Sultanım Ahmet Değirmenci Sayı:
83 - Ocak / Mart 2015
Pervane olsun, dünya, Sana dönsün Sultanım!
On sekiz bin âlemde teksin, ‘Can’sın SULTANIM!
Nakış nakış işlenip, gökyüzüne yazılan
Adını söylemezse, dilim yansın SULTANIM!
Anneciğinin gülü, düşlerinde Sonsuz Nur…
Rüyasında Dedenin, Dal-Budak Salmış Çınar,
Yıldız yıldız semada parlayan Kutlu Haber,
Güvercinler Müjdenle yere insin SULTANIM!
Nehirleri coşturan, gölleri kurak eden,
Medayin’de yıkılmaz burçları toprak eden,
Nur üstüne nur olup karanlık gecelerden,
“Âleme rahmet diye doğan ‘Gün’sün” SULTANIM!
Şavkın vurur âleme, gün ışığı yayılır.
Sanemler düşer yere, cahiliye boğulur.
Duman duman savrulur, karanlıklar dağılır;
Çöllerin ortasından söken ‘Tan’sın SULTANIM!
Diken değse ümmetin tenine Sen kanarsın.
Kimi hafakan sarsa, yüreğine konarsın;
Sicim sicim semadan Rahmet olup inersin;
Yaralı gönüllere şifa ‘Sen’sin SULTANIM!
Aşka gelip âşıklar, seni sorar kullara.
Seni söylesin diye, yalvarır bülbüllere.
Burcu burcu dağılır yürüdüğün yollara,
Cennet Bahçesinde Gül kokan ‘Ten’sin SULTANIM!
Hasretin düşse gönle, kokunu taşır yeller.
Kavrulup hasretinden, Adını söyler diller.
Bölük bölük toplaşıp, Sana getirir yollar;
Sonsuzluğun sonuna giden ‘Yön’sün SULTANIM!
|