Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     1159 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Türk birliği üzerine fikirler
Kadir Bayrak

  Sayı: 107 -

Üniversite hayatım, 1994-1998 yılları arasında Ankara’da geçti. 4 yıl boyunca devlet yurdunda, Cebeci Erkek Öğrenci Yurdunda kaldım. Orta Asya’dan gelen pek çok Türk öğrenciyi bu vesileyle tanıma imkânım oldu. Doğru veya yanlış, hem fert plânında hem de meydana getirdikleri topluluklar hakkında bir kanaat sahibi oldum.

Azerbaycan Türk’ü Vugar, oda arkadaşımızdı. Ankara’nın soğuğunda rahatsızlanınca, Vugar, bugün alternatif tıp denilen kimyasal ilâç harici yöntemlerle tedavi tavsiyesinde bulunur, hattâ bizzat tedaviyi uygulardı. Şimdi nerededir, ne yapar, bilmiyorum ama Allah razı olsun iyi insandı. Bir hafta sonu, Ankara Hukuk’u beraber kazandığımız Bilecik’ten ortaokul ve lise arkadaşım Timuçin, ben ve Vugar sinemaya gitmeye karar vermiştik. İki alternatifimiz vardı, Tom Hanks’in  “Forrest Gump” filmi ile Jean Claude Van Damme’nin “Timecop” filmi. O zaman Google yok ki fikir sahibi olasınız, Vugar, Tom Hansk’in filmi için “bir delinin hikâyesi”ymiş, ne işimiz olur, diğerine gidelim deyince biz de ona uyup vurdulu kırdılı diğer filme gitmiştik. Şu an o filmden ufak bir sahne bile hafızamda değil ama Forrest Gump’u geçen zaman içinde belki on defa seyredip, her birinden ayrı keyif aldım. Eminim Vugar da bugün benim gibi düşünüyordur. Basit bir hatırayı anlatmak değil meselem, Azerbaycan Türk’ü Vugar ile aynı duyguların insanıydık, buna vurgu yapmak istiyorum. Yurdumuz, o tarihlerde pek çok devlet yurdu gibi Ülkücü kardeşlerin hâkimiyetindeydi. Reis yardımcısı, ikinci reis Azerbaycan Türk’üydü, 20 küsur yıl öncesinden bahsediyorum, bu kadar bir ve beraberdik dikkatinizi çekerim. Azerbaycan devleti, liyakat esaslı sınavlar yapıp bu gençleri gönderiyordu, hepsi okullarında başarılı öğrencilerdi.

Onlarla birlikteliğimiz çok uzun sürmedi. Çeçenistan’ın içinde özerk bir bölge varmış, İnguşetya. Şu an Çeçenistan’dan ayrı bağımsız bir cumhuriyet galiba. İşte oradan öğrenciler gelmiş Ankara’ya. Zaman içinde aynı kıza âşık olan bir Azerbaycan Türk’ü ile bir İnguş kavga etmişler, bu kavga iki topluluk arasında o kadar büyümüş ki Ankara’daki bütün Azerbaycan Türklerini bir yurda, İnguşları da bizim yurda göndermek zorunda kaldı devlet, maalesef. Aman Allahım. Rusların nasıl bir asimilasyon yaptığını, kaslı bedenlerinden sağlık fışkıran ama düşünce, fikir yönünden kıt bu çocuklarda acı bir şekilde tecrübe ettik. 6 ay dayanabildiler, biz de öyle. Her biri başta küçük mafyacılık olmak üzere türlü suçlara bulaşıp Türkiye’yi terk etmek zorunda kaldılar. Onlardan yana, yurdu terk ederken ettikleri kıvrak danstan başka hiçbir hatıra kalmadı.

Türkmenistan’dan gelen öğrenciler vardı. Bizimle hiçbir irtibatları olmaz, mescidin kapısının önünden bile geçmezlerdi. Türk millî futbol takımının ve kulüp takımlarının Avrupa’da yeni yeni başarı kazandığı yıllar. Bu çocuklar, Rus takımlarıyla yaptığımız maçlarda için için Rusları desteklerdi, her hallerinden belli olur ama dayak korkusuyla bunu açığa vuramazlardı.

