Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 32 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     3403 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Nefes Alan Edebiyat
Gilles Deleuze

  Sayı: 60 - Nisan / Haziran 2008

Türkçe Söyleyen: Sinan AYHAN

-İyi kitap, kurduğu dille başka dilde de yaşayabilen kitaptır
                                                                   Marcel PROUST

Yazmak; yaşamın cismidir, yaşayan cismin bilgisi... Yazmak, bir tarzdan öte nefes alan sözdür... 

Yazma eyleminin mesele edindiği asıl keyfiyet, Proust'un da belirttiği gibi, yazarın dil içinde bir dil keşfetmesiyle ilgilidir. Yazar, eninde sonunda o "kurulabilir yeni hal"in içine yeni bir dil yapısı oluşturmak üzere düşecektir. Bu serüven onu, geleneksel çizginin dışına taşıracak, ona belki bir sayıklama biçimi kazandıracaktır. Aynı zamanda yazma eyleminde mesele edilebilecek başka bir şey, görme ve duyma meseleleridir; sonuçta, yeni bir dil çatıldığı vakit; onun sınırlarını tutacak olan şey, ses bilgisinden cümle bilgisine çatallanan "onun dışında olan" duyulara hitap eden haller, "onun değili olanların" iletişim biçimleri olacaktır. 

Sınırlar, konuşma tarzlarının dışında olmayacaktır veya onları dışta tutan bir duruma da sokulmayacaktır; ama görüntü ve duyma gücünü "dil olmayanda" onlar şekillendirecektir, tabi dilin sorgusunu elverdiği ölçüde... Çünkü sözcüklerin diziminde görüntü ve ses anlatımın üzerine geçmiş gibidir... Bu yürüyen, geçip giden, yaşayan sözcüklerin dilidir; bu görülen ve duyulabilen bir sözcük dizimidir, bu görünenin ve işitilenin sözcük dokusunda olmayana renk ve ses verme sorgusudur.

Biri dese ki "buraya bir delik açılsın"; saklanmış olan yerinden çıkar ve dilde oynayan sözcükler olana dair bir görülürlük, işitilirlik biçimi kurar. Bu önceden düşünüp kurduklarına bağlı olarak her yazar için bir ön görücülük, ön işiticilik anlamına gelir, pekâla... Sözcükler sayesinde o bir renk ustası, aynı zamanda iyi bir müzisyen (maestro) olmuştur... (O bir bilgi kurmuştur veya o bir bilgiye kurulmuştur...)        

Bu önsezi ve tasavvur kuvveti, bu şeylere ses verme, onlara nefes verme duygusu sadece özel bir yetenek sayılamaz; bir bakıma bu, tarihteki veya zaman ve mekân içerisindeki birikimli figürlere yeni bir biçim verme, oluşu yeniden keşfetme otoritesidir. Bu zihni açık sayıklayabilenlerin keşfedebilecekleri ve uygulayabilecekleri bir şeydir biraz... Bu sözcük oyunları arasından sıyrılabilen kurulmuş olay düzenleriyle ilgilidir... Bu, dilin sınırlarına doğru bir oluşumdur... Ama bu sayıklamaysa, aynı zamanda bir hastalıktır... Ama bu, sözcüklerin artık engel kabul etmediği; duyulmayanlar, görülmeyenler arasında kendi tarihini, dokusunu, rengini, kokusunu ve şarkısını kurduğu bir hastalıktır...

Edebiyat; o mu; işte ondan başka, dünyada,  nefesinde sağlık ve afiyet olan bir şey de yoktur...


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Nefes Alan Edebiyat... - Blog
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (123):
"Mülteci" meselesine bakış...

Son Eklenen Yorumlardan
 Çok teşekkür ederim Amin hepimize🤲🤲... Ayşenur

 Çok beğendim.Buna benzer yazılar çokça işlenmeli.... mahir

 mükemmel anlatım; af etmiş olsan da gönül kırıklığı çok acı veriyor. buna öneriniz , makaleniz olur ... dr. Elvira

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun

 Ne mutlu takva üzere yaşayabilene...Tebrik ederim, sade, anlaşılır ve sıkılmadan okunacak şekilde ka... Ömer Faruk Erkoyun


Marksizm’in, her şeyin cevabını veremediği, “ilk insanı ve tabiatı kim yarattı” sorusuna “bunu ortaya atmakla tabiatı ve insanı yok farz etmiş oluyorsun. Bundan vazgeçersen, bu soruyu sormaktan da vazgeçersin” demesinden(diye karşılık vermesinden) anlaşılmaktadır. Ancak her şeyin cevabını verebilecek bir kriteryuma sahip olan “benim düzenimi kabul et, kurtulursun!” deme hakkına sahiptir.
Kardelen: Sayı 1, Temmuz 1993
Yalnız ve başıboş değiliz
İranın neye ihtiyacı var?
Tevhid yoksa huzur da yok
Kaleme yemin
Kardelenden Haberler


Ali Erdal - İranın neye ihtiyacı...
Kadir Bayrak - Fars irfanı var mıdı...
Necip Fazıl Kısakürek - Devletleşen şiilik
Ekrem Yılmaz - Bizden gibi görünen
Ekrem Yılmaz - Al beni
Dergi Editörü - Kaleme yemin
Site Editörü - Tevhid yoksa huzur d...
Necdet Uçak - Ömür
Kardelen Dergisi - Kardelenden Haberler
M. Nihat Malkoç - Öz musikimizin piri:...
M. Nihat Malkoç - Filistin için ne yap...
Hızır İrfan Önder - Dermansız dertlere s...
Nihat Kaçoğlu - Serçelerin sesi
Mehmet Balcı - Almanya
Ahmet Çelebi - Bilemem
İktibas - İşte Budur Humeynî D...
Muhsin Hamdi Alkış - Fars palavrası
Kubilay Ertekin - Eşek ve deve
Halis Arlıoğlu - Gülerek günah işleye...
Erdem Özçelik - Geçmişten Geleceğe
Remzi Kokargül - Çoban çeşmesi
Murat Yaramaz - Çapraz sorgu
Gözlemci - Olayların düşündürdü...
Mahmut Topbaşlı - Sırt döndüğüm şiirle...
Mevlüt Yavuz - Umutsuz
Cemal Karsavan - Aşk uyanır sabaha
Bekir Oğuzbaşaran - Âhir zaman ümmetiyiz
Yaşar Akyay - Yalnız ve başıboş de...
Yaşar Akyay - Hayatın Kaynağından ...
Yaşar Erim - Camiler boşaldı
Cahit Can - Türk farkı
İbrahim Durmaz - Yunusca
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 14592188
 Bugün : 2729
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 630961
 Bugün : 607
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 88
 122. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 0
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 5
Son Güncelleme: 13 Eylül 2024
Künye | Abonelik | İletişim