Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 35 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     90 kez okundu.     1 yorum bırakıldı.     Yazara Mesaj

Malatya suskun, durgun ve yorgun
Remzi Kokargül

  Sayı: 126 -

Malatya sokaklarında dolaşırken, hangi evin yüzüne baksam, hiç birinin ağzını bıçak açmıyor… Suskun, durgun ve yorgunlar.

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem, sadece Kahramanmaraş’ı değil; on bir ili etkilemişti. Evler yıkılmış, iş yerleri zarar görmüş, altyapı hizmetleri kullanılamaz hâle gelmişti. Resmî rakamlara göre 53.537 kişi hayattan koparken, 107.213 kişi yaralanmış; geride kalan binlerce, milyonlarca insan ise sevdiklerini, ailelerini, komşularını kaybetmenin acısını derinden yaşamışlardı. Niyetim, yaşamış olduğumuz tarifi imkânsız acıyı hatırlatmak değil. Belki yaşamış olduğumuz acıdan kalan ve ondan kaynaklanan bir başlık bu…

İki yılı aşkın bir zaman geçti halen her yerde enkaz, her yerde inşaat bütün hızıyla sürüyor. Şehirdeki bu şantiye tablosu öyle gösteriyor ki; daha uzun bir süre devam edecek. Kepçeler şehrin altını üstüne getirirken, kamyonlar da sürekli hafriyat taşıyor. Kamyonlar hafriyatı götürürken cadde ve sokaklara da döke döke taşıyorlar. Her yer toz. Tozdan göz gözü görmüyor. Uzaktan şehre baktığımda şehrin üstü tozdan bir sis kaplamış gibi görünüyor.

Yol boyu evlerin, ağaçların, dükkânların üstlerini toz kaplamış. Ne yazık ki bu tozu orada oturan veya yolu oradan geçen insanlar yutuyorlar. Bu da hastalık ve nefes darlığına yol açıyor.

Günün hangi saati olursa olsun, hızlı giden arabaların rüzgârı, yerdeki tozları savururken; dışarıda yürüyen insanlara acıyarak bakarım. Bu yüzden kendi aracımla bu gibi yerlerde yavaş gitmeye gayret ederim.

Devletimiz var gücüyle çalışıyor. İster hükümet yetkilileri, ister yerel yöneticilerimiz ellerinden gelen bütün gayreti gösteriyorlar. Neden bu kadar bu uzadı diye zaman zaman eleştirdiğimiz de oldu. Ancak insaflı olup facianın büyüklüğünü düşündüğümüzde, onlara da hak vermemek mümkün değil.

Toplu konut inşaatları hız kesmeden devam ediyor. Şehrin doğusundan batısına kadar, özellikle güneye baktığımda; uçlarını göğe salmış, modern ve mutlu yaşamak arzusundaki konutlar sahiplerini bekliyorlar. Kendimi bildim bileli apartman ve özellikle site tarzı toplu konutları hiç sevmedim. Bana göre bu tür yapılar insanın doğasına ters. Kaldı ki bilimsel araştırmalar her canlı gibi insanın da tabiatla iç içe olması gerektiğini söylüyor.

Araştırma hastanesinde genel cerrah olan profesör dostum anlatıyor. Üniversite yönetimi kendi personeli için çevre yolunun altında boş bir sahada 100 metrekarelik hobi bahçeleri yaptı. Personele kira karşılığı verilen bu küçük bahçelerde boş yer kalmadı. Herkes bu yüz metrekarelik minik bahçelerde neler ekmediler ki. Gidip orada kahvaltı yapanlar, sedir bostan ekenler, minyatür ağaç dikenler; bunların budamasıyla, sulamasıyla uğraşanlar ailecek mutlu olurlardı. Benim de orada minik bir bahçem var. Her fırsatta oraya gideriz. Zamanımız müsaitse sabahtan gider, akşam geç saatlere kadar orada iyi vakit geçirirdik. Ben en ağır ameliyatlara girmeden önce, o bahçede bir gün önceden gider, toprakla ve bitkilerle bir süre uğraşır orada kazandığım pozitif enerji ile ertesi günkü ameliyata girerdim. Bunun çok faydasını gördüm. Demişti.

Doğru söze ne denebilir ki. Günümüzde dijital teknolojinin esiri olmuş yavrularımızı doğayla tanıştırmak lazım. Zira çocuklar ne bir makine parçası, ne de elektronik eşya. Onlar doğanın bir parçasıdır. Doğayla iç içe yaşamalıdırlar.

Ah! Ne olaydı bizim de büyük bir bahçesi olan bir evimiz, içinde havuzu, salıncağı olsun. Küçük bir kuzum, bir de horozum, yağmur kokusu dolsun odama, hafif hafif esen rüzgârın sesi uğuldasın penceremde, ağaçların yaprakları nazlı nazlı hışırdasın.