Afganistandaki Özbek Türklerinin lideri Raşit Dostum’un bir yakınının araya girmesiyle Türkiye’ye gelen Muhammed ağabeyimiz vardı bir de. Oda arkadaşımız. O zamanlar en az 35-40 yaşlarında, evli barklı bir adam. Doktor olmak niyetiyle Ankara’ya gelmiş, sağlıkla ilgili bir meslek yüksekokuluna zorla yerleştirilmiş, kaldığı uzun yıllara rağmen Türkçeyi tam olarak öğrenememiş bu sebeple bir türlü mezun olamayan ağabeyimizdi. Biz mezun olduğumuzda o hâlâ beyaz önlük giyme hayalleri kuruyordu. Ama halis Müslüman, iyi insandı. Farklı odalarda kalan az sayıda Özbek Türk’ünü de öyle bildik.

Türk birliği üzerine okumalar yapmış, akademik seviyede fikir yürütebilecek bir kardeşiniz değilim. İleri süreceğim fikirler aciz şahsımı bağlar, benden önce bu fikirler mutlaka ilmî mânâda ele alınmış, üzerinde çalışılmış, bir plâna projeye bağlanmıştır. Buna rağmen affınıza sığınarak öğrencilik yıllarımdan edindiğim sınırlı kanaatle şunları söylemeden edemiyorum;

Türk birliğinin lokomotifinin Türkiye ve Azerbaycan Türkleri, devletleri olması uygun olur, eğitim, kültür, ekonomik vb seviyeleri bunu gerektirir, hattâ Allah Resulü’nün (sav) bir yolculuğa çıkarken aranızdan birini reis seçin emri gereği, uzun bir yolculuk olacak birlikteliğin reisinin Türkiye olması gerekir. Tarih, bize bu mesuliyeti yüklüyor.

Bu birliğin siyasî, harsî, ekonomik, eğitim, dil, din pek çok yönü var. Bütün bu meseleleri ana başlık, alt başlıklar halinde tespit edecek, görev taksimi yapacak bir büyük üniversiteye ihtiyaç var... Bu üniversite Söğüt’te mi, Ahlât’ta mı, Çanakkale’de mi olur bilemem. Ama sadece Türk birliği üzerine çalışan, birliğin ajandasını yazacak, üst kimliğini meydana getirecek bir büyük üniversite kurulmalı... Daha sonra bu üniversitenin şubesi mahiyetinde diğer Türk devletlerinde kurulacak diğer üniversiteler… Kıbrıs’ta imkân olsa sahabe mezarlarının yanı başında, Buhara’da, Semerkand’da, Kırım’da, Kerkük’te oraların manevî iklimine uygun isimlerle kurulacak üniversiteler…

Önceki acı tecrübeden ders çıkarmak kaydıyla tamamen devletlerin kontrolü altında, ortak kültüre hizmet edecek, başarılı öğrencilerin eğitim göreceği çok sayıda yatılı ilköğretim ve lise seviyesinde okullar açılabilse. Enderûn tecrübesine sahip bir millet için eğitimi bu şekilde plânlamak zor olmasa gerek…

TRT belgesel, program bazında güzel işler yapıyor. İtiraf edeyim bizim evde bu programların çok azı ilgi görüyor. Programların kötülüğünden değil nefsin daha alt seviyede işlere ilgi göstermesinden. Bir zamanlar “Yabancı Damat” isimli Yunan bir delikanlıyla Türk kızının evliliğini konu edinen bir dizi çekilmiş ve uzun zaman Ege’nin iki yakasından da ilgi görmüştü. Yanlış mı yanlış ama ters tarafından bizim yetkililere fikir veremez mi acaba? Türk dizi sektörünün alıp başını gittiği şu zamanda bütün Türk dünyasının ilgisini, dikkatini çekecek varsın içinde aşk da, vurdu kırdı da olsun bir dizi çekilemez mi…

Elimizdeki cep telefonlarından kolayca girdiğimiz sosyal medya hesaplarının kime ve nereye hizmet ettiğini bilmeyenimiz yok. Bu uygulamaların şöyle bir faydası oldu, nice eski ahbap, dost, akraba bu vesileyle buluştu, yeniden görüşmeye başladılar. Türk dünyasına hitap edecek, ortak kültüre, dile, edebiyata hizmet edecek, tasa ve sevinci ortak hale getirecek bir sosyal medya uygulaması icat edilse.

Spor… Kitlelerin ilgisini çekmede üzerine yok, hele hele futbol. İran’daki bir Türk futbol takımının maçları Türkiye’de ilgiyle takip ediliyor. Bir Türk ligi kurulamaz mı? Çok zor olmasa gerek. Ve sporun diğer dalları bu amaca hizmet edemez mi? Doğu Türkistanlı bir çocuğun sırtında Türk sporcuların isimlerinin yazılı olduğu bir forma olamaz mı?

