Gece ile dertleşme Halis Arlıoğlu Sayı:
86 - Ekim / Aralık 2015
Gece sessiz ve derin; Sonu yoktur kederin.
Bakarsın yıldızlara; Bitmez o sevda-serin.
Dalarsın hüzünlere; Hülyâ serersin yere.
Bir ömür öyle geçer; Boğulur kederlere.
Kâh güler kâh ağlarsın; Gönlü yâre bağlarsın.
Çıkarsın yücelere; Sular gibi çağlarsın.
Bakarsın gelen olmaz; Halini bilen olmaz.
Yıkılır hayallerin; Âşıkın yüzü gülmez.
Yolların uzar gider; Olursun hep derbeder..
Parçalanır yüreğin; Bırakmaz seni keder.
Soran olmaz hâlini; Anlamazlar dilini.
Bakışı melül mahzun; Uzatır hayâlini.
Dönüp-bakarsın ona; Verirsin artık mola.
“Yer bakır gök demir” Gidersin gelmez yola.
Bir incecik kar yağar; Olmaz vefasızdan yâr.
Umutlar artık söner; Belki açılır bahar…
Uzaklardan bakarlar; Yüreğini yakarlar.
Sen ağlayıp inlerken; Göz süzüp kaş çatarlar.
Sayarsın yıldızları; Ağlarsın zârı zârı..
Gecenin sessizliği; Sırların vefadârı..
Bir nedamet ateşi; Yakar seni kavurur.
Tâlihin o rüzgârı; Dağdan dağa savurur.
İki damla gözyaşı; Yıkar rûhunu senin.
Eser o bâdi sabâ; Çarpar bağrına serin.
Şafaklar söker artık; Her taraf aydınlanır.
Kavrulan ruhun senin; Belki artık arınır.
Bir nazlı çiçek gibi; Gelir arzuladığın.
Sarıp sarmalar seni; Uğruna adandığın.
Gecenin saat üçünde; Nice dert var içinde.
Bakarsın ufuklara; Garip bikes biçimde.
Ağlarsın günahına; Dağ, dayanmaz âhına.
Boyun büküp el açar; Sığınır DERGÂHINA.
|