Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1963 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Bilgelik çağına doğru
Özgür Alkan Alkış

  Sayı: 98 -

İlkel çağ-Tarım ÇağıSanayi Çağı- Enformasyon Çağı-Bilgi Çağı:

İnsanlığın üretim biçimlerine göre, avcı toplayıcı toplum, tarım toplumu, sanayi toplumu, enformasyon toplumu gibi evrelerden geçtiği varsayılıyor. Oysa bilgi çağı olarak tercüme edilen kavram Batıda daha doğru olarak enformasyon çağı olarak adlandırılıyor. Mesele, enformasyon çağından bilgi çağına nasıl geçeceğimizdir.

İlkel toplumda, insan tabiatın verdiğiyle veya ondan doğrudan elde ettiğiyle yetinirken, tarım toplumunda ekip-biçerek daha çok üretmeyi bunu depolamayı şehirleşmeyi ve şehirli bir yönetim biçimi kurarak devletleşmeyi başarmıştır. Göçebe toplum yapısında da tarım toplumunun bir türevi olarak aslında hayvancılığa bağlı bir yaşama döngüsü üzerine kuruludur.

Tarımsal üretimin ana girdisi toprak, hayvancılık ve kol emeği olmuştur. Sanayi toplumu döneminde, toprağın yerini sermaye malları yani makinalar ikame etmiştir. Mekanik düşünce ve bu teknolojinin ürünü olan makinalar sanayi toplumunun temel belirleyici unsuru olmuştur. Sanayi toplumunda zenginlik ve refah artışının kaynağı sermaye malları olmuştur.

Değindiğim gibi, bilgi çağı (age of information) esasında Batıda bilgi teknolojileri yerine kavramın doğru çevirisiyle“enformasyon çağı” kavramı kullanılmaktadır. Enformasyon ise bir “haber”dir. Haber ise ne sübjektif ne de objektif bir değer yargısı içermez. Enformasyonu bilgiye dönüştüren ise yetişmiş insan kalitesi ve onun yüklendiği ahlâkî seviyedir. Enformasyon çağını bilgi çağına ve sonra bilgelik çağına dönüştürmek ana hedef olmalıdır. Ülkemizin ve dünyanın bilgi veya bilgelik çağında olduğunu iddia etmek çok safça bir iddia olacaktır.

 Enformasyon çağı, servet yaratmada (enformasyondan/haberden bilgiye dönüşerek ) bilginin öne geçtiği dönemi tanımlamak için kullanıldığında anlam kazanan bir kavramdır. Batılı düşünürlerin aceleci iddiasına göre : “maddi sermayenin yerini zihinsel sermaye almıştır. Zihinsel sermayenin belli bir yere sınırlanmayan yapısı, bütün yönetim ve toplum ilişkilerini değiştirmiştir.” Oysa enformasyonun bilgiye ve bilgeliğe dönüşüp dönüşmediği ana kriter olmalı ve hüküm buna göre verilmelidir.

Enformasyon toplumunun araçlarından biri olarak İnternet ise yukarıda da değindiğim gibi esasında herhangi bir değer yargısı veya ahlâk içermeyen haberler toplamıdır. Bu enformasyonun bilgiye dönüşmesi sayesindedir ki üretim biçimlerini, sermaye ve kol emeğini zihinsel emekle değiştiren bir çağın unsuru olmuştur.

Başka bir anlatımla; özü itibarıyle bir enformasyon ağı ve bir araç olan internet üzerine var olan enformasyonu “bilgi”ye dönüştürmek “bilgelik” gerektiren ve nihaî hedefi de bilgelik olması gereken bir çabadır. 

Diğer Araçlar:

Enerji :

İnternet bu yeni bilgi çağının ve bilgelik çağının bir aracı ve bazen de unsuru ise bundan da önemli araç ve unsurları görmezden gelmek bizleri tümüyle bir yanılgıya sürükleyecektir.

Pek çok savaşın sebebi dünya ekonomisinin ve tüm dünya milletlerinin ana mücadele ekseni, enerji olduğuna göre, enerji alanında da bir dönüşüm bu yeni çağın ana unsuru olmak gerekir.

Sanayi toplumlarında Batı enerji ihtiyacını karbon temelli yakıtlardan elde etti. Önce kömür akabinde petrol ve türevlerinin elde edildiği tüm coğrafyalarda savaş, kıyım ve kaos olması bu mücadele sebebiyleydi. Bunu ikame etmek için de nükleer enerjiyi kendi tekeline aldı. Batılı ülkeler dışında nükleer enerji üretimine erişimi olan ülke olmaması da Batı hegemonyasını besleyen ana temeldi.

