Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3076 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Olaylara bakış
Av. Kadir Bayrak

  Sayı: 77 - Temmuz / Eylül 2013

Geçtiğimiz Haziran ayına, siyasî literatürümüze “Gezi Parkı olayları” adıyla geçecek hadiseler damgasını vurdu. Halk hareketi olarak lanse edilmeye çalışılan olaylar, dünyaya yön veren başkentlerde ve onların medyasında geniş yer buldu.

Bu satırlarda dergimizin yayın periyoduna uygun olarak hadiselerin muhasebesini yaparken elimizden geldiğince söylenmeyeni söylemek, düşünülmeyeni düşündürmek gayreti içinde olduk. Bu kez böyle bir gayret içinde olmayacağımızı işin başında belirtelim. Meydana gelen hadiselerin öyle sıradan bir protesto olmadığı kanaatindeyiz. Gayesinin, öne çıkan bazı icraatları bahane ederek seçilmiş hükümeti dolayısıyla millî iradeyi yıkmak olduğuna inandığımız isyan hareketinin içerden ve dışarıdan ciddî anlamda desteklendiğine de kanîyiz. Bu sebeple tarihe ve milletimize olan sorumluluğumuzu yerine getirmek adına bugüne kadar söylenen ve yazılanları tekrar etmekten de endişe etmiyoruz. Eğer söylenen ve yazılanlar “hak”sa değil bir binlerce kez tekrarın bile anlam kazanacağına inanıyoruz.

2013 YILININ MAYIS AYINDA NELER OLMUŞTU…

İstanbul'a yapılması planlanan 3. havaalanının ihalesi gerçekleşti. 46 milyar dolarlık dev yatırım, çok değil 10 yıl önce hayal ufkumuzda bile yer alamazdı. Tamamlandığında yolcu kapasitesi bakımından dünyanın en büyük havaalanı olacak yatırım, başta Almanya olmak üzere havacılık sektöründe lider pek çok ülkeyi ürkütüyor. Zira projenin tamamlanması halinde artık onların gördüğü fonksiyonu İstanbul görmeye başlayacak.

Japonya ile 22 milyar dolarlık nükleer enerji santrali kurulması için adımlar atıldı. Enerjiye hükmetme bugünün ve geleceğin dünyasında devletlerin öncelikli hedefi haline geldi. Gelişmiş ülkelerin tamamının sahip olduğu bu santrallerin kurulması halinde petrol ve doğalgaz yoksunu Türkiye, bu kalemlerdeki ithalat bağımlılığından kurtulmuş olacak. Bu rakamın yıllık yaklaşık 7 milyar dolar olduğu dikkate alındığında bugünün ve yarının muhasebesi daha iyi yapılabilir. Ayrıca bu teknolojiye sahip olmanın bizi yükselteceği ilmî seviye de çabası…

Dünyanın en geniş ve üzerinde raylı sistem bulunan en uzun köprüsü olmaya namzet Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün temelleri atıldı. 2015 yılında bitirilmesi planlanan köprü İstanbul trafiğine rahatlık getirecek.

İMF'ye olan son taksit ödendi.

Mayıs ayı içinde çözüm süreci kapsamında alınan kötü bir haber yoktu, ekonomik göstergeler üst seviyedeydi.

PEKİ NE OLDU?..

Daha sonra atılacak (tweet)lerle meselenin ağaç olmadığı ortaya çıksa da işin başında bir parkın yayalara açılması kapsamında yerinden sökülen iki ağaç bahane edilerek başlayan gösteriler, polisin normal sınırları aşan tepkisiyle alevlenerek büyüdü. Sosyal medyanın da devreye girmesiyle isyan hüviyetine bürünen hareket kısa sürede organize oldu ve hedefini genelde seçilmiş hükümete, özelde de başbakana çevirdi. Aynı anda harekete geçen topluluklar İstanbul'da Başbakanlık çalışma ofisine, Ankara Kızılay'da Başbakanlık resmî konutuna, Keçiören'de başbakanın evine yöneldiler.

Günlerce devam eden gösterilerde özel şahıslara ve kamuya ait pek çok araç yakıldı, kullanılamaz hale geldi. Gösterilerin devam ettiği yerlerde bankalara, kamu binalarına, özel mülke zarar verildi, esnaf iş yapamaz hale geldi.

Bütün bu olup bitenler, belli çevrelerce içerde ve dışarıda “baskıcı hükümetin” yanlış icraatlarına karşı çıkan çiçek çocukların haklı (!) tepkisi olarak lanse edildi, hükümet ve polis acımasızca eleştirildi. İnsanları hükümete karşı harekete geçirmek için özellikle sosyal medya aracılığıyla her türlü hukuk dışı yollara başvuruldu. Yalan olduğu sonradan anlaşılan onlarca haber paylaşıldı. İnsanlar isyana teşvik edildi. Millet iradesiyle tecelli eden hükümeti ve onun başbakanını yıkmak, devleti aciz hale getirmek için önceden plânlanmış farklı eylemler icra edildi.

