Eğitim sistemimiz Fatih Öncü Sayı:
71 - Ocak / Mart 2012
Geçen sayıda, nüfus büyüme hızı kapsamında Avrupa'da, Ortadoğu’da yaşananlara farklı bir yorumda bulunmuştuk. Aynı konuda Türkiye ile alâkalı da bir değerlendirmede bulunmuştuk. Bu yazımızda, Türkiye'deki nüfus artış hızını etkileyen nedenlerden biri olan, eğitim sistemini işlemek istiyorum.
Nüfus artış hızını etkileyen sebeplerden bir tanesi, gençlerin hayata geç atılması demiştik. Bunun da en büyük sebebi, uzun bir eğitim sürecinin olmasıdır. İyi bir gelecek için herkesin üniversite okuması gerektiği kanısı, oy için açılan yeni üniversitelerle, öğrenci kapasitelerinin yakında, liselerden mezun olacakların sayısını geçecek olması, gençlerin hayata geç atılmalarına sebep olmaktadır. Gençlerin, eğitim hayatından sonra iyi bir iş edinip, kendilerini evliliğe hazır hissedene kadar nerdeyse ömrün yarısı olmakta, bu yaştan sonrada ancak bir veya iki çocuk sahibi olabilmekteler. Hayırdır; üniversiteler kapatılsın mı demek istiyorsun, diye sorabilirsiniz…
Türkiye'de eğitim sistemi her dönemde tartışıla gelmiştir. Her yeni gelen iktidar, sistemde bazı yenilikler yapmasına rağmen, yapılan bunca denemeler esaslı bir düzelmeyi sağlamamıştır. Hattâ bu yenilikler, sistemde tehlikeli bir yozlaşma meydana getirmiştir. Eğitimde okulların önemi azalmış, yerini birer para tuzağı haline gelen dershaneler almıştır. İyi bir eğitim sisteminin olduğu ülkede, dershanelere ne ihtiyaç vardır? Hiç düşündünüz mü?..
Son yapılan düzenlemelerle, sınıf geçme derdi kalmayan öğrenciler, tamamıyla sorumsuz yetişmekteler. Acilen eğitim ve öğretim sisteminin kökten yenilenip, daha kısa zamanda daha etkili bir başarının yakalanması gerekmektedir. Sistemin, statik (durağan) konumdan, dinamik (hareketli) bir yapıya dönüştürülmesi ve eğitimin dört duvar arasından çıkarılması gerekmektedir.
İnsan karakterinin % 70-80'inin oluştuğu ilk 8 yaşına kadarki süreçte, çocuklara ahlâk, kültür, çevre ve toplumsal yaşam gibi konular öğretilmelidir. Daha anlaşılır bir izahla, ilköğretim ikinci sınıfın sonuna kadar çocuklara okuma yazma haricinde, kendi kültür ve ahlâk değerleri, çevre bilinci ve toplumsal yaşam kuralları uygulamalı olarak öğretilmelidir. Diğer derslere üçüncü sınıftan itibaren yer verilmelidir. Eğitim sadece matematik, fen, coğrafya ve kuru bir tarihten ibaret değildir. Asıl amacı ahlâklı, kültürlü ve sağlam karakterli bireyler yetiştirmektir. En azından olmalıdır. Ayrıca resim, müzik gibi dersler daha ciddiyetle ele alınmalı, o derslerde geçen zaman, boş zaman olarak görülmemelidir. Çünkü bir toplumun sağlam bir medeniyet inkişaf ettirebilmesi, sanata da yeterince değer vermesiyle olur.
Özellikle dördüncü sınıftan sonra, ders sayısı artırılmalı ve yarım gün olayı kaldırılmalıdır. Altıncı sınıftan itibaren, öğrenciler yeteneklerine göre yönlendirilmeye başlanmalıdır. Okumaya yeterince kabiliyeti olmayan öğrenciler, sekizinci sınıftan sonra, günümüzde çıraklık eğitimi gerektiren iş dallarında, yine çıraklık eğitim merkezlerinin nezaretinde, çalışmaya başlamalıdır. Teknik ve meslekî eğitime yönelenler, yerine göre bir veya iki sene daha okuyup hayata atılmalıdır. Okul hayatında başarılı olup, ilerleme istidadında olan öğrenciler, istidadına göre üniversitelere geçmeliler. Üniversitelerdeki eğitim sistemi de çok daha hareketli olmalıdır. Kitabî bilgiyle sınırlı kalınan dersler, uygulamalı hale gelmelidir. Hattâ temel dersler haricindeki dersler, yerine göre staj veya iş hayatına atılarak öğretilmelidir.
Eğitimde okulun etkisinin artması ile öğrencilerin tüm tatillerini ve velilerin parasını çalan dershanelere, hayatımızda yer olmayacaktır. Tüm bu eğitim sürecinde, öğrenciler 20'li sayılardaki sınıflarda ders yapmalıdır. Okul ve öğretmen açığını, işlevi biten liseler ve dershanelerden açığa çıkan hocalardan fazlasıyla karşılamak mümkün olacaktır.
Daha etkin ve hızlı bir eğitimden sonra hayata erken atılacak olan gençler, bu sayede daha erken evlenme imkânı bulacaktır. Bu da nüfus artışını olumlu yönde etkileyecektir. Hattâ sadece bununla da kalmayacak, son yıllarda genç nüfusun azalmasıyla meydana gelen işçi açığını kapatmada iki yönlü büyük etkisi olacaktır.
|