Bilgi çağında bu düzen sürdürülemez. Bilgi çağına ulaşıldığında Enerjinin adil üretimi, adil paylaşılması tüm çatışmaları da anlamsızlaştıracağından gerçek mânâda dünyanın ihtiyacı “enerji adaleti”dir.

Sanayi toplumu döneminde petro karbon bağımlısı enerji, geç sanayi toplumu döneminde de nükleer enerjiyle beslendi. Ancak bu artık böyle olmak zorunda değil. Bu durumu değiştirecek yeni bilgi teknolojileri yenilenebilir enerji ve nihayetinde nükleer füzyondur. Nükleer füzyon nükleer enerjinin tersidir. Atomun parçalanması değil, güneşte milyarlarca yıldır olduğu gibi hidrojen atomunun helyum atomuna dönüştürülerek, çevreyi kirletmeyen temiz ve neredeyse sonsuz bir enerji kaynağıdır. ABD’nin MIT üniversitesinde 2018 Mart ayında yapılan şu duyurudan da anlaşılacağı gibi 15 yıl içerisinde ticari ve çalışabilir bir reaktör üretme hedefine yaklaşmış bulunmaktadır. (http://news.mit.edu/2018/mit-newly-formed-company-launch-novel-approach-fusion-power-0309) Bilgi toplumu seviyesine ulaşmış ülkelerde de çok benzer çalışmalar yapılmakta ve umut verici sonuçlar duyurulmaktadır.

Sonsuz ve temiz enerjiye ulaşıldığında bunun,  dünya devletleri, ekonomisi, toplumları üzerinde nasıl etkisi olacağı, orta doğudaki savaşlardan tutun, Arap coğrafyasındaki ABD tarafından desteklenen diktatörlüklere ve hepsinden önemlisi yeni bir çağa vücut verecek üretim biçimlerine nasıl devrim niteliğinde dönüşüme yol açacağını bilmem izaha gerek var mıdır?

Bu dönüşüm gerçekleştiğinde yani bu bilginin nasıl kullanılacağını ve paylaşılacağını ve dolayısıyla enerjinin adil paylaşımıyla dünya barışını ve refahını sağlamak için ana unsur yine “bilgelik” olacaktır. 

Yapay Zekâ - Robotik

Yapay zekâdan kasıt kendi kendine öğrenme ve karar verme yeteneği olan makinelerdir. Yapay zekâ teknolojileri, savunma sanayinden sağlık ve tıp, üretim yöntemlerinden tüketim biçimlerine kadar insan hayatını kolaylaştıran dönüştüren bir araç olacaktır. Şu anda bile kullandığımız pek çok, bilgisayar, telefon, otomobil, makine ve araç yapay zekânın nimetlerinden faydalanmaktadır.  İnsanlığın önündeki en büyük fırsat ve en büyük tehdidin yine yapay zekâ olduğunu söylemek ve ayrı bir yazı konusunu hak eden bu konuda bu kadarıyla yetinmek yerinde olacaktır. 

Kuantum bilgisayar – Bilgi teknolojileri

Verileri kuantum mekaniğine göre işleyen ve ileten bilgisayarlara kuantum bilgisayarı adı verilir.

Bir kuantum bilgisayar ile normal bir bilgisayarı ayıran en önemli fark bilgi işleme şeklidir. Transistörler ve silikon yongalar kullanan klasik bilgisayarlarda, bilgiyi işlemek için ikili kod kullanılır. Bitin iki temel durumu olduğunu biliyoruz – sıfır ve bir. Bir bit sadece bu durumlardan birinde olabilir. Bir kuantum bilgisayar gelince, olay süperpozisyon ilkesine dayanır ve bit yerine kubit olarak adlandırılan kuantum bitleri kullanılır. Bilim adamlarına göre, kuantum bilgisayarlar mevcut bilgisayarlardan milyonlarca kat daha güçlü olacak.

Kuantum bilgisayarlar, tüm bilgi işleme kapasitemizi değiştirecek. Kriptografik araçlar ve şifreleme algoritmaları yetersiz kalacak, daha önce binlerce yıl sürecek hesaplamalar dakikalar içerisinde yapılabilecek. 