İşte bu özlemle doğa ve Anadolu konulu bir kitap bile yazdım. “Ver… Elini Mavi Dağları Yurdumun” kitabını okudukça Anadolu kırlarına, dağlarına veya köylerine gidiyorum. Bazen tepede yalnız bir ağacın mis gibi meyvesini yiyorum. Bozkırda bir köyde misafir olur, ocakta pişen aşı yer, sonrada damda yatarken, yıldızların gülücüklerini seyreder gibi olurum.

Depremle yerle bir olmuş bir şehirde, kış gelmeden çadırlardan, konteyner kentlerden kurtulup blok bir konuta kavuşma realitesi dururken, ben de nelerden bahsediyorum.

 


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Ekleyen : yusuf     13.11.2025
Yorum : Deprem kuşağında yer alan ülkemizde: çok katlı yapılar yerine, tek katlı bahçeli evlerde yaşamak aslında herkesin arzusu. umarım bu arzumuz birgün gerçekleşir. Sayın yazara çok teşekkür ederim.





 
Malatya suskun, durgun ve... - Sayı 126
Çoban çeşmesi... - Sayı 122
Bir Şehrin Gözyaşları... - Sayı 116
Kayısı Çiçeklerinin Düğün... - Sayı 89
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (127):
Sünnete uygun beslenme...

Son Eklenen Yorumlardan
 Peygamberimizi, bizim O na mesafemizi,içinde bulunduğumuz gafletten çözüme giden yolları anlatan "Gü... Ayşe Eroğlu

 ALLAH SELAMET VERSİN HOCAM BU... Behçet Eroglu

 Elinize gönlünüze sağlık. Bâki selâm ve dua ile...... Naci Eroğlu

 Selâm ile...... N. Eroğlu

 Yazınız durumun tespitini yapmış ve doğru tespittir tarihi gerçeklikler ile de uyumludur. Lakin bizd... Hüseyin yaman


Kalem, İlahi Kelam’ın yazılmasına ve yayılmasına, yani insanın iki dünyasının da saadetle olmasına vasıta oluyor.
Kalem, insanın iki dünyasını da mahveden bâtıl fikirlerin yazılmasına ve yayılmasına alet edilebiliyor…
Kalemle kazığın şekil olarak birbirine benzemesini bir inceliğe işaret olarak göremez misiniz?
Kardelen: Sayı 3, Aralık 1993
Büyük camgözlerle yüzen karahindiba
Hakkın hâdimleri ve bâtılın vekâlet sava
Ehl-i gönül
Nesl-i muazzez
Nereye kadar?
Gül kokusu
Meçhule hitap
Gelecek sayı (127) konusu
Korkaklar
Hâramiler


Ali Erdal - Nereye kadar?
Kadir Bayrak - Mukaddes beldelere-2
Ekrem Yılmaz - Korkaklar
Ekrem Yılmaz - Nerdeyiz
Fatma Pekşen - Dağlara çen düşende
Dergi Editörü - Ben kazandım, biz ka...
Site Editörü - Vekâlet savaşları
Necip Fazıl - Yahudi (Terkip ve Te...
Necdet Uçak - Annem var güzel anne...
Necdet Uçak - Bu vatan bizim
Kardelen Dergisi - Gelecek sayı (127) k...
Kardelen Dergisi - Kardelenden haberler
Kardelen Dergisi - Gazze ateşkes görüşm...
M. Nihat Malkoç - Gördüm seni, gördüm ...
M. Nihat Malkoç - Gazze, ümmetin imtih...
Zaimoğlu - Gündüz, geceye muhta...
Zaimoğlu - Sağlam kulp
Halis Arlıoğlu - Hâramiler
Halis Arlıoğlu - Meçhule hitap
Ahmet Değirmenci - Geri verin
Ahmet Değirmenci - Kurban
Ahmet Değirmenci - İki ara bir dere
Büşra Duru - İslâmın meşalesi ile...
Remzi Kokargül - Malatya suskun, durg...
Murat Yaramaz - Şüphe
Murat Yaramaz - Amnezi
Gözlemci - Hadiselere bakış
Mahmut Topbaşlı - Duruldum
Mahmut Topbaşlı - Cemre sancıları
Cahit Ay - Kimdendir
Cahit Ay - Ondördünde
Cahit Ay - Sana geliyor
Rıdvan Yıldız - Kaş ve bulut
Vahid Aslan - Adam olmaq derdi
Vahid Aslan - Günəbaxanlar
Emine Öztürk - Yolun sonu
Osman Akçay - Büyük camgözlerle yü...
Mustafa Makas - Vesâyet savaşları
Yaşar Akyay - Hakkın hâdimleri ve ...
İbrahim Durmaz - Kızılelma
Mehmet Emin Armağan - Nesl-i muazzez
Mehmet Emin Armağan - Ehl-i gönül
Mustafa Kozlu - Mutluluk
Uğur Utkan - Hz. Ebubekir Sıddık
Kemal Çerçibaşı - Bir yıldırım çarptı ...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 16412576
 Bugün : 2130
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 706248
 Bugün : 198
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 895
 126. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 6
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim