Doğan dünya ve biz Necip Fazıl Kısakürek Sayı:
90 - Ekim / Aral?k 2016
BİR DÜNYA DOĞUYOR, YEPYENİ BİR DÜNYA. Kat kat sis arkasında, yarı belirsiz bir dünya… (…)
Batı çevresinde doğan bu dünyada, arayanlar, saf halde ne komünizma ve sosyalizmayı yerinde bulacaklar; ne faşizma ve nazizmayı hortlamaya namzet görecekler; ne de liberalizma ve kapitalizmada bir temellilik kaydedebilecekler… Bu dünya bir “YENİ”ye muhtaçtır. (…)
Girift ifadeleri çözmeye çalışarak belirtelim ki, yenidünyada sâf (doktrin)ler zaviyesinden komünizma dönek, nazizma müflis; demokrasya ise, yeni zaman ve mekânın fatihi olmak, kendinden ve düşmanlarından aldığı derslerle nefsini gençleştirmek hamlesinin âcizi… (…)
Dünya bir iman ve nizam kaybetmiştir ve yeni zaman ve mekân şartları içinde bunlara muhtaçtır. (…)
Bu dünya, şu ânda, yanlış olanlarla doğru olamayanlar arasındaki kavgada, bir ân için yanlışın tasfiyesi, fakat doğrunun tesviye edilemeyişi buhranını yaşamakta; ve ister bugüne kadar gelmiş içtimaî mezhepler arası, ister hepsinin dışında ve üstünde mücerret bir vâhid olarak kendisine yeni bir terkip ve nizam getirecek haberciyi bekliyor.
Doğan dünyayı, şimdiden, ruhçu, ahlâkçı, milliyetçi, cemiyetçi, şahsiyetçi, keyfiyetçi, nizamcı, müdahaleci, sermaye ve mülkiyette tedbirci gibi ana fârikalar altında, mücerret insan hürriyetine saygı mefkûresi altında toplanmaya namzet sayabiliriz.
Bir dünya doğuyor ve bu dünyanın doğuşunda hissedar olmayan milletlere artık içtimâî mânâda ölüm ve yokluk düşüyor. Öyle bir dünya doğuyor ki, niçin yaşadıklarını ve ürediklerini izah edemeyen milletlere, yarın, üstünde süründükleri stepleri sulamak vazifesini verecektir.
Böyle bir dünyanın doğmak üzere olduğunu; ve bütün medeniyet dünyası bütün dâva ve aks-i dâvaları içinde son tekevvün buhranlarını çekerken, bizim biricik kurtarıcı, sistemi kendi öz cebimizde kaybettiğimizi bilelim; ve Garp döne dolaşa, bizim kaybettiklerimize gelmeden, biz, dönüp dolaşmaksızın onu KENDİMİZDE ARAYALIM! (…)
|