Bilgelik Çağı

Yukarıda andığım 3 temel dönüşüm insanlığın binlerce yıldır yaşadığı dönüşümlerin en keskini olacak. Daha öncekileri ıskaladık. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişi ıskaladık. Bilgi toplumuna geçişi de eğitime yatırım yaparak ıskalamayalım. Bilgi toplumuna geçiş bu saydığım üç ana araç üzerine oturacak ve tarihin akışını tümden değiştirecek. Bunun için de buna uygun insan kaynağına yatırım yapmalı ve eğitim sistemimizi tümden değiştirmeliyiz. Önceki dönüşümlerde mazeretlerimiz vardı ancak bunu yapmamak için mazeretimiz ancak aymazlık olabilir çünkü bu dönüşümler için gereken kaynaklar elde edilecek faydayla kıyaslandığında çok küçük seviyededir.

Bilgi toplumuna geçiş eğer özünde bilgelikten beslenme bilgeliğe ulaşma amacını içermiyorsa, ahlâkî temeli yoksa öncekiler gibi hem kendi toplumumuz hem de dünya için yıkıcı ve hatta yok edici olacaktır. Bilgi çağı değil “Bilgelik çağı” ana hedef olmalıdır.


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : Sinan AYHAN    13.11.2018
Yorum : Sevgili Özgür, meselenin can alıcı yerini gösteren, esaslı bir yazı olmuş, Allah razı olsun; eşya ve hadiselere hükmetme, onu zapt ve rapt altına alıp o bilgiyi, "kuant"ı hakikat planına getirme işi, "bilgelik çağını" hedefleyen bir görgü, terbiye ve dahi "eğ"tim ve "öğre"tim... Bu yazının daha çok işlenir tarafı var, bu pencereden başka sayılarda da dünyanın gidişatı, birikimi tartılmalı, ellerine sağlık...





 
Kardelen nasıl doğdu?... - Sayı 100
Bilgelik çağına doğru... - Sayı 98
Medeniyetler Bul(a)?masy-... - Sayı 43
(Quo vadis) DÜNYA NEREYE?... - Sayı 40
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


Devekuşunun kafasını kuma gömmesi misali kafasını toprağa gömen Avrupa bilmez mi ki, nefesi kesilince kafasını (soktuğu yerden) çıkarmak zorunda kalacak ve pişman olacaktır(pişmanlık duyacaktır).
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1992
Ana baş tacı olmalıdır
Dervişan bohçası III
Annelerin zaferi
Hayatın merkezi anneler
İddiamıza arşivimiz delildir


Ali Erdal - Annelerin zaferi
Ali Erdal - Yolculuk
Ali Erdal - Kardelen’in 35. topl...
Kadir Bayrak - Anneme...
Bedran Yoldaş - Kelimelerin dansı aş...
Ekrem Yılmaz - Ana güç
Ekrem Yılmaz - Esip geçen ömürmüş
Ekrem Yılmaz - Aşk ile
Dergi Editörü - İddiamıza arşivimiz ...
Site Editörü - Hayatın merkezi anne...
Necip Fazıl - Şiirlerim ve şairliğ...
Necdet Uçak - Deme
Necdet Uçak - İster ağla istersen ...
Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Mustafa Büyükgüner - Gazzeye ağıt
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Analar baş tacımızdı...
M. Nihat Malkoç - En sıcak sözcüktür a...
Hızır İrfan Önder - Bir anne arıyorum ac...
Ayhan Aslan - Toprak
Ayhan Aslan - Vuslat
Olgun Albayrak - Aşkın tarihi
Mehmet Balcı - Trabzon’dan üç portr...
Mehmet Balcı - Bizdedir
Mehmet Balcı - Ağıt
Hasan Tülüceoğlu - Göbeklitepe’de Hz. İ...
Ahmet Çelebi - Efendim
Kubilay Ertekin - Putlar ve putperestl...
Halis Arlıoğlu - Şaşırmadık
Murat Yaramaz - Anne duası
Gözlemci - Hadiselere bakış
Muammer Zeki Aygur - Hani nerede
İsmail Güçtaş - Demokrasi
İsmail Güçtaş - Örümcek ağı
Cemal Karsavan - Mutluluğumsun her za...
Heybet Akdoğan - Bu kaybedişler bizi ...
Ayşe Yaz - Sivil itaatsizlik
Servane DAĞTUMAS - Modern Azerbaycan ed...
Yaşar Akyay - Ana baş tacı olmalıd...
İbrahim Durmaz - Annem
İbrahim Durmaz - Anne
Turgut Yörükoğlu - Dervişan bohçası III
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15718153
 Bugün : 1283
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 656214
 Bugün : 127
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 1079
 124. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim