|
Korkaklar Ekrem Yılmaz Sayı:
126 -
 Dünyada savaşlar var. Öyle zannediyoruz. Birilerini savaşırken görünce onlar, o gördüklerimiz savaşıyor zannediyoruz. Acaba öyle mi? Nasıl yani demeyin. “Ortada görünenler savaşmıyor mu, oyun mu seyrediyoruz, tiyatro mu?” diyeceksiniz. Evet, tam da bu: Oyun ve tiyatrodan farksız izlediğimiz komedi… Zira arasında mesele olan, asıl husumetliler o savaşanlar değil. Onlar sadece vekil, birinin paralı askeri, satın aldığı aparatı… Kendileri kendi adına savaş yürütmüyor, sadece kendilerine verilen emri yerine getiriyorlar. Bunlara da vekil güç deniyor, gördüğümüz, sahnede olan oyuna, pardon savaşa da vekâlet savaşı deniyor. Savaştıranı, perdenin arkasındaki yazarı, çizeri, senaristi görmüyoruz. Lâkin kim olduğunu dünya da biliyor, biz de biliyoruz. Sonra o kendini göstermeyenlerin hazırladığı haberleri seyrediyor ve dinliyoruz. Ya bu kadar saf (salak) mı dünya, bütün insanlık? Hayır! Amma bile bile lâdesi arta kalanlar oynuyor işte… Buna gönüllüyüz, tüm dünya kamuoyu olarak. Elden bir şey gelmiyor. Ortada aparatların hepsi de piyon. Jön ve figüranları ile hepsi sahte, hepsi piyon. Sahte kahraman diye bir kavram var literatürümüzde Tanzimat’tan beri, işte bunların da başındakinden en küçük emir alanına kadar hepsi piyon, hepsi satın alınmış hain: Kimisi devlet başkanı konumunda olsalar bile... Kimi bir başkan, kimi bir başbakan, kimi bir örgüt lideri olabilir, öyle gözükebilir. Aslında sadece söyleneni dinliyor ve sadece emredileni yapıyorlardır. Baştan ayağa hepsi piyon: Oyunda ne şah var, ne vezir; ne fil var, ne de at… Bütün taşlar piyon ve insanlık olarak biz de izliyoruz. Senaryo görünmeyenlere ait. Ölen de öldüren de buna razı ve satın alınmış sadık(!)lar zümresi… Adam ölüyor, öldürüyor şakası yok bunun ama bir davanın sahibi değiller. Ve sadakatsizlik ederse anında infaz edileceğini veya Guantanamo’larda yargısız şekilde mükâfatlandırılacaklarını biliyorlar. Evet, bunlar da bile bile lâdesi oynuyor.
Bütün güçlü devletlerin istihbarat örgütleri dünya ile insanlık ile bu şekilde oyun oynuyor. Hepsinin parası, ordusu, teknolojisi, süper hatta hiper silahları ve savunma sistemleri var. Buna rağmen bunlar kendileri birbiri veya seçtikleri düşmanları ile savaşmıyorlar. Kim bu senaryo yazarları? Bu küresel güç olarak nitelenen, dünyaya biz nizam veririz iddiasındaki devletler: Başta ABD, Rusya, Çin ve birkaç AB ülkesi… Başka vekil güç kullanan ülke yok mu? Elbette var, her ne kadar küresel güç olmasa da vekillerini savaştıran ülkeler de var. Meselâ İran gibi… Hizbullah ve Haştişabi gibi isimlerle anılan uyduları var. Bu küresel güçler ne yapıyor? Kime ne ile yaklaşıyor:
Amerika gidişatından memnun olmadığı ülkelerde darbeler yaptırıyor, o ülkelerin kendi istihbarat örgütlerini bile kendi ofisi gibi kullanabiliyor. Düne kadar, 20 yıl öncesine kadar Türk istihbaratını kullandığı ve hatta maaşlarının bile CIA tarafından ödendiği sır değil artık. Her iki cepheden bu dile getirilip teyit ediliyor. Fetö gibi bir ihanet şebekesine darbe yaptırmaya cüret edebiliyor. Ayrıca PKK veya PYD gibi örgütleri besleyip, istediği yerde kullanıyor ve savaştırıyor. Düne kadar ülke içinde Türkiye’ye neler yaşattı ve ne canlara mâl oldu saldırıları... 5-10 yıldır ülke dışında tarafımızdan inlerinde vurulmaya başlanınca bugünlere geldik ve pkk pes ettim derken, Pyd’si hâlâ nazlanıyor. Çünkü nazını çekeni var, ipleri elinde olan böyle istiyor ve arpasını ve silah-mühimmatını hâlâ veriyor. İçeride vazgeçtim diyen PKK’nın, mkk kılığında çıkıp çıkmayacağı ise henüz muamma… Biz şimdilik çıkmayacağından emin değiliz ve bu şüphe ile yaklaşmamızın haklı gerekçeleri var. Doğru olanın da bu olduğuna inanıyoruz. ABD’nin başka vekil güçleri var mı diye soracak olsak: Elbette, var tabi, deriz. Ortadoğu’da El Kaide ve Deaş gibi örgütlerle beraber, İsrail, Ukrayna, benim sayemde tahtlarınızda oturuyorsunuz dediği Arap sözde liderleri var. Bunlar savaşıyorsa Amerika adına savaşıyor ve birer vekildirler, yani piyon. İsrail’in konumunun farklı olduğunu söylediğinizi duyar gibiyim. Evet, haklısınız, lobileri ABD’de güçlü olabilir ve Siyonizm gibi bir ortaklığın içinde ABD onun uşağıdır diyebilirsek de bu Yahudi terör devletinin ABD’nin vekil gücü olmadığını göstermez, çünkü Yahudi devleti Amerika’nın dur dediği yerde durmak zorundadır ve bu vekil güç olmayı gerektirir. Yürüttüğü savaşlar da vekâlet savaşı oluyor.