AKILDA KALAN SORULAR

·         Çevre hassasiyeti ve ağaç duyarlılığıyla başlayan hareketlerin nasıl olup da çok kısa bir sürede üzerinde millet iradesinin tecelli ettiği bütün kavram ve kurumları yıkmak gayretine dönüştüğü...

·         İstanbul'da başlayan olayların bir anda ülkenin tamamına nasıl yayıldığı, 1 Haziran günü aynı anda 46 ilde iktidar partisinin teşkilât binalarına yapılan saldırıların kendiliğinden mi geliştiği...

·         Yakmanın, yıkmanın, kamuya ve şahıslara ait mallara zarar vermenin nasıl izah edileceği...

·         Beyaz Saray'ın olayları dakika dakika takip edip, neredeyse saat başı eylemciler lehine açıklama yapma gayretkeşliğinin sebebi...

·         G-8 toplantıları sebebiyle Londra'da meydana gelen olaylarda 146 kişinin gözaltına alınmasında haber değeri görmeyen ve bir satırlık haber yapmaya bile tenezzül etmeyen İngiliz basının Taksim'i mercek altına almasındaki gayreti...

·         Avrupa Birliği'nin üyelik talebimizi değerlendirirken 50 yılı aşkın süreyi makul görürken, olaylar sebebiyle aleyhinde rapor hazırlanıp ve açıklama yapılacak ülke Türkiye olunca nasıl da hızlı çalışabildiği...

·         Suriye'deki, Myanmar'daki katliamlara kör CNN, BBC gibi önemli medya kuruluşlarının nasıl olup da olaylarla eşzamanlı canlı yayına geçebildikleri...

·         Adı geçen medya kuruluşlarının kendi ülkelerinde meydana gelen olayları bile niye bu denli ciddi takip etmedikleri, gezi olaylarına ekranlarında bu kadar uzun süre niye yer verdikleri...

·         Hadiselerin başlamasından günler önce canlı yayın araçları kiralayıp kiralamadıkları...

·         Taksim'e toplanan kalabalıklara kimlerin lojistik destek sağladığı, yeme içme barınma ihtiyaçlarını kimlerin karşıladığı...

·         Durarak, soyunarak, küçümseyerek ve zekâ ürünü olarak gördükleri mizah yoluyla hükümeti devirmeye teşebbüs edenlerin aslında zekâya dayalı orijinal bir şey üretip üretemedikleri...

·         İcra edilen bütün eylem türlerinin daha önce yazılmış bir kitaptan aşırma olup olmadığı...

·         Eylemleri Sırp kökenli yasa dışı bir örgütün yönlendirip yönlendirmediği...

·         Ezcümle Türkiye'nin uluslar arası bir komployla karşı karşıya olup olmadığı ve kimlerin bu komploda yer aldığı…

BAĞCIYI DÖVMEK…

İsyancılar “Mesele Gezi Parkı olayı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı?”  (tweet)iyle hedeflerini ortaya koydular. “Tüm Türkiye'yi direniş sahası haline getireceklerini” deklâre eden anlayışın üzüm yemek gayretinde olmadığı ilk anda anlaşıldı. İsyancıların, işi bir oldubittiye getirip daha isyanın ilk saatlerinde millet iradesinin tecelli ettiği kurumları işgal edip kullanılamaz hale getirmek ve bu yoldan iktidarı ele geçirmeyi plânladıklarını bugün anlıyoruz. Allah fırsat vermedi. Resmin tamamını ve arka plânını gören basiretli devlet adamları, özellikle başbakanın dik duruşu ve 1960 gece baskınının, 1980 ihtilâlinin ve 28 Şubat'ın acı tecrübesine sahip milletimizin feraseti, basireti sayesinde bu badire şimdilik atlatıldı. Demokratik yollardan, sandıktan ümidi kesilen seçkinler, elitler bu işin arkasını bırakmayacak muhakkak. Suriye'de insanlık dramına sessiz kalarak ve kıllarını bile kıpırdatmayarak bizi yalnız bırakanların, Taksim'in acısını Tahrir'den çıkaranların, Türkiye'de beceremediklerini Brezilya'da özellikle Mısır'da icra edenlerin oyunlarına karşı hazırlıklı olmak zorundayız.

