Vicdan Murat Yaramaz Sayı:
97 -
İnsanlık târihinin ilk mahkemesi...
En âdil,
En kesin,
En güçlü...
Mevki, makam, soy, sop, mal, mülk gözetmeksizin, herkese doğduğu gün eşit ölçüde verilen muazzam kudret. Sesini duyduğumuzda; kaçacak hiçbir yer bulamadığımız, yalnızca boyun eğip, buyruğunu beklediğimiz hükümdar. Gece uyutmayan sıcak, gündüz unutmayan hâfıza, iyiye ve güzele vesile olmak için verilen rıza...
İhtiyaç hâlinde; hemen orda, sol göğsünün altında, yanlışa yöneldiğin zaman ellerine kelepçe, ayağına pranga. Tetikteki parmağa inen felç, korkuyu ortadan kaldıran adrenalin. Kutsal bir mûcize; gerçekleşmesi gibi yıllardır kurduğun hayâlin.
Vicdânının peşine düştüysen tüm samimiyetinle, kim var, kim yok diye bakmazsın arkana. Ne birinin hakkına tecâvüz edersin, ne elin bulanır kana. Belki vurulursun, büyük ihtimaldir ki düşersin ama yine de doğrulursun ve yoluna devâm edersin. Yeter ki karanfili tokatlamasın su, arsız bir çete gibi dar sokaklara kurulmasın pusu. Yaşamayı hayâta dönüştüren ilâhî bir dokunuş değer tine, yeter ki kimyasal bir iftira temas etmesin etine.
Dedim ya; insanlık târihinin ilk mahkemesi... İnsanlık târifinin ilk kelimesi...
Büyütebildiğin kadar büyüt, uyabildiğin kadar uy. Karar vermeden onu dinle, her şeyden önce onu duy. Sonra seyret o ihtişâmı etrâfına yayılan, seyret yıkılırken asırlar dolusu iftira, yalan...
|