İşsizlik mi, işçisizlik mi? Fatih Öncü Sayı:
71 - Ocak / Mart 2012
Yıllardır tartışılan konulardan biridir işsizlik… Hep bir sorun olarak karşımıza çıkmış, bir türlü çözülememiştir. Halbuki son yıllarda, istihdam artmış, devlet hiç olmadığı kadar hızlı ve sürekli bir büyüme sağlamıştır. Acaba iddia edildiği gibi işsizlik var mıdır?.. Çalışanlar işsizlikten dem vururken, işverenler işçisizlikten dem vurmaktadır.
Geçenlerde Kayseri'de ilginç bir fuar yapıldı. Fuarda, nüfusa oranla işsizliğin en yoğun olduğu ilde, işverenler işçi çekebilmek için, işyerlerini tanıtmayı amaçlamaktaydı. Fuar sonu işverenler, beklenen ilginin olmadığını ve işçi açıklarını tamamlayamadıklarını açıkladılar. Aynı sıkıntı, tüm ülkede kendini yavaş yavaş hissettirmektedir.
Benzer bir fuar, geçtiğimiz Ekim ayında Bilecik'te de yapıldı. Bilecik'te halen birçok işyeri kapasitesini artırmak istemekte, lakin işçi bulamamaktadır. Önümüzdeki günlerde faaliyete geçecek olan fabrikalarla, bu sıkıntı daha da büyüyecektir.
Bunun sebebini araştırdığımızda, iki temel sorunun olduğu görülür. Birincisi doğum oranının azalmasıyla nüfusun yaşlanmaya başlaması, ikincisi başarılı olsun olmasın, herkese üniversite okutulmak istenmesi ve eğitim sürecinin çok uzun sürmesidir.
Bu konuları, hem geçen sayıda, hem de yanda ki yazımızda ayrıntılı olarak incelemiştik. Bu sorunun tali sebepleri de vardır. Bunlar arasında; halkımızın yaşam kalitesinin yükselmesi, devletin sosyal yardımları arttırması, çalışma şartları ve asgari ücret politikası sayılabilir.
Ekonomideki iyileşme, hane halkının alım gücünü arttırmış, sosyal yardımlarla da, birçok ihtiyaç karşılanır olmuştur. Bir de, onca yıl üniversite okuduktan sonra, gençlerin her işte çalışmak istememesi, insanların masa başı, rahat bir iş araması göstermelik bir işsizlik oranı karşımıza çıkarmaktadır. Ülkemizde asıl problem işsizlik değil, iş beğenmemedir.
Bunda elbette insanların haklı olduğu yanlar da vardır. Çalışma şartları ve asgari ücret politikası bunlardan bazılarıdır. Yalnız gerek çalışma şartlarının, gerekse asgarî ücretin iyileştirilmesinde her şey işverenden beklenmemelidir. Serbest piyasa ekonomisinin olduğu ülkemizde işverenlerin rekabet gücünün korunması ve maliyetlerin arttırılmaması gerekmektedir.
Meselâ, asgari ücrette işverenlere yüklenmek yerine sigorta primlerinden çalışanlara aktarmak, çalışma şartlarını iyileştirmek için vergi indirimi getirmek gibi… Zaten 60 yaşında emekli olacak olan vatandaşın, (ülkemizde ortalama yaşam süresi 72) çalışma süresince ödeyeceği primi alma ihtimali yok denecek kadar azdır.
|