıtasız erdirir buyurmuş Muhiddinî Arabi hazretleri... Üstâd da hocamız Ali Erdal'a, “onları sevenleri, sevenleri sevmek yetişir”. demiş.

Buraya uygun düşen, Abdülha- kîm Arvasî Efendi hazretlerinin dilinden düşürmediğini duyduğumuz (Kelebek Muhip) duası ile bitiriyorum. (Allahüm merzukna hubbeke ve hubbe men yuhibbüke ve hubbe amelin yükarribuna ileyh.)

Allahım bizi muhabbetinle, Sevdiklerinin muhabbetiyle ve sana yaklaştıran amelin muhabbetiyle rızıklandır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Seni bilsinler... - Sayı 120
Üstad Necip Fazıl etrafın... - Sayı 120
Birinin yerini doldurmak... - Sayı 120
Batı muradına erebildi mi... - Sayı 119
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592153
 Bugün : 2694
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630949
 Bugün : 596
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim