Ey Sevgili! Ahmet Demir Sayı:
76 - Nisan / Haziran 2013
Bu kaçıncı gecedir, yokluk penceresinden
Bir dilenci misali, varlığına bakışım
Bu kaçıncı haykırış, bir meczubun sesinden
Adını mısra yapıp, ağıt diye yakışım
Mehtabın parıltısı, vazoda solan zambak
Hepsi bu, boş odamın, tesellisi ruhuma
Gözümde bir hayali konuk ederken sokak
Sürüklenirim kahrın, kazdığı uçuruma
Yarım kalmış şiirler, nokta konmamış manzum
Dizginsiz rüzgârların ıslığıdır türküler
Duvara imzasını atarken şamdanda mum
Aynada dönmüş yüzün usulca bana güler
Gölgem üstünde gölge bakışların kara tül
Gökyüzünde kızıl tan, yerde düş kırıkları
Ey toprağında yetim, dikeni bol kara gül
Masum kılar mı zaman kalpte ayrılıkları
Saatler kanat vurur, uçar dönmemek üzre
Yıldızlar karanlığın bohçasından dökülür
Kulak veririm o an güne hasret kadere
Fısıldar sonsuzluktan 'insan bir kere ölür’
Kalbimin mahzenine hapsediyorum artık
Senli benli ne varsa şu kan kusan şafakta
Elimde son sigara dudaklarımda ıslık
Bir yer var yürüyorum görünenden uzakta
|