Rusya, Sovyetler zamanında tüm demirperde ülkelerini kullandığı gibi, Ortadoğu’da İran, Irak ve Suriye’yi aynı şekilde bir vekil güç olarak kullandı. Düne kadar Esad’lı Suriye’yi nasıl kullandığı herkesçe malum… Rusya adına savaşan Wagner paralı asker gurubu ve Libya’da vekâlet savaşı yürüten Hafter, ülkenin gerçek sahiplerine kan kusturmak isteyen piyonlar…
Çin’in boş duracağını mı zannettik? Ya Fransa, Almanya ve en başta da İngiltere?.. İngiltere’den başlayacak olursak, o zamanında Amerika’yı bile bir vekil güç olarak kullanmış bir küresel güç odağıdır. Amerika’yı, İsrail Devleti’ni ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduran bir ülkedir. Ortadoğu’da Suud’undan, Şerif Hüseyin’e, Irak’ından Suriye’sine müdahil olmadığı ülke, savaştırmadığı vekil yok. Türkiye’den vekâletine sadık kalacağına söz aldı; hilâfeti kaldıracağı, alfabeyi değiştireceği ve bunun gibi kendini inkârı gerektiren sözde devrimleri o günkü başımızdakilerin yapacağına ikna olduğu için bir kurşun atmadan Türkiye’den ayrıldı ve buna rağmen başka bir vekil güç Yunan ile bizi dövüştürdü. Kronoloji sıralayıp tarih dersi değil muradımız, ancak kimler vekil ve kimler nasıl ne kadar kullanıldı bunları hatırlatıp bugünümüze bakıp, yarınımızda nelere hazır olmalıyız’ın cevabını arıyoruz.
Çin, Afrika kıtasında birçok faaliyetin içinde… Birçok liman veya ülke satın alıyor. Ha keza Fransa ne kadar halklar tarafından Afrika’da istenmese ve kovulsa da kukla yöneticiler ve vekâlet savaşı yürüten örgütleri ile hegemonyasından vaz geçmek istemiyor.
Almanya ve Fransa, ABD’nin yanında bizi yola getirmek ve parçalamak üzere kurulan PKK’yı ve Fetöyü beraber sahiplendiler, korudular ve kolladılar. Kısaca sahnedeki vekâlet savaşını yürütenlerin arkasındaki güçler ile savaşan bir ülkedir, Türkiye... Yani biz Yunanla savaşırken, Medine’de, Kudüs’te yerli halklar ile savaşıyor görünürken, son yıllara kadar asala veya pkk eşkıya sürüsü ile savaşırken asıl düşmanımız onlar değildi. Onların arkasındakiler ile savaştık hep ve bizi alt edemediler. KORKAKLAR vekâlet savaşı yürütür. Kim mi? Haçlı seferlerinde zamanında bizimle açıkça savaşmış olan devletler. Bugün tarihteki bu listede bulunmayıp da onlara eklenen ABD var. Yani bize topyekûn Batı saldırıyor ve biz bütün Batı ile savaşıyoruz. Bize karşı bazen bir devlet ve bazen de örgütler vasıtası ile saldırıyorlar. Amma… Her şeyin farkındayız, “devlet aklı” bazen es geçebilir, fakat “millet aklı”, yani icması her şeyin farkındadır. Şunu da biliyoruz ki maşalar bitmez, biri biterse yerine yenisi bulunur. Eşkiyanın adı değişir, pkk bitti derler, mkk türeyiverir. Ne olacak o zaman? Güçlü olacağız, kuyruklarını kısanların korkak sahiplerinin korkaklıklarını yüzüne vuracağız. Ne ile? Bölgesel güç merkezi olmaktan çıkıp küresel güç olduğumuzu göstererek, ispat ederek. Bu nasıl olur? Allahu âlem, terör devleti israil ile bizi savaştırdıkları gün bu olur. Bunu isteyenler var ve o gün Büyük Türkiye’nin doğum müjdesidir.
TÜRK BEKLENENDİR diyenleri herhalde hayal kırıklığına uğratmayacağız ve yalancı çıkarılmayacaklardır. Korkaklar bunu biliyor da biz buna hazır mıyız? İşte bütün mesele!
|