MISIR'IN 28 ŞUBAT'I BAŞLADI…

Süveyş Kanalı, İstanbul Boğazı… Kahire, İstanbul… Mısır, Türkiye… Ortadoğu denilince akla ilk anda geliverecek iki ülke. İlk sırada Mısır akla geldiğiyse ikincisi muhakkak Türkiye… İlki Türkiye ise ikincisi muhakkak Mısır… Bu coğrafyada köklü bir tarihe, yerleşmiş devlet tecrübesine, büyük nüfus ve güç potansiyeline sahip birbirinin izdüşümü iki kardeş ülke… Ortak kaderimiz İngiliz eliyle koparıldı beri firavun zulmü altında inleyen, yakın zamanda Arap kıyamıyla ayağa kalkan, olması gereken yöne, kader birliğimize doğru hamle yapan Mısır, yine kimlerin kimlerin eliyle bir belirsizliğe itildi. Ordunun darbe yapmak için bütün şartları hazırladığı Mısır'da yaşananları nedense hiç garipsemedik. Bir yerlerden tanıdık gelen bu kirli senaryonun kirli çamaşırları şimdi bir bir ortaya dökülüyor. Var olduğu halde piyasaya sürülmediği için meydana gelen benzin kuyruklarında halkın haklı öfkesini Mursî'ye yöneltenler, ancak haklı bir dava uğruna doldurulacağına inandığımız Tahrir Meydanı'na bu kez para karşılığı yığınları doldurmayı ihmal etmediler. Sokaklara dökülen gençlerin emekli subaylarla dirsek temasında olduğu, atılacak slogandan yapılacak eylemlere kadar her şeyin ayrıntısıyla bu toplantılarda kararlaştırıldığı şimdilik meydan yerine dökülenler… Sağlam İslâm inancı ve hassasiyetine sahip asil Mısır halkının doldurduğu Adiviyye Meydanı'ndan göklere yükselen, zulmün ve haksızlığın sona ermesini dileyen yakıcı dualarına, reddedilmeyeceğine inandığımız mübarek Ramazan ayında gönül dolusu âmin diyoruz.

BİZDEN HABERLER…

Prof. Dr. Mesut Başak Ağabeyimizin daveti üzerine ilkini İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz Kardelen yazarları toplantımızın ikincisini Ankara'nın Bağlum kasabasında yaptık.

Dergimizin yayın periyodu sebebiyle ilk toplantıdan da bahsetmek mümkün olamamıştı. Bu vesileyle her iki toplantımız hakkında bilgi vermeyi uygun gördük.

27 Nisan 2013 Cumartesi günü İstanbul'da Mesut Ağabeyin Erenköy'deki muayenehanesinde yazarlarımızdan Sinan Ayhan, site editörümüz Yavuz Sert, kapak tasarımcımız Emre Kaymaz, derginin editörü Av. Kadir Bayrak, Bahadır Kaya ve dergimizin sahibi Ali Erdal bir araya geldiler. Gün içinde yapılan müzakerelerin ardından, toplantıya Mesut Ağabey'in Şile'deki evinde devam edildi. Ali Erdal Hocamızın yazdığı kitabın istişaresinin yapıldığı bu ilk toplantıda kitaba konulacak isim de tespit edilmiş oldu. Eyüp Sultan'da kılınan sabah namazı, ardından yapılan kabir ziyaretleri ve Mesut Ağabeyimizin ikramı kahvaltıyla sona eren ilk toplantımızda ikinci toplantının tarihi ve yeri de kararlaştırıldı.

7 Temmuz 2013 Pazar günü Ankara'nın Bağlum kasabasında yapılan ikinci toplantımıza ilkine katılanların dışında yazarlarımızdan Av. Mustafa Büyükgüner ile Ankara'da ikamet eden Ahmet Değirmenci de iştirak ettiler.  Yazarımız Av. Özgür Alkan Alkış, yurt dışında olması sebebiyle toplantıda bulunamadı.İstanbul'dan ve Bilecik'ten hareket eden gönüldaşlar öğle namazı öncesi bir araya geldiler. İkindi vaktine kadar devam eden toplantıda, başta Gezi Parkı olayları, Mısır'daki darbe gibi güncel konular ele alınırken, elinizdeki sayının kapak tasarımı da bu toplantıda şekillendi. Bir forum sitesi mahiyetindeki İstişare Meclisimizin daha işlek hale getirilmesi için fikirlerin konuşulduğu toplantıda söz alan Prof. Dr. Mesut Başak Ağabeyimizin yakın zamanda işi sebebiyle ziyaret ettiği Kosova'ya dair izlenim ve tespitleri ile yine yakın zamanda gittiği Umre hatıraları dikkatle dinlendi.

Bir sonrakinin de tarihinin ve yerinin tespit edildiği toplantılarımız hakkında ilerleyen sayılarımızda bilgi vermeye devam edeceğiz.

BÜYÜK DOĞU DERSLERİ – 3

Ali Erdal Hocamızın Millî Türk Talebi Birliği'nin Bilecik'teki merkezindeki konuşmalarının üçüncüsünü, son sayfalarımızda yayınlıyoruz. Dikkate değer bulacağınızı ümit ediyoruz…


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Cennetmekân Hemşehrimiz I... - Sayı 91
Türk milleti... - Sayı 90
Müslüman, müslümanın kurd... - Sayı 89
Şeyh'im Edebâli... - Sayı 84
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Sonsuz karanlıklarıma gömülüşümü anlamayıp bilmeden kendi karanlıklarına denk sayanlar tarihin karanlığında boğulmaya mahkûmdurlar.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14591524
 Bugün : 2065
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630781
 Bugün : 428
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim