Kardelen'i DergiKapinda.com sitesinden satın alabilirsiniz.        Ali Erdal'ın yeni kitabı TÜRK KİMLİĞİ çıktı        Kardelen Twitter'da...        Kardelen 34 Yaşında!..       
    Yorum Ekle     239 kez okundu.     Henüz yorum bırakılmadı.     Yazara Mesaj

Çoban çeşmesi
Remzi Kokargül

  Sayı: 122 -

Küçük bir çeşmeyim yurdumun

Unutulmuş bir dağında.

Hiç eksilmeyecek suyum

Yıldızların aydınlığında,

Boyuna akar akar… Dururum. (Cahit KÜLEBİ)

 

Kış, dağlarda korkunç rüzgârların yönettiği müthiş senfonilerle geçer.

Göz alabildiğince uzanan kar görüntüsü, dağlara düşsel bir hava verirken, uzaktan karın yarattığı sihirle, sanki sonsuzluğun öteki yüzünü göstermektedir. 

Kar rahmetin beyaz rengidir. Bulutlar önce dağlara getirir karı, yağmuru. Önce dağlara yağar kar. Su onun bağrından süzülerek gelir avuçlarımıza. Bunca yükseklikte suyu nasıl tutmuş ki dağlar; bağrında gözelerle, ince kıvrım kıvrım yollarla çağlayıp gider.

Fırat nehrinin kuzeyinde görmüştüm bulutların dağlarda yürüyüşünü, dağları kapladığını. Dağlar çepeçevre kar altındaydı. Ara sıra kar yığınları çığla birlikte toz duman olup; sis olarak Fırat’ın üzerini örterken, yumuşak bir ışık saçardı.

Uzaklardan bakınca karlı dağlara, daha görkemli olduğunu görürüz. Dağlar tüm soğukluğuyla erişilmez bir ışıkla, soluksuz bırakır insanı. Her çeşit yabani çiçeğin kokusunu, ıtırını, rengini ve çimenlerin yeşil rengini; dağlarda buluruz.

Bozkırın kışı da çetindir. Kış boyu dalga dalga bir beyaz halıyla karlar altında kalan bozkırın düzlükleri, sonsuz ufuk çizgisine kadar karlarla kaplanmıştır. Sis ise bozkırın gelinliğidir. Bu dingin gökyüzü altında, bozkırla sarmaş dolaş olur.

Ve… Cemre, dağlarda kozmik bir uykunun kollarında rüyalarla dopdolu zengin baharı uyandırır. Bozkırın ayaz kesen sert Ocak ve Şubat ayı, yerini baharın müjdecisi Marta bırakır. Bir bahar kokusu sarar dört bir yanı.  Keklik yavrusu palazların ötmesi, baharın gelişini müjdeler. 

Baharda, toprağın altında demlenen suyun serinliği duyulur. Her çeşit çiçeği bağrına basmış tepelerde sümbüller, menekşeler, nergisler ve daha ismini bilmediğimiz onlarca allı pullu çiçek; çoktan sarar dağ yamaçlarını. 

Rüzgârsa; dağlardan, ormanlardan, kırlardan topladığı bütün çiçek kokularını alıp ovalara getirir. Çiçeklerin güzelliği ve kokusu bizleri başka bir âleme alıp götürür.

Dereler daha bir sevinçle akar. Dağ doruklarında konaklayan kar sularını çaylara ırmaklara denizlere indirir…

Mevsim artık olgunlaşmıştır ve Kış’a ait ne varsa geride kalır. Bulutları kendi aralarında garip bir telaş alırken; güneş de yavaş yavaş ısıtır içimizi. Artık dallar, çiçekler bahara merhaba deme telâşındadır.

Bahar artık yağmur diliyle selâmlıyor yeryüzünü. Önce havada bir ısınma, bir yumuşama; sonra sularda derinlere doğru akma başlar. Karlar erirken, billur sularda akar.

Kristal gibi ışıltılı bu kaynaklar, dağlar üzerindeki karların altından kurtulup aşağı doğru ilerlemeye başlar. Dağlarda eriyen karlarla gümüş renkli billur sular, geçtiği her yere hayat verir.

Su hayatın temeli, insanoğlunun vazgeçemeyeceği hayat unsurudur. Yüce yaratıcı, suyu yeryüzüne indirip; onu dağlarda depo ederek rahmetini insanlara bol bol ihsan eder. Suyun topraktan çıktığı yere kaynak ya da göz denir.

Serçe parmağı kadar akan suyuyla eğilip kana kana sularını içmek isteyip de; soğukluğundan iki üç yudumdan fazla içemediğimiz o su kaynaklardır. Her birinin ayrı bir sesi, ayrı bir hikâyesi vardır. Hepsi kendi hikâyesinin duyulmasını ister.

Bozkıra yolunuz düştüğünüzde, yolunuz üzerinde bir göze, bir oluk, bir kurun, veya çoban çeşmesine rastlarsınız.  Uzaktan uzağa, bir şarkı gibi çağlayıp akan bu çeşmelerin, sesi, gecenin büyülü sessizliğinde, daha bir derinden duyulur.

Bozkır çeşmeleri, ıssız yayla ve dağ yollarında genellikle oluklarla akar. Havuzundan taşan sular, metrelerce akar kendi halinde. Yeşile boyar geçtiği o küçücük vadiyi. Kuş uçmaz, kervan geçmez yaylalarda, çobanın kavalına eşlik etmiş bir pınardan; insanın gönlünü serinleten daha ne olabilir ki.

Bizim de yaylamızda uzaktan tepesinde yıldızların oynaştığı küçük çam oluklu çeşmeden de şırıl şırıl akardı su.

Uzaktan uzağa bir şarkı gibi çağlayıp akan çeşmenin sesi, zifiri karanlıkta sadece; ayın ışığının olduğu gecelerde daha bir derinden duyulurdu. Akarken de şarkı söylerdi, ninni söylerdi. Kendisine küçük bir yatak yapmıştı, onun içinden akardı, nazlı nazlı.

Yeşil otlar, yemyeşil dallar, ağaçlar, oluktan süzülen su sesi, kuş cıvıltıları, böcek sesleri ve tatlı bir huzur...

O çoban çeşmesinde; kim bilir kaç kişi susuzluğunu giderip başında dinlendi? Kim bilir kaç mübarek abdest alıp önünde kıbleye durdu?


Bu yazıya yorum ekleyin

Adınız
E-posta Adresiniz
Yorumunuz
 

CAPTCHA


Resimdeki rakamları bu alana yazınız


Eklenen Yorumlar


Henız yorum bırakılmadı...
 
Çoban çeşmesi... - Sayı 122
Bir Şehrin Gözyaşları... - Sayı 116
Kayısı Çiçeklerinin Düğün... - Sayı 89
Işığı yanan evler... - Sayı 88
Tüm Yazıları

ASKIDA ABONELİK: Siz de "askıda abonelik kampanyası"na destek olmak ister misiniz?

Gelecek sayının konusu (126):
Vekâlet Savaşları...

Son Eklenen Yorumlardan
 test"... test

 Elinize sağlık.Okuyup anlayanı, ibret alanı çok olsun, inşallah.Çok selâm ve hürmetlerimle...Sağlık ... Naci Eroğlu

 Elinize sağlık. Okuyup anlayanı çok olsun inşallah.Allah, milletimizi bu ve benzeri belalardan ebed... Naci Eroğlu

 Gülizar annenin mekanı cennet olsun inşaallah. Ufukta kavuşmak ta var. Metanet ve sabır dilerim. Ka... AYHAN ASLAN

 Amin.... Ömer Faruk Erkoyun


40
Temmuzda yaşamak zemheriyi
Çocuk, sevginin ürünü...
Filistindeki çocuklar
Çocuk olmak
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
CHP’nin bu millete yaptığı zulümler Cell
Bin Karınca Duası


Ali Erdal - Büyük depremin öncül...
Ali Erdal - Yolculuk
Kadir Bayrak - Çocuk toprak gibidir
Necip Fazıl Kısakürek - Necip Fazıl’dan çocu...
Ekrem Yılmaz - İçimizdeki çocuk ölm...
Ekrem Yılmaz - Çocuk
Ekrem Yılmaz - Sınırlar ötesinde
Dergi Editörü - Annesi gül koklasa a...
Site Editörü - Çocuklar bizim gelec...
Necdet Uçak - Ahlâk bozuldu
Necdet Uçak - Ali ile Barbaros
Kardelen Dergisi - Kardelen’den haberle...
Kardelen Dergisi - Hâlâ ve her şeye rağ...
M. Nihat Malkoç - Filistindeki çocukla...
M. Nihat Malkoç - Çocuk olmak
Hızır İrfan Önder - Gurbetin ocağı harlı...
Zaimoğlu - Vasıtasız erdirici
Halit Özdüzen - Yozlaşan toplumlar
Mehmet Balcı - Yardımseverlik
Mehmet Balcı - Sitem
Ahmet Çelebi - Anladım
Kubilay Ertekin - Senirkent Faciası ha...
Halis Arlıoğlu - CHP’nin bu millete y...
Ahmet Değirmenci - Yangından artakalan
Ahmet Değirmenci - Özür
Ahmet Değirmenci - Otuz yıl
Murat Yaramaz - Özür
Murat Yaramaz - Kirli
Gözlemci - Hadiselere bakış
Cahit Ay - Muhasebe
Cahit Ay - Anlaşma teklifi
Cemal Karsavan - Ve çamaşır ipinde sa...
Heybet Akdoğan - Sekülerizm ve İslâm
Osman Akçay - Çocuklar oynasın
Bekir Oğuzbaşaran - Nev gazel
Yaşar Akyay - Çocuk, sevginin ürün...
İbrahim Durmaz - Çocuk ve kuş
İbrahim Durmaz - Çocuğum
Saltuk Buğra Bıçak - Temmuzda yaşamak zem...
Mustafa Kozlu - Gül kokusu
Esra Çakan - Zaman diriyken kıyme...
Uğur Utkan - Satuk Buğra Han efsa...
 
 
23 Mart 2005 tarihinden beri
 Ziyaretçi Sayısı Toplam : 15898051
 Bugün : 975
 Tekil Ziyaretçi Sayısı Toplam : 669395
 Bugün : 21
 Tekil Ziyaretçi Sayısı (dün) Toplam : 121
 125. Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 3
 Önceki Sayıya Bırakılan Yorum Sayısı Toplam : 1
Son Güncelleme: 9 Mart 2025
Künye | Abonelik | İletişim