Dünyanın dört bir köşesinde kurban dağıtımı yapan Türk dernek, vakıf üyesi var. Sadakanın efdali yakın akrabaya verilenidir. Hepsi oturup anlaşsa, 3 sene 5 sene Türk dünyasında hayırlarını yapsalar güzel olmaz mı…

İşimiz zor, çetin, yolumuz uzun. Allah, bu yolda olanlara kolaylıklar versin ve birliğimizi daim eylesin!


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Anneme...... - Sayı 124
Nerelisin... - Sayı 123
Fars irfanı var mıdır?... - Sayı 122
Hesaplaşma zamanı... - Sayı 120
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (125):
Çocuk; insanlık zincirinin ebediyet halkası...

Son Eklenen Yorumlardan
 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun

 Merhaba. Mən n Azərbaycandan yazıçı Gülər Natiq İsaq ✍️ Bu şeiri çox b&#... Guler

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer

 Altıntaş Hanımefendinin Ey Güzel şarkısının akorlarını çıkarmak üzere sözlerini aradım ve ne mutlu b... Zafer


ACIYORUM

Millet, Meclis’i seçiyor...

Meclis, millet namına kanun yapıyor...

Anayasa Mahkemesi de bu kanunları bozabiliyor...

 

Şimdi söyleyin:

Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla mı milletin?

Hâkimiyet kayıtsız şartsız Anayasa Mahkemesi’nin mi?

Hâkimiyet kayıt ve şartla Anayasa Mahkemesi’nin mi?..

(Kardelen; 13; Mart 1997)

 

ACIYORUM

Bir takım kimselerin, yetkilerini aşarak, kanun dışı teşkilâtlar kurduğu ve kanun dışı faaliyetlerde bulunduğu artık kimsenin yok diyemeyeceği bir gerçek halinde ortaya çıktı.

Bunlar, başlangıçta en azından, kanunların kötülerle ve kötülükle mücadelede yetersiz kaldığını düşünüyor.

Böyle örgütlere karşı çıkanlar da, gizli ve kanun dışı teşkilât kurulacağına falan falan kanunlara ve filân filân mekanizmalara dayanarak şöyle şöyle mücadele mümkündür, demiyorlar...

 

Öyleyse...

Ya bu ülkede kanunlar ve işleyen mekanizma yetersizdir... Ya devleti idare edenler...

Bu işin (ya)sı, (ma)sı yok... Hem kanunlar ve işleyen mekanizma, hem idareciler yetersiz...

(Kardelen; 13; Mart 1997)
66
Kudret-i ilahi
Yaşanan pişmanlık
Ürəyimin Əsdiyi
Her şey apaçık
Suriye Türkmenlerinin dilinden
Ana baş tacı olmalıdır
Oğulcan


Ali Erdal - Her şey apaçık
Kadir Bayrak - Nerelisin
Necip Fazıl Kısakürek - Doğuda buhran
Ekrem Yılmaz - Göç mü hicret mi
Ekrem Yılmaz - Zerre
Fatma Pekşen - Mustafa
Dergi Editörü - Hicret şuuru
Site Editörü - Zor sınavımız mültec...
Necdet Uçak - Yüreğim benim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (124) k...
Kardelen Dergisi - Kalem erbabına...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
M. Nihat Malkoç - Gittikçe azalıyoruz
M. Nihat Malkoç - Suriye Türkmenlerini...
Hızır İrfan Önder - İstemem
Berna Pak - Gelecek(siz) çocuk
Ayhan Aslan - Dilenci
Mehmet Balcı - Sevda
Mehmet Balcı - Tükür
Ahmet Çelebi - Kaçıncı bahar
Av. Mustafa Büyükgüner - Heybemden
Halis Arlıoğlu - Gaflet, dalalet ve h...
Murat Yaramaz - Pusula
Murat Yaramaz - Soğuk
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Asırlık mertebe
Suleyman Abdulla - Ürəyimin Ə...
Cemal Karsavan - Hasrete zincir mi da...
Emine Öztürk - Bismillah
Osman Akçay - Gibi
Bekir Oğuzbaşaran - Türküleri seviyorum
Yaşar Akyay - Yaşanan pişmanlık
Yaşar Erim - Firavun düzeni devam...
Cahit Can - Bu insanlar
İbrahim Durmaz - Kar
Sevdagül Aykar Yıldız - Oğulcan
Mehmet Emin Armağan - Kudret-i ilahi
Saltuk Buğra Bıçak - Sarı yapraklar dökül...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15425752
 Bugün : 5284
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 651915
 Bugün : 282
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 97
 123. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 7
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim