Filistinlileri topraklarından eden Büyük Felâket 15 Mayıs NEKBE (NAKBA) Erkan Karakaya Sayı:
101 -
Yeryüzünde çok eski tarihlerden beridir medeniyetlerin ve dinlerin merkezi olan Filistin Osmanlı İmparatorluğunun parçalanmasıyla yaklaşık 400 yıllık huzur ve sükûnetinden yoksun kalmış ve yaklaşık 100 yıldır gerek uluslar arası hukuk gerekse insanlık anlamında illegal şekilde işgal altında olan Ecdad yadigârı kadim ve mazlum bir toprak.
İsrail devletinin ilân edildiği 14 Mayıs 1948 gününün ertesi, Filistinliler için Nekbe, yani 15 Mayıs Felâket Günü olarak anılıyor.
Günümüzden 71 yıl önce 600 civarında Filistinli, DeyrYassin’de Siyonist teröristlerin saldırısına uğradı. 100’den fazla Filistinli din kardeşimiz hayatını kaybetti.
Katliam binlerce Filistinlinin benzer bir katliama uğrama korkusuyla topraklarını terk etmesine sebep oldu.
Filistinlilerin topraklarına el konuldu ve 14 Mayıs 1948'de İsrail devleti kuruldu. Siyonistler 750.000’den fazla Filistinliyi yerinden, yurdundan, topraklarından etti.
Filistin halkı, üzerinden 71 yıl geçse de o kara günü hiç unutmadı.
İsrail'in kuruluş tarihinin ertesi günü 15 Mayıs’ı NEKBE, yani Büyük Felâket olarak kabul ediyor.
O tarihten sonra Yahudi çeteleri Filistinlileri sistematik göçe zorladı.
Milyonlarca Filistinli mülteci durumuna düştü. 12 milyon 700 bin Filistinlinin 8 milyon 260 bini dünyanın çeşitli yerlerinde mülteci olarak yaşamakta. Günümüzde yaklaşık 5 milyon 400 bin Filistinli mülteci Birleşmiş Milletler'den mülteci kaydı ile yardım alıyor. 1 milyondan fazla Filistinli hâlâ kayıt dışı olarak göründüğü için yardım alamıyor.
Filistinlilerin "Nekbe" ismini verdiği 15 Mayıs, Filistin ve İsrail toplumlarının zihninde taban tabana zıt şekilde algılanıyor.
İsrailliler için "bir devletin kuruluş" günü olan 14 Mayıs, Filistinliler için ise nüfuslarının yüzde 67'sine tekabül eden 957 bin kişinin vatanlarından zorla çıkarılması ve kültürel, sosyal dokunun yok edilmesiyle başlayan ve günümüze kadar devam eden felâketler silsilesinin başlangıcı anlamına geliyor.
O tarihten bu yana nüfus artışıyla birlikte Filistinli mültecilerin sayısı dünya genelinde 6 milyon 20 bine ulaştı. Bunların yaklaşık 5,3 milyonu Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı'na (UNRWA) kayıtlı durumda. Kendi memleketlerinde mülteci durumuna düşmüş haldeler. Filistinlilerin durumunu Merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya Türküsü şiirinde de görebiliriz. “…Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!”…
İsrail güçleri Nekbe'de Filistinlilere ait 675 köy ve kasabayı yok etti ve binlerce Filistinliyi öldürdü. Birçok tarihi Filistin şehri de Yahudileştirildi.
Bu süreçte Negev bölgesinde yaşayan Bedevi kabileler yerlerinden edildi. Ayrıca yerleşim bölgelerinin isimleri değiştirilerek kültürel kimlik de hedef alındı.
İsrail 14 Mayıs 1948'de bağımsızlığını ilân etti. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu çoğunluğu Arapların oluşturduğu 13 ülke BM'in Filistin konusundaki çözüm plânına karşı olsa da, BM Genel Kurulunda yapılan oylamada 33 “evet” oyu alan İsrail, İngiltere'den bağımsızlığını ilân etti.
İsrail'in bağımsızlık ilânının ardından 1948 Arap-İsrail savaşı patlak verdi. Bu süre içinde yüzlerce Filistinli katledildi, bugün Yafa, Hayfa ve diğer İsrail kentleri o tarihlerde Filistin toprağıydı. Yüzbinlerce Filistinli evlerinden edildi, bu toprakları terk etmek zorunda kaldı.
Evlerinden kovulan Filistinliler bugün Suriye, Lübnan ve Ürdün'deki mülteci kamplarında yaşam mücadelesi veriyor.
İşte Filistinliler İsrail Devletinin kuruluşunu temsilen 14 Mayıs'ın bir gün sonrasını yani 15 Mayıs'ı felâket günü ilân etti. İlk felâket günü 1998 yılında anıldı. 1998'den bugüne İsrail kentlerinde, Kudüs'te, Batı Şeria'da, Gazze Şeridinde, Lübnan'da, Suriye'de ve Ürdün'deki mülteci kamplarındaki yaklaşık 12 milyon Filistinli, 14 Mayıs 1948 sürecinde yaşanan trajediyi Felâket Günü etkinlikleriyle anıyor, gösteriler ve mitingler düzenliyor.
Filistinliler, o gösterilerde genellikle ellerinde anahtar veya anahtar çizili pankartlar taşıyor. Anahtarın anlamı “1948'de evimizi terk ettik ama anahtarlar hâlâ bizde, yarın evlerimize geri döneceğiz ve bu anahtarlarla kapımızı açacağız.” demektir, diyebilmektir.
1948'deki savaşın ardından 1949'da ateşkes yapıldı. Ateşkesin ardından evlerini terk eden Filistinliler geri dönmek istedi. Ancak İsrail, onların evlerini ya yerle bir etti ya da o evlere Yahudileri yerleştirdi. Böylece Filistinlilerin geri dönüşlerini engelledi. Bugün yaklaşık 6 milyon Filistinli, Ürdün, Suriye ve Lübnan'daki mülteci kamplarında yaşam savaşı veriyor ve evlerine geri dönecekleri günün hayalini kuruyor.
Merhum Başbakan Necmettin Erbakan Hoca’mın da dediği gibi; “Birgün mesele Suriye olursa; bilin ki mesele TÜRKİYE’dir…” Çünkü mesele önce Filistin topraklarında birkaç küçük kara parçası, akabinde İran-Irak, devamında Mezopotamya - Ortadoğu ve günümüzde de Suriye oldu.
Rabbim’in, İsrail zulmünün sona erdirip; Filistinli kardeşlerimizin tekrar yuvalarına dönmelerini nasip etmesi niyaz ve duasıyla…
|